Bölüm 39

72.5K 5.3K 849
                                    


İnstagram: pembekalemhikayeleri

Keyifli okumalar. ❤️

Yorum yapmayı unutmayın.😌

***

Bölüm Şarkısı; Justin Timberlake – Mirrors. Sizin için Türkçe altyazılı videosunu da koyuyorum.

***

Gece boyunca arkadaşı için iz peşinde koşmaktan yorgun bir halde evine döndü. Tek istediği karısının yanına yatmak ve ona sarılarak yorgunluğunu atmaktı. Kapıdan girerken onu göreceği için çocukça bir sevinç vardı içinde. Ceren ile yeniden birlikte olduğu, hatta onun bu eve geldiği günden beri içinde tarifi imkansız bir huzur ve bolca mutluluk vardı. Allah'a her gün onun varlığı için şükrediyordu. Hayatının anlamı oydu.

Evinde girdiğinde sessiz adımlarla yukarıya çıktı. Yatak odalarından içeriye girerken de kapı kulpundan nazikçe tutup yavaş yavaş çevirdi. Kapının gıcırdamaması için büyük bir zahmete girmişti. İçeriye girdiğinde kapıyı yine sessizce kapatıp odanın ortasına doğru ilerledi. Ceketini sırtından sıyırırken bakışlarını hevesle yatağa çevirdi. Ceren'i yataklarında bulmayı bekliyordu ama yoktu. Kaşları aniden çatıldı; neredeydi ki bu kız! Yarıya kadar sıyırdığı ceketini geri giyinip odanın içindeki banyoya yöneldi. Ceren içerideyse korkmaması için kapıya yavaşça iki kere vurduktan sonra açtı. Banyo bomboştu. Onun belki de salona inmiş olabileceğini düşünerek hızla odadan çıkıp aşağı indi. Salona girerken yüksek sesle "Ceren?" diyerek seslendi. Etrafa hızla göz gezdirdi, karısı yoktu. Salonun ortasında kendi etrafında dönerek göz atmadığı yer var mı diye düşündü. Hava sabahın bu erken saatinde soğuktu, bahçeye çıkmış olamazdı. Yeniden daha yüksek sesle "Ceren" diyerek salondan çıkarken karşısına Leyla hanım çıktı. Kadın mahcup bir ifadeyle ona bakıp, ellerini önünde birleştirerek sıkıntıyla birbirlerine kenetledi. "Ceren hanım yok Mehmet bey"

Mehmet kadının bakışlarından bir terslik olduğunu anlamıştı. "Nerede?" diye sordu sesindeki korkuyu gizleyemeyerek.

"Ceren hanım gitti, tüm eşyalarını toplayıp evi terk etti"

Adam bir süre duyduklarını idrak edemeyerek kadına baktı. Sanki dejavu yaşıyor gibiydi. Aynı şeyler tekrarlanıyordu, biraz mutlu olduktan sonra yine aynı olay başına geliyordu. "Bunu bu kez bana yapamaz" dedi kendi kendine. Ellerini saçına atıp sinirle karıştırdı. Yüzüne indirdiği ellerini bir süre orada tuttu. Sinirlerine hakim olamıyordu. Ne olursa olsun, karısının ona bir şey demeden gitmesini hazmedemiyordu. Ellerini yumruk yapıp yan tarafına indirdikten sonra "Tamam siz gidebilirsiniz" dedi.

Leyla hanım gitmedi, adamın karşısında bir süre bocaladıktan sonra yeniden yüzüne baktı. Oylum'u içeriye aldığı için en çok kendisini suçluyordu ama bunu patronundan saklayamazdı. "Ceren hanım birden bire gitmedi Mehmet bey" dedi aniden. "Oylum hanım geldi. Ceren hanım ile konuştu. İçeride ne konuştular bilmiyorum ama o kadın daha gitmeden Ceren hanım hızla odasına çıkıp, toplanmaya başladı. Giderken çok da ağlıyordu. Nereye gittiğini sordum ama söylemedi"

"Oylum mu?". Genç adam olduğu yerde kala kalmıştı. O kadın ne demişti de Ceren gitmişti! Cebinden telefonu çıkarıp ekrana baktı. Telefonun gece bataryası bittiği için kapandığı aklına gelince içinden okkalı bir küfür savurdu. Hızla odasına çıkıp telefonunu yatağın kenarındaki prize bağlı olan şarja taktı. Sabırsızca bir süre bekledikten sonra telefonunu açıp, beklemeden Ceren'i aradı. Telefon kapalıydı. Hayal kırıklığıyla elinde telefonla kalırken, boş bakışlarla yere baktı. İçinden sanki soğuk hava dalgası geçiyordu. Kalbi Ceren'in yokluğuyla titriyordu. Leyla hanım giderken ağladığını söylediğinde içine giren acı, onu her geçen saniye derbeder ediyordu. Yine o ağlatmıştı onu. Bilerek ya da bilmeyerek, yine o sebep olmuştu gözünden akan yaşlara. Ceren'i bulmak için Zeynep'i aradı. Onun da telefonu kapalıydı. Aslı'nın kötü bir halde, Zeynep'in de onun yanında olduğunu bildiği için aramakta ısrarcı olmadı. Aklına tek gelen kişi Tolga idi. Karısı ailesinden sadece abisine gidebilirdi. Telefonu yeniden açıp bu kez kayın biraderini aradı.

KALBİMİN SAHİBİ / Davetsiz Aşklar ~ 2Where stories live. Discover now