Bölüm 2 哭 "İLK İLETİŞİM"

10.9K 758 142
                                    

1 Yıl Önce

Mi Hi okulun arka kısmındaki banka oturmuş sessiz olmayacak bir şekilde hıçkırarak ağlıyordu. Bu kadar sesli ağlamasının sebebi buranın sessiz ve ıssız olmasıydı. Ağlamasının sebebi ise insan kılığına girmiş canavarlardı.

Okulun başından beri yüzünde siyah deri maske, ellerinde de siyah deri eldiven olduğundan çok fazla dikkat çekiyordu Mi Hi. Zira çevresinde insanlara sadece o güzel gözlerini sunuyordu.

O böyle etrafta dolaştıkça insanlar onun hakkında bir sürü dedikodu çıkarmaya başlamışlardı. Kimisi yüzünün Mucize kitabındaki çocuk gibi olduğunu söylüyordu, kimisi ise onun dikkat çekmek için böyle maske taktığını söylüyordu. Bazı abaza erkekler ise onun düşünüldüğünün aksine çok güzel bir yüze sahip olduğunu bu yüzden böyle gezdiğini söylüyordu. Hepsi ne komik ama, değil mi?

Dedikodular okulu alıp başını götürürken insanlar Mi Hi'nın üstüne daha çok gitmeye başlamışlardı. En son ki ve en feci olan darbeyi de bugün vurmuşlardı.

Her şey Mi Hi için beklenmedikti. Bugün beden dersleri vardı. Üstünü değiştirmek için soyunma odalarına girmişti. Her şey çok rutin ve doğaldı. Mi Hi'nın okulda hiç arkadaşı yoktu zaten bu zamana kadar. İlkokulda vardı birkaç tane o kadar. Bu yüzden kimseyle konuşmadan spor kıyafetlerini almak için dolabını açtı. İşte işler burada karışmaya başladı. Mi Hi ne olduğunu anlamadan üzerine onlarca kız yürümeye başladı. Önlerinde ise okulun voleybol takımının başkanı Hyun vardı.

"Bakalım bu maskenin altında ne saklıyorsun?" dedi Hyun yüzündeki sinsi gülümsemeyle.

"Hayır," diye fısıldadı Mi Hi. Korkuyordu daha çok nefret almaktan korkuyordu ama bundan fazla ne kadar daha da nefret alabilirdi ki?

Bütün direnmeleri boşaydı. Üzerine başta Hyun olmak üzere bir sürü kız saldırdı. Kapının ardından ise bağıran, tezahürat eden, alkışlayan erkekler vardı. Birazdan bu canavarın gerçek yüzünü herkes görecekti ve ona yardım edecek kimse yoktu.

İlk başta kıyafetlerini yırttılar. Sonra elindeki eldiveni çıkardılar. Zaten ellerini gördükleri zaman herkes bir sustu. Gözlerini büyüttü. Çünkü Mi Hi'nın elleri baştan aşağıya yanık iziydi.

Sıra yüzündeydi.

Mi Hi artık pes etmişti. Ne olacaksa olsun ve bu lanet gün artık son bulsun istiyordu.

Yüzündeki maskeyi düşürecek kişi ise Hyun'dı. Kendinden emin adımlarla ve yüzündeki o iğrenç tatmin olmuş gülümsemesiyle Mi Hi'nın maskesini tutup aşağıya çekmişti.

İşte o an asıl çığlıklar 'hiii' lemeler ve öğürme sesleri meydana gelmişti. Çünkü Mi Hi'nın yüzünün sağ kısmı gözünün iki parmak aşağısından başlayarak çenesine kadar ağır yanık izi içersindeydi.

Ve şimdi Mi Hi maskesi olmadan, eldiveni olmadan yırtık elbiseleriyle tamamen savunmasız bir şekilde bankın üzerinde sarsıralarak ağlıyordu.

İşte o an ağlamasını durduracak bir ses duydu tam arkasında.

"Neden ağlıyorsun?"

Hemen saçlarıyla yüzünü kapattı ve ellerini içine soktu. Zira maskesini ve eldivenini soyunma odasında bırakmıştı.

"Cevap vermeyecek misin?" diye sordu tanımadığı daha önce duymadığı erkek ses.

Mi Hi alay ederek güldü. "Az önceki olayı görmedin sanırım. Benim kim olduğumu bilmiyor musun?"

"Hayır, bilmiyorum. Bu okula yeni geldim nakille. Adım Jungkook. Birinci sınıfım. Okulu keşife çıkmıştım ve seni böyle görünce yanına gelmek istedim." O an Mi Hi'nın yüzündeki o alaylı gülümseme soldu. Onu tanımadığını iddia eden biriyle konuşuyordu.

"Yanıma geldin ve şimdi git." Sesini katı kullanmaya çalışıyordu. Çünkü gerçekten biriyle konuşmanın sırası değildi. Yalnız kalıp ağlamasına geri dönmek istiyordu.

"Kendini bana göstermeyecek misin?"

"Hayır!" diye bir anda bağırdı Mi Hi. Sonra çok fazla ileri gittiğini düştü ve sesini kıstı. "İnan ki beni görmek istemezsin, lütfen git Jungkook."

"Bunu bilemezsin." Eli omzuna değdi. O an gerçekten bir an dönüp Jungkookla tanışmak istedi ama yapmadı. Kendini daha fazla sakladı.

"Sanırım arkadaş olmak istediğim kişi benim için yanlış birisi." dedi Jungkook elini çekerken. Adım sesleri uzaklaşırken Jungkook'un gittiğini anladı Mi Hi ve bir kere olsun yüzünü göstermekten çekinmeyip arkasını döndü ve Jungkook'un gidişini izledi.

İşte o an yüreğinde merak kıvılcımları yanmaya başladı. Zira ilk defa birisi onunla bu kadar yakınlaşmıştı. Daha doğrusu arkadaş olmak istemişti. Her ne kadar onu daha tanımasa da...

Bundan sonra Jungkook'u gördüğü her yerde ona gözleri takıldı Mi Hi'nın. Sadece gözleri değil, kalbi de takıldı.
-
-
-
İşte bizimkilerin tanışma hikâyeleri böyleydi. 😊

Bu kurgu diğer kurguma bakarak yazarken bana daha çok zevk veriyor. Bu yüzden ilk 3 bölümü yazmıştım zaten en başından. Yani 3. Bölüm de hazır ama 4. Bölüm daha yok. 😂

Neyse, dediğim gibi... Ben yazarken bu kadar zevk alırken umarım siz de okurken aynı şekilde zevk alıyorsunuzdur. 💜

OY VERİP YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN!

Gelecek bölümde görüşmek üzere! ✋

Scars 哭 Jeon JungkookМесто, где живут истории. Откройте их для себя