Bölüm 20 哭 "GEÇMİŞE DÖNÜŞ"

7.6K 664 300
                                    

20. BÖLÜM:
"GEÇMİŞE DÖNÜŞ"

Küçük kız mahallenin ıssız yerine geçmiş oyun oynayan arkadaşlarını izliyordu. Evet, sadece izliyordu. Zira çocukların onun gibi bir yüze sahip olan birisini oyunlara dahil etmeyeceklerini biliyordu. Bu hep böyle olmuştu ve o sessiz kalmıştı.

Ama her ne kadarda sessiz olsa da bu duruma o bir çocuktu ve o da onlara katılmak istiyordu.

Ne olurdu beni de yanlarına alsalardı, diye düşündü küçük kız. Bir kerecik, sadece bir kerecik...

Dizlerinde daha yeni kabuk bağlayan yaralar olsa da oyun oynayan çocukların yanına gitti. Biliyordu, o kabuğu yine yırtacaklardı.

Ellerini önünde birleştirdi ve başını eğdi. Bu onun en ürkek, en çekingen haliydi. "Merhaba, beni de aranıza alır mısınız?"

Küçük parmaklarını birbirine geçiriyor onlardan iyi bir cevap bekliyordu.

Aralarından bir çocuk Mi Hi'nın karşısına geçti. "Hah, sen mi bizimle oynayacaksın? Bizimle çirkin insanlar oynayamaz!" Çocuk parmağın ucuyla Mi Hi'nın göğsüne dokundu ve onu sertçe ittirdi.

Bu küçük yaşa bu kötülük sizce de fazla değil miydi?

Düşmenin etkisiyle Mi Hi'nın avuç içini taşlar kesmişti. Mahallenin küçük çocukları bu kızdan nefret ediyordu. Bu kız bir lanetti. Kendi evini yakmış, ailesini evsiz bırakmıştı. Tanrı da onu yüzüyle cezalandırıyordu bu yüzden.

Ve eğer onunla arkadaşlık etselerdi, eğer onu oyunlarına alsalardı onlar da Mi Hi'nın kaderini yaşayacaklardı.

Bu bir ağızdan ağıza dolaşan, ebeveynlerin çocuklarının psikoloji bozulmasın diye Mi Hi'dan uzak tutmak için uydurdukları bir efsaneydi ve herkes buna inanıyordu.

O halde Mi Hi yok olmalıydı.

Mahallenin çocukları Mi Hi'nın ayağa kalkmasına fırsat vermeden tekmelemeye, dövmeye başlamışlardı.

Onu duyan kimse yoktu.

Bir kişi dışında...

Küçük bedeniyle kalabalığı ittiriyor ona ulaşmaya çalışıyordu.

Onu kurtarmak istiyordu.

"Çekilin!"

Küçük oğlan çocuğu ona tekme atan çocukların yakasından tutup ittirdi. "Dokunmayın ona!"

"Asıl sen ona dokunma!" dedi aralarından bir kız çıkıp. "O hastalıklı, görmüyor musun yüzünün halini?! Tanrı'nın laneti bu!"

"Hepimizi lanetleyecek!" Onların ne dediğini duymuyor, anlamıyordu. Bu küçük kız kesinlikle lanet falan değildi onun için.

Dizlerinin üstüne çöktü ve Mi Hi'nın yüzüne bakmaya çalıştı. "Gidelim buradan,"

Mi Hi yüzünü örten saçlarının arasından çocuğa baktı. İlk defa görmüyordu onu bu mahallede. Ama tanımıyordu sonuçta. İsmini bile bilmiyordu, neden yardım etmek istiyordu ki?

Çocuk ona elini uzatınca tutup tutmamak konusunda kararsız kalmıştı. Ama biliyordu ki burada dursaydı bu çocuklar onu dövmekle kalmayıp çiğ çiğ de yiyeceklerdi.

Scars 哭 Jeon JungkookWo Geschichten leben. Entdecke jetzt