BİTTİ Mİ HER ŞEY

Start from the beginning
                                    

Gün aydınlanırken Çağın pencerenin önünde çaresizce bekliyordu Alper ile Samet onu götürmek istememişlerdi çünkü öfkesi gözünü kör etmiş bir adamı yanlarında taşımak yapacakları son şeydi. Çağın kolu cama yaslı başı koluna yaslı halde saatlerdir camın önünde dikiliyordu. Başı ağrıdan çatlamak üzereydi, gözleri yanmaktan kıpkırmızı olmuştu. Yumruğunu cama geçirip bir küfür daha savurdu.  O sırada araba ışıkları evin önünü aydınlattı. Derin bir nefes alıp dış kapıya gitti büyük adımlar ile. Kapıyı sonunda kadar açtı "Buldunuz mu yerini? Hadi hemen söyleyin daha fazla sabır edemeyeceğim yoksa." sesi o kadar korkutucu çıkıyordu ki iki adam gerçeği nasıl söyleyeceklerini bilemediler. Birbirlerine baktılar Alper ağzını açıp konuşmaya çalıştığında Çağın gelip birden yakasına yapıştı "Konuş Alper yoksa elimden bir kaza çıkacak. Nerde lan Ömrüm!!!" diye tüm evi inletmek istercesine bağırmıştı.

Alper boğazını temizledi Samet başını yere eğdi "Abi arabasını şehir merkezinde bir otoparka bırakmış, kameralara baktık oradan yürüyerek çıkıp gitmiş." Alper yutkundu.

Çağın kükreyerek "Sonra nereye gitmiş?" dediğinde Alper bağırdı bu seferde "Yok tamam mı? Oradan sonra gören yok, kameralar görmemiş. Büyük ihtimalle araba kiralamış olabilir yani arabasını bıraktığına göre öyle düşünmüş olabilir." nefes nefese bir şekilde Çağın ellerinden ittirdi.

"Bulacağız onu ama sen böyle yaparak bir boka yaramazsın." Çağın sendeleyerek geriye doğru gitti. Hayatından ikinci defa çaresiz kalmıştı bir kere daha kaybetti Ömür'ü işte her şey yolunda giderken bir kez daha alt üst oldu. 

.............................................................................................................................................................

Baktığı harita onu tanıdık bir yere getirmişti. Çağın ile uzun zaman önce geldiği tatil köyüne. Çok güzel vakit geçirmişlerdi burada, sadece burası değil ki kötü anılarından çok güzel anılar bırakmıştı Ömür arkasında dolan gözleri bir an görüşünü bulanıklaştırsa da umursamadı derin bir nefes aldı. "İyiyim, geçecek tüm bunlar. " diyerek kendini telkin etmeye çalıştı ama bu defa o görüntü gözlerinin önüne geldi. Sadece onun dokunmak istediği dudaklar başkasına değmişti, deli gibi kıskandığı adam başkasının ona dokunmasına izin vermişti. "Allah'ım bu nasıl bir acı, lütfen al içimden bitsin." saatlerdi araba kullandığı için kendini çok yorgun hissetmeye başlamıştı. Arabayı park alanına çekip durdurdu. Kontağı kapatıp dikiz aynasındaki yorgun yüzüne baktı. Ağlamaktan kızarmış gözlerini bir kaç kez kırptı ve tekrar rahatlamayacağını bildiği halde derin bir nefes aldı. Kemerini çözdü, arkaya uzanıp valizini aldı ve arabadan indi.

Işıkları takip ederek resepsiyonun nerede olduğunu bulmaya çalıştı, geçen defa geldikleri halde hafızasında canlandıramadı. Çiçeklerle yazılmış "RESEPSİYON" yazısını görünce rahat bir şekilde yoluna devam etti. Görevli ile kısa bir konuşma yaptıktan sonra kaydını yaptırdı. "Odanızı göstermemi ister misiniz hanımefendi?" görevlinin nazik teklifini "Teşekkürler kendim halledebilirim." nazikçe red ettim. Kulübelerin arasında gezerek oda numarasını bulmaya çalışırken birden omzuna bir kütle çarptı ve kendini yere doğru düşerken buldu. Düşmenin etkisiyle poposunda ve ellerinde acılar hissedince öfkeyle ona çarpan şeyi görmek için kafasını kaldırdı. 

