Bölüm 54 哭 "TEKRAR"

3.8K 362 237
                                    

Oy ve yorumları unutmayın lütfen.

Sizi seviyorum.

Artemisia J keyifli okumalar diler!

54. BÖLÜM:
"TEKRAR"

"Bir bebeği aldırmak kolay mı sanıyorsun sen Mi Hi?"

Kaşlarımı kaldırdım. "Ne demek istiyorsun Namjoon?"

"Şunu demek istiyorum. Doktora bebeği aldırmak istediğini söylediğinde sana bir kağıt verecek ve o kâğıtta babanın imzası olması gerekecek. Yoksa işlem olmaz. Ne yapmayı düşünüyorsun? Amerika'ya gidip Jungkook'a imzalatmayı mı?"

Hass... Ben bunu hiç düşünmemiştim.

Yu Jin'e baktığımda onu Tanrı'ya dua ederken görmüştüm.

"Başkasına imza attırırım!" Dedim.

Güldü ve elini çıklattı. "Ve işte bu tam olarak evrakta sahtecilik oluyor Mi Hi! Tanrı aşkına bunu yap, yap ki ben de seni bir güzel şikayet edeyim."

"Derdin ne senin?!" Diye soludum sinirle. "Anlamıyor musun Namjoon? Bu bebeği doğurmak benim felaketim olacak! Ailem Jungkook ve ailesinden nefret ediyor doğal olarak ve... Karnımda Jungkook'un bebeğini taşıdığımı öğrenseler ne olur biliyor musun? Felaket olur..."

"Biz destek oluruz Mi Hi, seni koruruz. Kimse size zarar veremez." Dedi Yu Jin.

Ellerimi saçlarımı daldırdım ve çekiştirdim. "Anlamıyorsunuz, anlamıyorsunuz! Bu bebeği doğuramam, onun çocuğunu doğuramam! Ayrıca ben daha sadece 18 yaşındayım, liseye gidiyorum! Geleceğimi mahvedemem."

"Karnındakini sadece Jungkook'un çocuğu olarak düşünürsen tabii doğurmak istemezsin," dedi Namjoon.  "O sadece Jungkook'a ait değil Mi Hi, sana da ait. Senden bir parça taşıyor,  senin canın ona can oluyor. Onun canını neden almak istiyorsun? Tamam küçüksün henüz kabul ama Yu Jin'in dediği gibi biz sana hep destek olacağız."

Kafamı salladım. Ağır konuşuyordu ve belki de bir o kadar da doğru... Dizlerimin üstüne düştüm. Başka bir çarem yoktu ki benim. Karnıma dokundum. Eğer başka bir zamanda gelseydi onu şevkatle kucaklardım ama şimdi olmazdı.

"Benden iyi bir anne olacağını mı düşünüyorsunuz gerçekten?" Diye sordum gözyaşlarımın arasından.

Hiç düşünmeden "Evet," dediler. "Kesinlikle!"

Gülümseyerek kafamı salladım. "Yanılıyorsunuz. Benden iyi bir anne olmaz. Ben, ben ona bakamam ki! Hayatını mahvederim."

Başka bir zamanda gelseydin, böyle olmazdı.

Ellerimden destek alarak ayağa kalktım ve Namjoon'un karşısına geçtim. Burayı terk etmeden önce ona birkaç şey söylemek istiyordum.

"Bana bu hastene ortamında engel olmak istiyorsan tamam, ol." Gülümsedim. "Ama bu sonu asla değiştiremeyeceksin Namjoon."

Güneşin sıcak ışığı yüzümü yalayıp geçerken terlediğimi hissedebiliyordum.

Neredeydim ben?

Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslattım ve usulca gözlerimi açtım. Lakin açar açmaz bana kısık gözlerle bakan bir suret görmem ile çığlığı bastım.

Kendimi bilmediğim bir yerden aşağı atarken kırılan kemiklerimin acısı çıkmaya başlamıştı.

Hafızam yavaş yavaş yerine gelirken bir an olsun gözüm dönmüştü ve kendimi elime nereden geçtiği bilmediğim bir yastıkla onun suratına bastırırken bulmuştum.

Scars 哭 Jeon JungkookOnde histórias criam vida. Descubra agora