Bölüm 17 哭 "HEDİYE"

8.8K 676 466
                                    

Oy Sınırı: 25

Yorum Sınırı: 35

Keyifli okumalar!

----------------

17. BÖLÜM:
"HEDİYE"

"Sevgili kardeşim Kim Mi Hi, açıklama yapacak mısın yoksa ben yaptırayım mı?" Abim dişlerinin arasında tıslayarak konuşmaya başlayınca kelimenin tam anlamıyla ayvayı yediğimi anlamıştım.

Hemen aceleyle paraları kapattım ve ayağa kalktım. "Ben buraları temizliyordum falan ayağımı çarptım buldum, valla karıştırmadım."

Kurduğum anlamsız cümlelere karşı abim güldü ve bana doğru birkaç adım atıp yaklaştı. Hiç beklemediğim bir anda kolumu tutup beni sarsmaya başlayınca sertçe yutkundum. İmdat, adam öldürüyorlar diye bağırsam mı acaba?

"Gördüklerini unutacaksın, kardeşim."

"O kadar parayı unutmak nasıl mümkün olur abi?" Gözlerimi kıstım. "Doğru söyle bana nereden buldun o kadar parayı? Çaldın çırptın değil mi lan? Biliyordum ben."

"Saçmalayı kes! Çaldığım falan yok. Hakkımla kazandım ben bu parayı."

"Ne?" Onu küplere bindirecek bir şekilde güldüm. "Oğlum sen işsizsin lan. Ve gelmişsin bana bon bo poroyo hokkomlo kozondom diyorsun. Güzel senaryo ama benden söylemesi bu dizi tutmaz."

Abim daha çok delirdiğini belli edecek şekilde kolumu sıkmaya başladı. Kesinlikle şimdi orası morarcaktı. Benim cildim çünkü oldukça hassastı.

"Bir bok bilmeden konuşma!"

"Söyle de konuşmayım!"

"İşe girdim ben bir kere. Oradan kazandım bu paraları."

Bir an duraksadım. Ve abimin ellerinden kollarımı kurtardım. Bir elimi belime attıktan sonra baş parmağını abime doğru salladım.

"Sen iş buldun ve biz bunu bilmiyoruz öyle mi? Ayrıca kazandığın paraları da bilmiyoruz? Ki sen ne iş yapıyorsun da bu kadar çok para kazanıyorsun? Yalan söylüyorsun, ben senin çalışmaya gittiğin bir Allah'ın gününe şahit olmadım." Ellerimi birbirime sürtüp Joker gülüşü attım. "Aha şimdi elime düştün sevgili abicim Kim Min Joon! Ehehehe."

Abim sinirle ellerini saçlarına geçirdi. "Makinalı tüfek gibi saydırmaya bırakta beni bir dinle. Daha ne iş yaptığımı bile bilmiyorsun gelmiş burada laf ediyorsun bana, çıldıracağım."

"Allah, Allah söyle de bilelim o zaman! Sanki FBI da çalışıyorsun, ne bu gizlilik?"

"Gizlilik falan yok! Sadece şu an saklıyordum."

"Sebep?"

"Size sürpriz yapacaktım."

"Ne sürprizi Allah aşkına? Ne iş yaptığını bile bilmiyoruz daha."

"Bir şirkette çalışıyorum Mi Hi!" dedi dişlerini sıkarak. Birazdan bana tekme tokat dalacak gibi görünüyordu. Açıkçası tırsmadım desem yalan olurdu ama umrumda bile değildi. İşte bu yüzden yerlere yuvarlanarak gülmeye gülmeye başladım.

"Ne? Bir de şirkette çalışıyorsun sen? Vay be, görüyor musun sen şu Allah'ın işini? Benim diplomasız, lise terk abim şirkette çalıyor! Anlıyorum... İyice kafa gitmiş senin."

Ben ne kadar onunla dalga geçsem de beni ciddiye bile almıyordu ve hayali işini anlatmaya devam ediyordu. Vah yavrum, yazık sana. Bu genç yaşta gitti valla kafa.

Scars 哭 Jeon JungkookWhere stories live. Discover now