"Ben özür dilerim koşuya çıkmıştım ve sizi karanlıkta görmedim."Diyerek af dilerken aynı zamanda elini uzattı Ömür'e ama karşılık alamadı. Ömür tek hamlede ağrılı bir şekilde ayağa kalktı. Köşelerden vuran ışıklar sayesinde ona kimin çarptığını daha net gördü. Sarışın, uzun boylu ve son derece ürkütücü gözlere sahip bir adamdı. Eğilip çantasını alırken "İyi geceler." dedi ve adamı orada bırakıp odasını aramaya devam etti ama on adım gidemeden kolundan tutulup geri çekilince daha fazla sinirlenip "Ne var!!!" diye bağırdı sesi kısacık bir an etrafta yankılandı.

Adam elini aldığı tepki karşısında hemen çekip diğer elinde tuttuğu anahtar kartı Ömür'e uzatınca Ömür elini pişmanlık sinir karışımı bir duygu ile alnına vurdu ama bu defa da avuç içindeki yaralar acıdı "Lanet olsun, bugün daha ne yaşayacağım acaba?" diye söylenirken bir kıkırtı duydu.

Adam elini aldığı tepki karşısında hemen çekip diğer elinde tuttuğu anahtar kartı Ömür'e uzatınca Ömür elini pişmanlık sinir karışımı bir duygu ile alnına vurdu ama bu defa da avuç içindeki yaralar acıdı "Lanet olsun, bugün daha ne yaşayacağım aca...

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Baya kötü bir gündü sanırım?" 

"Pardon ama bu konuyu sizinle konuşacağımız kanısına nereden vardınız? Odama gidip yatmak istiyorum ve mümkünse bir daha  uyanmamak. Şimdi lütfen yolunuza gidin artık ve unutmadan gecenin bu saatinde koşu yapmaktan en kısa zamanda vazgeçin." arkasını dönüp gidecekken tekrar adamın pürüzsüz sesini duydu "Siz neden gecenin bu saatinde böyle bir yere giriş yapıyorsanız elbet benim de koşmak için bir nedenim vardır." Ömür aldığı güzel laf kapağından sonra köşeyi döndü ve sonunda odasını buldu. Kartı takıp odaya girdiğinde hala kendi kendine söyleniyordu. Odanın çalışma  sistemini devreye soktuktan sonra yatağın üstüne oturdu o  an bugün içinde yaşadıkları gözünün önünden geçmeye başlayınca kafasını sallayıp kendini topladı. Duş önce bir duş almalıydı sonrasına çıkınca karar verirdi. Kırık beyaz konseptli banyoya girince bile kendini ferahlamış hissetti. Suyu ayarlayıp küvetin dolmasını beklerken aynanın karşısına geçip kıyafetlerini çıkarmaya başladı. İç çamaşırları ile kaldığında  neredeyse geçmek üzere olan morluklara gözleri takıldı tutkuyla, arzuyla, aşkla ile olmuştu bu izler ama şimdi hepsinden nefret ediyordu. Hayat tekrar aynı duruma getirmişti onu yine ihanete uğratmıştı en sevdiği tarafından bu canını yakıyordu. Boğazına oturan yumru gözlerini yaktı. Bağıra bağıra ağlamak istiyordu, kalan çamaşırları çıkarıp küvete girdi. Tüm vücudu tepki verdi sıcak suya kasları kemikleri yumuşamaya başladı ve en baştan beri yapması gerekeni yaptı nefes aldı kafasını suya gömdü. İlk başta her şey normaldi sonra boğazı yanmaya başladı. Belkide o gün yapmalıydı bu işi yıllar önce ilk defa ihanete uğradığında ama olsun. Ellerini bacaklarının altında koydu bu gece uğradığı ihanet yüzünden yaşamına son veriyordu. Suyun altında bir kez nefes aldı ve ağzına köpüklü sular doldu, bilincinin kapandığını hissediyordu içinden usulca saymaya başladı. 1,2,3,4,5,6,7,8.................................... ve bitti....

 ve bitti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
AŞKIN GÖRÜNMEYEN YÜZÜWhere stories live. Discover now