Bölüm 50

53.7K 3.8K 494
                                    

İnstagram: pembekalemhikayeleri

***

Keyifli okumalar diliyorum. 😇❤️

***

Bölüm şarkısı; Fikri Karayel - Hayal Edemezsin

***

Yıllar sonra karşısında Gözde'yi gören Ceren bir anlık bir şok geçirmişti. En mutlu zamanında hayatını mahveden kadının yine hayatının en mutlu gününde karşısına çıkmasını bir tesadüf olarak düşünmek istiyordu. Artık kötü günler geride kalmıştı, mutluluk şimdi yanındaydı. Bakışlarını kocasına çevirdiğinde onun kendinden emin güçlü bakışlarını gördü. Mehmet gözleriyle 'merak etme, bu sefer mutluluğumuzu kimse bozamayacak' diyordu. Ceren sadece ona inandı. Bu sefer kimse mutluluklarını bozamayacaktı. Rüzgar da kendisine yapılanları bir gün tüm çıplaklığıyla öğrenecekti ama yakın bir zamanda değildi. Ceren de Mehmet de onun çocuk kalbini bu acı gerçeklerden korumak için ellerinden geleni yapacaklardı.

Günün devamında Mehmet ve Ceren'in bozulan morallerini Rüzgar heyecanıyla düzelterek planladıkları gibi mutlu bir gün geçirmelerini sağladı. Küçük çocuk hayvanları her gördüğünde heyecanla yanlarına koşup anne ve babasına sorular soruyordu. Tüm gün boyunca sanki anne ve babasının rahatsız olduğunu bilirmiş gibi Gözde konusunu asla açmadı.

Ceren eve gelip Rüzgar'ı yatağına yatırdıktan sonra salona geri döndü. Kocası üzerinde gün boyu taşıdığı kıyafeti çıkarmadan salondaki koltuğa oturmuştu. Karısını görünce yerinden doğrulup ona yer açmak için koltuğun sağ yanına kaydı. "Sena nereye gittiğini yazmış mı?"

Ceren kocasının yanına otururken "Sahilde biraz dolaşacağını söylemiş" dedi. Eve geldiklerinde Sena'yı bıraktıkları gibi yatakta bulamamışlardı. Onun yerine bir not bulmuşlardı. Sena sahilde biraz dolaşacağını söyleyen bir not bırakıp çıkmıştı. Yanında notu okuduğu için Mehmet bu durumu çok dert etmemişti ama Ceren, Sena'nın neler yaşadığını tahmin ettiği için endişelenmişti. Abisine beklediği fırsatı kullanması için bir mesaj atmış, Sena'yı bulmasını söylemişti. İçi artık kısmen de olsa rahattı.

Karısının durgun halini hayvanat bahçesinde yaşadıklarına yoran Mehmet uzanıp elini tuttu. "Hala bu sabah yaşadıklarımızı düşünüyorsun". Karısının gözlerine gülümseyerek baktı. "Dert ediyorsun ama etme. O insanlar yine ve karşınıza çıkacak biz sadece onları görmezden gelmeyi öğrenmeliyiz."

"Babamın bu kadınla birlik olup beni nasıl oyuna getirdiğini düşündükçe deliriyorum. Bunu yapan benim babam, senin baban değil. Hazmedemiyorum!". Gözlerini ondan kaçırdı. "Benim babam bana bunu yaptı. Benim babam benim oğlumun en güzel senelerini benden çaldı."

Mehmet karısının yüzünü avuçları arasına alıp gözlerine dikkatle baktı. "Bunları düşünerek bir yere varamayız. Geçmişe takılarak geleceği yaşayamayız. Evet bunlar oldu, bunlar bizim başımıza geldi. Şimdi ah vah ederek bir şeyleri değiştiremeyeceğimizin farkına varmalıyız. Oğlumuzun geçmişinde yoktuk ama geleceğinin her anında olacağız. Onun mutlu olması için elimizden geleni yapacağız ve buna mutlu olarak başlayacağız. Bize yapılanları asla affetmeyeceğiz ama kendi mutluluğumuz için artık düşünmeyeceğiz. Anlaştık mı?"

Ceren sadece kafasını aşağı yukarı salladı. İçi biraz da olsa rahatlamıştı. Genç adamın geniş göğsüne başını yaslayıp "İyi ki varsın" diye mırıldandı. "Sen olmasan asla bu gerçeklerle başa çıkamazdım"

KALBİMİN SAHİBİ / Davetsiz Aşklar ~ 2Where stories live. Discover now