Bölüm 43

72.7K 5.5K 832
                                    


İnstagram: pembekalemhikayeleri

***

Ben sonunda geldimmmmm canlarımmmm, aşkkuşlarım. 😍Umarım hepiniz çoooook çooooook iyisinizdir. 😇

Keyifli Okumalar. ❤️

***

Bölüm Şarkısı; Spice Girls- Viva Forever

***

AMERİKA / San Josef Yetimhanesi

Minik çocuk bahçedeki bankın üzerinde tek başına otururken, futbol oynayan arkadaşlarını izliyordu. Arkadaşları onu da oyuna çağırmıştı ama o bugün istemediğini söyleyip banka oturmuştu. Gece rüyasında yine annesini görmüştü. Aklının erdiği günden beri ara ara rüyasında annesini görüyordu. Annesi yine onu sarıp sarmalayıp, doyasıya öpmüştü. Elinden tutup parka götürmüştü. Defalarca salıncakta sallamıştı. Rüzgar, salıncakta sallanmayı sevmemesine rağmen annesi sallayınca çok mutlu olduğunu hissetmişti. Sonra annesi onu kaydıraklardan kaydırmıştı. Hatta uzun yılan kaydırağın tepesine çıkıp, korkmadan kendisini aşağıya bırakmıştı. Çünkü kaydırağın dibinde annesi bekliyordu. Onu kollarına almış, yine defalarca öpmüştü. Rüzgar gözlerini açtığında hala ona sarılıyor gibi hissetmişti ama çok geçmeden yetimhanede olduğunu anlayınca hayal kırıklığıyla gözlerini yummuştu. Sabah ne kahvaltı edebilmiş ne de dersleriyle ilgilenebilmişti. Minik bedeni bu özleme dayanamıyordu. Müdüre, annesi ve babasının geleceğinden bahsetmişti ama ne zaman geleceklerinden bahsetmemişti. Belki de hiç gelmeyeceklerdi. Belki de Jason haklıydı, o sadece hayal görüyordu. Gözleri üzüntüyle dolarken rüyada gördüğü annesi gözlerinin önüne geldi. Madem annesi onu almaya gelecekti, neden onu buraya bırakmıştı ki? İçindeki umutsuzlukla dudaklarını büzdü. Belki de müdire yalan söylemişti, onun ailesi hiçbir zaman onu almaya gelmeyecekti. Minik yüreği bu karmaşaya daha fazla dayanamadı. Gözlerinden yaşlar akmaya başlarken arkadaşları görmesin diye arkasına döndü. Üzerine giyindiği gömleğin kollarına gözyaşlarını silip, hıçkırıkları duyulmasın diye ellerini ağzına kapattı. Yanına gelen ayak seslerini duyunca ellerini hızla ağzından çekip derin derin nefes aldı. Başı öne eğikti, karşısında duran kişinin sadece ayakkabılarını görebiliyordu. Bakışlarını yavaş yavaş yukarı kaldırdığında Jason'ı gördü. Onun yine kendisiyle kesinlikle alay edeceğini düşündü. Arkadaşının yüzüne baktı. Çocuk haliyle bile cesur olması gerektiğini hissediyordu. "Benimle dalga mı geçeceksin? Bay Pears gibi erkekler ağlamaz mı diyeceksin?"

Jason sessiz bir şekilde arkadaşının yanına oturup "Özür dilerim" diye mırıldandı. "Ben çok kaba davrandım. Seni kıskandım"

Rüzgar şaşırarak arkadaşına baktı. "Şey ben seni affederim. Sen benim en iyi arkadaşımsın Jason". Asla küs kalamazdı.

Minik çocuk serçe parmağını bükerek arkadaşına uzattı. Jason da gülerek aynı hareketi yapıp kendi parmağını arkadaşınınkine doladı. "O zaman barıştık"

Rüzgar gülümsüyordu. "Barıştık. Hem zaten ailem gelmiyor. Kıskanmana gerek yok". Yüzü düşerken "Onlar beni burada bıraktı" dedi.

Jason çocukça hislerle sevindi. Arkadaşı onu bırakmayacaktı, burada tek kalmayacaktı. "Ben varım. Hem ben seni hiç bırakmam. Hadi gel biz de top oynayalım"

Rüzgar heyecanla gülümseyerek "Ben de seni bırakmam" dedi. Arkadaşıyla birlikte oturdukları banktan inip koşarak arkadaşlarının arasına katıldılar.

***

TÜRKİYE

Ceren masada otururken gözleri sürekli kocasına kayıyordu. Mehmet de günlerdir bir haller vardı; ne zaman onun gözlerine baksa, genç adam gözlerini ondan kaçırmak için elinden geleni yapıyordu. Ceren kocasını tanımasa kesinlikle aldatıyor derdi ama o Mehmet'in sadakatinden zerre şüphe duymuyordu. Başka bir şey vardı; kocasını günlerdir rahatsız eden bir şey. Elindeki kahve fincanını dudaklarına götürüp bir yudum aldıktan sonra masaya bıraktı. Gözleri hala Mehmet'in üzerindeydi. Kaşlarını kaldırıp, ellerini göğsünün üzerinde çapraz bağlayarak geriye yaslandı. "Bugün benimle kıyafet alışverişine geleceksin değil mi?"

KALBİMİN SAHİBİ / Davetsiz Aşklar ~ 2Where stories live. Discover now