Bölüm 41

81.4K 5.3K 724
                                    


İnstagram: pembekalemindunyasi

***

Keyifli Okumalar. ❤️

***

Bölüm Şarkısı; The Fray - Look After You.

***

"İlk günden bu kadar yeter. Sonra devam ederiz. Herkese iyi günler"

Hocası tahtaya yazmak için kullandığı kalemlerinin ağzını kapatırken Sena da son hızla tahtayı yazmaya devam ediyordu. Dersi anlamaya odaklanırken, yazmada geri kalmıştı. Boğaziçi üniversitesi ekonomi bölümü son sınıf öğrencisiydi. Dersler zaten zorken son sene onu daha fazla zorlayacak gibiydi. Ailesinin tüm itirazlarına rağmen bu bölümü okumayı kendisi seçmişti. Sonlara doğru biraz pişman oluyor gibiydi ama bunu kimseye belli edemezdi. Yine en iyi şekilde okulunu bitirmek zorundaydı. Sonra ne yapacağına karar verirdi. Son kelimeyi yazdıktan sonra rahatlayarak son noktayı koydu. Derin bir nefes alırken kalemi bir anda masanın üzerinden yere yuvarlandı. Kalemi almak için yere eğildiği anda kalemini ondan önce birisi aldı. Sena başını kalemi alan kişiyi görmek için kaldırdığında aynı dönemden arkadaşı Orhan'la göz göze geldi. Genç adam gülümseyerek kalemi kıza uzattı. Sena hafif tebessüm edip "Teşekkür ederim" dedikten sonra eline hiç dokunmadan kalemi aldı. Orhan'ın ona ilk sınıftan beri ilgisi vardı. Bunu fazlaca belli etmiş ve geçen sene de ona açılmıştı. Sena o zamana kadar onun gerçekten ilgisi olduğunu anlamamıştı bile. Arkadaşlarının gazıyla ona bir şans vermiş ve daha ilk buluşmada ona asla aşık olamayacağını anlamıştı. Uzun boylu, kumral yakışıklı bir çocuktu, fakat aşk denen şey tipe bakmıyordu. Orhan'ı kırmadan bunu anlatmış, o da anlayışla karşılamıştı. Ancak adamın ilgisi ondan hiç eksilmemişti.

Eşyalarını toplarken Orhan da ona yardım etti. Sena çantasını koluna takarken "Nasılsın?" diye sordu.

Gülümseyerek kibar olmaya çalıştı. "İyiyim, sen nasılsın?"

"Ben de iyiyim. Bütün yaz görüşemedik, neler yaptın?"

Bir yandan çıkışa doğru yürürken bir yandan da Orhan'a tatilinden ve gittiği ülkelerden bahsediyordu. İçinden 'keşke Funda da burada olsaydı' duygusu da geçiyordu. Arkadaşı ilk hafta okulu asmaya karar verince, tek kalmıştı.

Fakültenin dışına çıktıklarında bahçede durup konuşmaya başladılar. Sena artık bunalmaya başlarken telefonu çaldı. Elindeki telefonu ters çevirip Tolga'nın adını görünce yüzüne geniş bir gülümseme yayıldı. Arkadaşına aceleyle "Sonra görüşürüz" deyip arkasına döndü. Adamı daha fazla bekletmeden heyecanla telefonu açtı. "Efendim canım"

"Bir gün boyunca seni görmeyince özledim. Nasılsın?"

Tolga'nın sözleriyle yüzündeki gülümseme tüm vücuduna yayıldı. "Ben de seni özledim" dedi mutlulukla. "Dersten az önce çıktım, bir arkadaşımla konuşuyordum"

"Öyle mi? Nasıl bir arkadaş bu?"

Adamın sorusuyla genç kız şok olarak yerinde kaldı. Altıncı hissi mi kuvvetliydi bu adamın? O görmese bile yalan söyleyemezdi, hem normal bir erkek arkadaşı da olabilirdi. "Okuldan bir arkadaş, adı Orhan. Çok yakın değiliz, aynı dersi alınca konuştuk biraz"

"Anlıyorum. Yine de sen çok konuşma o Orhan'la. Konuşurken ağzının içine düşecek gibi oluyor. Bir daha ki sefere bu kadar sabırlı olmam"

Genç kız şokla "Bir dakika.. Sen? Nasıl!" derken hızla etrafında döndü. Bakışları okulun kapısına kaydığı anda adamı gördü. Tolga tüm konuşma boyunca, hatta daha da öncesinde oradaydı. "Sana inanmıyorum!" derken telefonu kapattı. Adam yerinde kalıp kahkaha atarken genç kız bahçedeki tüm kızların bakışlarının ona döndüğünü gördü. İçi kıskançlıkla dolarken ona doğru ilerledi. Tolga'nın üzerinde siyah, vücudunu saran ve erkeksi hatlarını ortaya koyan siyah bir takım elbise vardı. Bakarken Sena bile iç geçirmişti, diğer kızları suçlayamayacaktı.

KALBİMİN SAHİBİ / Davetsiz Aşklar ~ 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin