Bölüm 112

8.6K 360 61
                                    

FİDAN 

The end.Söylediğim bu cümleyi öncelik ile kendim idrak etmeye çalıştım.Doktorun söylediği kanser kelimesinden sonra artık bir geleceğimiz olmadığını kendime kabullendirmek zorundaydım.

Son cümlemi söyleyip, odama gitmek istedim.Bir yanım koşarak kaçamı söylerken, diğer yanım dönüp yüzüne bir kez daha bakmak istiyordu.Şu anda yapamaz isem bir daha yapamayacaktım.Yavaş adımlar ile arkamı döndüm ve bir adım attım.

Fidan saçmalıyorsun?Sen günlerdir beni dinlemedi diye dert yanıyordun.Şimdi aynı şeyi kendin yapıyorsun.Ne olursa olsun, birlikte geçirdiğiniz onca yılın hatırına dinlemek zorundasın.

Bora boşuna çabalama.Dinleyecek bir şeyim kalmadı.Birlikte geçirdiğimiz onca yılı hiçe sayan ben değilim.

Volkan abi elleri arakasında bana doğru gelerek konuşmaya başladı.

Şuan yaptığın ile senin de ondan , hatta onlardan bir farkın kalmıyor.Eğer farklı olduğunu düşünüyorsan dur ve dinle.

Olumsuz anlamda başımı salladım.Aysel'e inanan biri ile konuşacak bir şeyim yok.

O zaman bir kere benim yüzüme bak.

O kadar içten söylemiştiki, dayanamayıp sağ tarafımda duran Volkan abi'ye baktım.Başımı çevirmem ile yüzüme bir su çarptı.Sen ne yaptığını sanıyorsun!

Kusura bakma Ufaklık başka türlü kendine gelmeyeceksin.Tutun şunu!

Ne olduğumu anlamadan Ayhan arkadan  bana sarıldı.Başımı çenemden tutup sabitledi.Volkan aynı suyu ikinci kez yüzüme çarptı.İkinci atışında nefessiz kaldım ve tüylerim ürperdi.Çek şu sirkeyi ben bitli değilim!Üçüncü kere suratıma attığında sirkenin kokusundan daha çok sevdiğim adamın kokusu burnuma doldu.Derince içime çektim.Özlediğim, sevdiğim koku.

Bana arakdan sarılmış bir şekilde dururken,çenemi tutmayı bıraktı.Saçlarımı derin derin koklayarak başıma öpücükler bıraktı.Başını boynuma gömdü ve boğuk ses tonu ile konuşmaya başladı.

Lütfen konuşmamıza izin ver.Beni bir kere olsun dinle sonra yine gitmemi istiyorsan söz gideceğim.

Onu gördüğüm andan beri dik durmaya çalışan ben sığındığım , güvendiğim kollarda gittikçe güçsüzleşmeye başlamıştım.Kokusu içimi titretip, kalp atışlarımı hızlandırmıştı.İçimi bir heyacan kaplamış , bacaklarım beni taşımaz durumdaydı.Beynim direnmemi söylüyordu, kalbim sarıl boynuna kokla diyordu.

Kaybetmenin acısını bilen biri olarak, bu kadar kopmuşken bir daha olmaz, olamaz.Bırak yoluna gitsin, sen uzaktan seversin.Bırak o yoluna devam etsin....Kaç dakikadır kendim ile savaş verdiğimi, ne kadar süredir sessiz bir şekilde kalıp düşündüğümü bilmiyorum.Başını boynuma gömdükten sonra söylemiş olduğu söz gideceğim cümlesinden kaç dakika yada saniye sonrasında bilmeden ağlamaya başladım.Bacaklarımın bağı çözülmüş, tüm ağarlığımı ona bıraktım.Beni kollarından bırakmadan yere doğru çöktü.Yere oturduğum da hıçkırarak ağlamaya başladım.

Ağla güzelim, yeterki kollarımda ol.Ağla içindeki feryedı çıkar ki söylediklerimi duyabilesin.

Ayhan bana bu cümleleri sarf ettikçe ben biraz daha fazla ağlamaya başladım.Kollarında ağlamaya devam ederken başıma bir öpüük kondurdu.

Fidan, ateşin var.Hadi kalk hastahaneye gidelim.

Sakin ol, önce soğuk bir duşa girsin, sonra biraz uzansın.Yine düşmez ise gideriz.Yardım edecek birilerini çağarayım.

Gerek yok, ben duşa sokarım.Sen bana banyoyu göster.

Tamam hadi gel.Kaldığı odayı göstereyim.

UFAKLIK(küçük gelin)**tamamlandı**Where stories live. Discover now