Bölüm 60 哭 "BERABER"

4K 383 291
                                    

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen.

Artemisia J keyifli okumalar diler!

60. BÖLÜM:
"BERABER"

Herkes gitmişti. Kemancılar, piyanocu, diğer müzik aleti çalan insanlar... Herkes gitmişti ve biz bir başımıza kalmıştık.

Ne hissetmeliydim?

Ne söylemeliydim?

O günü hatırlıyordum, o kocaman kamyonun bana doğru geldiği günü hatırlıyordum...

Adam yanlışıkla fren yerine gaza bastığını söylemişti ve ben de inanmıştım.

Nereden bilebilirdim o adamın tek amacının beni öldürmek olduğunu?

Ailelerimizin bizi desteklemediğini en başından beri biliyorduk ama işin buraya kadar gelmesine gerek var mıydı?

Bizim ne suçumuz vardı?

Ben, sevdiğim adamdan 5 yıl boyunca nefret etmiştim... Hem nefret etmiş, hem de onun yokluğundan alev gibi yanmıştım.

Bebeğim...  Ben onu kaybetmiştim. Eğer Jungkook yanımda olsaydı, belki o hâlâ bizimle olurdu, kollarımın arasında...

"Bebeği öğrendiğin zaman neden bir şey söylemedin ya da öğrendiğini belli etmedin?" Diye sordum. Bunu gerçekten çok merak ediyordum.

Parmak uçlarıyla şakaklarını ovaladı ve ofladı. "Bu benim için çok zordu. Ögrendiğim zaman, Yu Jin odadan çıktıktan sonra büyük bir sinir krizi geçirdim. O an kendimde değildim ama söylediklerine göre bütün odayı dağıtıp, kırmışım. Doktorlar gelip sakinleştirici iğne vurmuşlar bana. Ben tabii o anı hatırlamıyorum vurdukları ilacın etkisiyle. Daha sonra kendime gelince hiçbir şey olmamış gibi davranmam gerektiğine karar verdim. Amacım bugünü kurgulamaktı. Öyle,"

Aramızdaki sessizlik bir süre daha devam etti. Han Nehri'ne yansıyan parıltılı ışıklara baktım. Ona şimdi ne söylemeliydim? İkimiz de kendi çapımızda zor şeyler yaşamıştık ve bundan sonra ne yapmalıydık? Elime saran sıcaklık bakışlarımı ona çevirdi. "Mi Hi, bir şey söyle."

Gözleri ağlamaktan kırp kırmızı olmuştu. Ona sarılmak, göğsüme yaslandırmak istiyordum ama içimden bir şey buna engel oluyordu.

"Jungkook... Ne diyebilirim ki? Ben, sadece yoruldum."

Bir şey söylemedi, bir süre öylece baktı. Daha sonra ağlamaktan şişen dudaklarını yaladı ve elimi sıktı. "Mi Hi ben 5 yıldır bu anın hayalini kurdum. Yoksa benim bunca zaman nasıl dayandığımı düşünüyorsun? Bir gün sana geri gerebilmek için gittim ben. Onca zamandır tutunduğum tek teselli bu andı. Her gün sana geri dönebilmenin hayallerini kurdum ben."

Anlamıyordu. Anlamayacaktı. Elimi geri çektim ellerinin arasından. Bunu yapmam ile gözlerindeki o hayal kırıklığı kalbimden bir şeyler kopardı.

"Jungkook 5 yıl önceki ben değilim artık, sen de 5 yıl önceki sen değilsin artık. İkimiz de o zamanlar çok küçük ve toyduk."

Kaşlarını çattı. "Ne demek istiyorsun?"

Bunu ona nasıl söylemeliydim? Yanağımı dişledim ve derin bir nefes aldım. Ona karşı açık olmalıydım. "Anlaşılan sen hâlâ bizim beraber olmamızı istiyorsun ama... Tanrı aşkına, şu halimize baksana? Bazı şeyleri kabul etme vakti geldi Jungkook. Biz beraber olamayız."

Dudakları bir balık gibi açıldı. Bunu dememi beklemediği her halinden belliydi ama ne bekliyordu ki zaten artık benden?

"Ben... Senin için her şeyi göze aldım! Dünyayı bile karşıma aldım! Senin için geri döndüm ve senin bana dediğin şeye bak!

Scars 哭 Jeon JungkookWhere stories live. Discover now