Bölüm 19 哭 "DAĞ EVİ"

8.5K 703 395
                                    

19. BÖLÜM:
"DAĞ EVİ"

"Anne geç kalacağım ama birazdan gelecekler!"

"Tamam kızım şunu da ye, yollarda aç kalma." deyip tereyağlı ballı ekmeği ağzıma tıkadı.

"Yo onno, borkoç dokkolok yol oçon yoptoğon şoyo bok. Goron do olko dosono cokocogomozo zonnodocok." (Ya anne, birkaç dakikalık yol için yaptığın şeye bak. Gören de ülke dışına çıkacağımızı zannedecek) dedim ağzım tıka basa dolu iken...

Meyve suyumdan yudum alıp ağzımdaki lokmayı yutmaya çalışırken kapının zili çaldı. "Aha, işte geldiler."

Kahvaltı masasından kalktığım zaman abim karşıma geçti ve kollarını göğsünde birleştirdi. İşte başlıyoruz.

"Bu çocukları görmeden gözüm tutmadı, haberin olsun."

Gözlerimi devirdim ve derin bir nefes aldım. "Sence bu benim ne kadar umrumda?"

"Mi Hi, benimle böyle konuşmayı kes! Ben senin abinim."

Biliyordum, sen benim abimdin. Yüzümüze gülen ama arkamızda bir sürü iş çeviren... Aldığım o nottan sonra dünyam başıma yıkılmıştı. Notun ne kadar doğru olduğu tartışılırdı, abime de güvenmek istiyordum ama içimdeki bir his buna engel oluyordu.

Ona güvenmiyordum.

İşte bu yüzden gerçekten o paraların hangi kaynaktan geldiğini bulacaktım. Eğer o paralar düşündüğüm yerlerden geldiyse ona hak ettiği cezayı verecektim. Ama o not tamamen bir palavradan ibaret ise ve abim dediklerinde samimi ise derin bir nefes alacaktım.

Kısacası bu işin peşini asla bırakmayacaktım.

Abimin yanında geçip gittiğimizde o hâlâ arkamdan bana bağırıyordu.

"Bana bak o telefonun hep açık olacak. Saat başı, dakika başı arayacağım seni. Ha bu arada o erkek kılıklı varlıklardan da uzak dur! Eğer bir şey yapmaya çalışırsalar sana çabuk abini ara, hemen uçarım oraya!"

"He yav he,"

Kapının önündeki mini bavulumu alıp kapıyı açtığımda tüm ekibin kapımın önünde toplandığını gördüm. Gözüm tabii ki ilk Jungkook'a kaymıştı. Gözünde güneş gözlüğü, elleri cebinde arabaya yaslanmış bir şekilde duruyordu. Giydiği siyah tişört üstüne öyle bir yapışmıştı ki vücutlu yapısını bir güzel göz önüne seriyordu. Giydiği pantalondan bahsetmiyordum bile. Bu çocuğun bacakları ne kadar da kaslıydı böyle?

Gözlerimi ondan almak için kendimle büyük bir savaş veriyordum.

"Kök saldık, haberin olsun." dedi Hyun. Senin o köklerini yolarım ben. Keşke gerçekten kök salsaydında bizle gelmeseydin. Şaka maka, koca bir haftasonu ne yapacaktım ben Hyun ile? Keşke Youtuber olsaydım, çekeceğim videoların ismi bile hazırdı şu an.

Koskoca dağ evinde Hyun şeytanı ile 2 gün!

Katil olmama challenge!

Hyun'u öldürdüm, çok riskli oldu!

İzlenme rekorları kırardım valla. "Geldim işte."

Jimin doğduğundan beri bu anı bekliyormuş gibi elimdeki bavulu alıp, beni hemen kolunun altına aldı ve yanağıma sulu bir öpücük kondurdu.

Jungkook'un geldiğim andan beri benim üzerimde olan gözleri bu an gerçekleşir gerçekleşmez hemen başka yere odaklanmıştı.

"Ekip tamam olduğuna göre gidelim!"

Scars 哭 Jeon JungkookWhere stories live. Discover now