Bölüm 13 哭 "TUZAK"

8.6K 721 423
                                    

Bu bölüm BTS'in Türkiye'ye gelmesi sebebiyle yazarın hayati fonksiyonları durma sonucu normalinden biraz daha geç gelmiştir.

Bunun için üzgün olduğumu belirtmek isterim ama dediğim gibi hayati fonksiyonum durdu duygularım karmakarışık oldu.

Hala inanamıyorum.

KOSKOCA BTS TÜRKİYE'YE GELDİ LAN!

Neyse, iyi okumalar efendim. Bölüm sonunda yine sınırlar vardır ona göre ehehehe.

------------------

Sıradan ve sıkıcı bir okul gününde başroldüm yine.

İlk ders biyolojiydi ve ben biyolojiden bir gram bile bir şey anlamıyordum. Çünkü ezberdi bol bol ve ben ezberden oldum olası nefret etmiştim. İşte bu yüzden sayısalcıydım ama biyolojinin hâlâ nasıl sayısal ders bölümüne girdiğini anlamıyordum. Bence coğrafya daha çok sayısaldı.

Elimdeki kalemi masaya bıraktım. Aldığım notlardan hiçbir halt anlamıyorsam not almaya ne gerek vardı?

Uyuyacaktım, zaten en arka sıradaydım oh mis. Göz ucuyla yanımdaki Yu Jin'e baktığımda onun benden daha önce pes ettiğini gördüm. Kafasını masaya koymuş, dudakları bir balık gibi açılmış şekilde mışıl mışıl uyuyordu.

Güldüm ve ben de kafamı masaya koydum. Derin bir nefes aldım ve huzurla gözlerimi yumdum.

Lakin gözümün önüne gelen Park Jimin siluetiyle uykularım kaçtı. Bana sunduğu o saçma tekliften sonra aradan birkaç gün geçmişti ve hiçbir şey olmamıştı. Jimin ile de hiç konuşmamıştık, aramızda sadece anlamsız bakışmalar geçiyordu. Hâlâ bana neden öyle bir şey dediğini bilmiyordum. Tek bildiğim bu aşk dolu bir çıkma teklifi değildi, olmasını da beklemem ve istemezdim zaten ama bu işte bir bit yeniği vardı. Neyse yakında anlardık ne olup bittiğini Jimin'in dediği gibi, değil mi?

Jungkook ile ise aynıydık, tabii biraz daha iyi. Artık beni gördüğü zaman suratıma mal gibi bakmıyor gülümsüyordu. Sadece bunu yapıyordu, yine de pek konuşmuyordu ama bu bile beni mutlu etmeye yetiyordu.

Onunla ders çalışma günlerimiz parti gecesi yüzünden aksamıştı. Teneffüste onun yanına gidip bu konu hakkında konuşmalıydım.

Saçmalamayın, tabii ki ders için onun yanına gideceğim. Yoksa onu sevdiğimden, benimle konuşmasını, göz hapsine almasını özlememden değil tabii ki.

Biyoloji dersi uyuyarak geçerken teneffüs zili çalmıştı. Kafamı sıradan kaldırdım ve etrafa kısa bir bakış attım.

Sınıf yavaş yavaş boşalırken Yu Jin hâlâ tatlı uykusuna devam ediyordu. Sıramdan onu uyandırmayacak bir şekilde, sessizce kalktım.

Sınıftan çıktığımda koridordaki öğrenci topluluğunda Jungkook'u aradım ama göremedim. Sınıfındadır herhalde diye düşünerek sınıfına da uğradığımda orda da onu göremedim. Acaba biricik sevgili Hyun ile mi takılıyordu?

Sınıfın içersine uzattığım kafamı tam geri çekecekken Yugyeom'u gördüm. Jungkook'un nerede olduğunu Jimin'e soramazdım belki ama biricik sıra arkadaşına sorabilirdim, değil mi?

Gülümseyerek "Yugyeom!" diye seslendim.

Yugyeom sıranın üstüne oturmuş kızlarla gülüşerek bir şey konuşuyordu. Ah, pardon daha doğrusu her erkeğin yaptığı gibi tatlılığını ve seksiliğini kullanıp kızları ağına çekmeyi çalışıyordu. Ve başarıyordu.

Scars 哭 Jeon JungkookWhere stories live. Discover now