Sabah gözlerimi zorda olsa açtığımda Chloe sırtı bana dönük bir şekilde yatmaya devam ediyordu.Saçlarına dokunduğumda bir ses çıkardı ve bana döndü.Bir süre ona baktıktan sonra kafamı ona biraz yaklaştırdım ve tekrar bakmaya devam ettim.Ona şimdi nasıl kendimi affettirecektim? Ah...Elimi yanağına koyduğumda aniden gözlerini açtı ve bir süre gözlerime baktı.Ve bağırarak yataktan kalktı ve beni ittirmeye başladı.

'Senin yanımda ne işin var!Defol!Seni odamda istemiyorum!Rahat bırak beni!'

Bağırışlarının arasında hızla omuzlarından tutup onu yatağa bastırdım ve hareketsiz kalana kadar da bırakmadım.

CHLOE'NİN AĞZINDAN

Kafasını eğdi ve dudaklarını dudaklarıma değdirdi.Onu ittirirken elim sert bir şeye dokundu.O sırada acıyla bağırarak geri gitti ve yeri boyladı.Elimin değdiği şeye baktığımda madalyonumu gördüm.Alev gibi parlıyordu.

'Çık odamdan!'diye bağırdığımda kafasını yere eğerek kapıya yöneldi ve kapıyı arkasından kapattı.Hızla elimi telefonuma attım ve Taylor'a mesaj attım.

'TAYLOR.'

Saniyeler içinde mesaj gelmişti.

'EVET?'

'EVİME GELSENE.'

'TAMAM.NE OLDU?BİR SORUN MU VAR?'

'HAYIR.SADECE YANIMDA BİRİNİN OLMASINA İHTİYACIM VAR.'

'BİRAZDAN ORADAYIM.'

Yatağa uzandım ve beklemeye başladım.Tam gözlerimi kapatmıştım ki aşağıdan gelen gürültülerle kapıyı araladım.Taylor ve Riley birbirlerinin yakalarına yapışmış birbirlerinin gözlerinin içine öfkeyle bakıyorlardı.

'Riley Taylor'ı bırak.'

'Ne?'

'Evet onu duydun!Şimdi beni bırak!'

'Onu ben çağırdım.'

'Ama...A-ama...'

Taylor hızla basamakları çıktı ve yanıma yaklaşarak beni içeri itti.

'Bir sorun mu var?'demesiyle hızla kollarımı ona doladım ve ağlamaya başladım.Biraz duraksasa da kollarını bana doladı ve bir süre yavaşça sallandıktan sonra yatağa doğru ilerledi ve oturup beni de yatağa oturttuktan sonra 'Neyin var?' dedi.

RİLEY'NİN AĞZINDAN

Yaklaşık yarım saattir yukarıdalar.Ve ben burada o ikisini yalnız bırakmış bir şekilde oturuyorum.Tam ayağa kalktığım sırada telefonuma gelen  bir mesajla duraksadım.Telefonumu cebimden çıkardım ve kilidini açıp gelen mesaja baktım.Mesajda BU ÇOCUK İLK KURBANIMIZ RİLEY ‘İKİMİZİN.’yazıyordu.Resme baktığımda donmuştum.Bu mesaj kesinlikle Derin'dendi...

DERİN’İNAĞZINDAN

 Riley’ye mesajı gönderdikten sonra ara sokaktan çıktım ve sahile doğru yürümeye başladım. Sahile yaklaştığımda denize birkaç adım mesafede kumların üzerine oturup denizi izlemeye başladım.Hiç bir şey düşünmüyordum en ufak his yoktu.Omzuma dokunun bir eli hissetmemle arkamı döndüm.Colin karşımda içkili bir şekilde duruyordu.Bir süre ona baktıktan sonra başımı yeniden denize çevirdim.Oda yanıma gelip oturduğunda konuşmaya başladı. -‘’ Derin biliyorum bana kızgınsın ama çok pişmanım… ‘’ daha fazla konuşmasını önlemek için elimle dudaklarını kapattım -‘’ Sana kızgın falan değilim niye umurumda olasın ki ?‘’diyerek ayağa kalktım.O ise bir süre baktıktan sonra korkuyla ayağa kalktı ve -‘’ Bunu yapmış olmazsın değil mi Derin lütfen bana karşı olan bir hissini söyle’’ dedi.Başımı kaldırdım ve aramızdaki mesafeyi kapatarak ona yaklaştım kulağına eğilerek -‘’ Hiç bir şey hissetmiyorum ‘’ diyerek geri çekildim ve yürümeye başladım.Hava kararana kadar bir şeylerle oyalanmalıydım.Birden aklıma gelen fikirle gülümsedim.Adımlarımı hızlandırarak bir mağazaya girdim ve kendime siyah mini bir elbise siyah çorap siyah bilekte biten botlar ve siyah bir çanta alıp dışarı çıktım.Ardından kuaföre girdim ve saçımı yıkattım düz bir fön çektirdim.Kuaför’ün arka odalarından birinde aldıklarımı giyindim.Dışarı çıktığımda hava kararmaya başlamıştı bile.Arka sokaklardan birine dalıp gözüme ilk çarpan bara girdim ve tezgahın önüne geçip oturdum.Elime telefonu aldım ve Riley’ye mesaj attım.

MADALYON 1Where stories live. Discover now