Bölüm 36

80.9K 5.6K 685
                                    


İnstagram: pembekalemhikayeleri

***

Keyifli okumalar. 😇❤️

***

Bölüm şarkısı; Feist - Graveyard

***

Ceren'i kolları arasına aldıktan sonra az önce düşmemek için dengesini zor koruduğu kaygan zeminde bu kez hızla ilerledi. Yağmur yine yağıyordu ama içindeki acıyla adımlarını yere öyle sağlam atıyordu ki, o an ayağının altından çivi olsa yere çakılırdı. İnsanın enerjisinin nirvanaya çıktığı anlardan birini yaşıyordu, korku bedenindeki her hücreyi ele geçmişti. Ondan sonrası karanlıktı, ve o ışığı için mücadele ediyordu.

Mezarlığın dışına çıktığında başını hızla sağ ve sola döndürdü.  Ne gelen vardı ne giden... "Kahretsin!" diyerek hızla geldiği yöne doğru yürümeye başladı. Yoldan geçen bir taksiyi görünce bağırarak onu durdurdu. Taksi önüne geldiğin hızla arabaya binip "En yakın hastaneye götür" dedi. Gözlerini tek bir an bile Ceren'den ayırmamıştı. Karısı hala kollarında, cansız bir şekilde yatıyordu. Ona doğru eğilip alnına öpücük kondurdu. "Dayan sevgilim, birazdan seni hastaneye görüreceğim"

Taksi ani bir frenle durduğunda genç adam başını kaldırdı. Sonunda bir hastaneye gelebilmişlerdi. Tek elini cebine atıp, çıkardığı paranın miktarına bakmadan yan koltuğuna attıktan sonda arabadan indi. Hastane kapısından girdiği anda "Yardım edin!" diye bağırmaya başladı. Ona sedyeyle koşan hemşireler Ceren'i onun ellerinden aldı. Mehmet istemeyerek de olsa onu bırakmıştı. Yanlarına hızla gelen bir doktor genç kızın yüzüne baktıktan sonra "Hastanın neyi var?" diye sordu.

Mehmet bir saniye donup kaldı. Onun yüzündendi! "İ..intihar etti" dedi zorlukla. "Galiba ilaç içmiş"

"Emin değil misiniz?"

"Sadece ilaç şişesi gördüm"

Doktor "Tamam" dedikten sonra sedyeyi hemşirelerle birlikte itmeye başladı. Mehmet de onların peşinden gidiyordu. Ceren'den uzak olmaya dayanamazdı.

Karısını acil müdahale odasına soktuklarında peşlerinden Mehmet de girmek istedi ama en arkada kalan kısa boylu hemşire kız önüne geçip, ona engel oldu. "Siz giremezsiniz. Kapı önünde bekleyin"

Ceren'i yalnız bırakamazdı. Mehmet pes etmeyerek ileri doğru adım attı. Ona itiraz eden hemşireye yalvararak baktı. "Benim onun yanında olmam lazım"

"Sizin içeride olmanız tedaviyi yavaşlatacak. Lütfen burada bekleyin"

Hemşire yüzüne kapıyı kapatıp içeriye girerken Mehmet hayal kırıklığıyla duvara dayanıp yere çöktü. Nefes alamıyor gibiydi, duvarlar üzerine geliyordu. Kötüyü düşünmek istemiyordu ama içindeki 'ya olursa' duygusu tüm iyi niyetini yerle yeksan ediyordu.

Gözlerini kapatıp içinden bildiği tüm duaları okuyarak, beklemeye başladı. Dakikalar sonunda acil müdahale odasının kapısı açılarak birkaç hemşire dışarı çıktı. Mehmet nefesini tutmuş beklerken sonunda doktor da kapıdan çıktı.

Genç adam doktoru görünce yerden hızla kalkıp ona doğru ilerledi. Doktorun önünce gelince beklemeden "Karım nasıl?" diye sordu duyacağı cevaptan ölesiye korkarak.

Orta yaşlı olduğunu sadece hafif kırlaşan saçlarından belli eden doktor, gözlerindeki gözlüğü çıkardıktan sonra karşısındaki adamın omzuna dokundu. "Şimdilik durumu iyi ama sabaha kadar kontrol altında tutulmalı"

Mehmet bir an duyduğuna inanamadı. "İyi mi? Peki ya in..". Kelimeyi söyleyemiyordu bile. "İntihar?"

"Karınız intihar etmemiş, zaten kanında da öyle bir bulguya rastlamadık. Sadece bedeni çok zayıf düşmüş"

KALBİMİN SAHİBİ / Davetsiz Aşklar ~ 2Where stories live. Discover now