AŞKIN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ

KÜÇÜK MİSAFİR

Yeni bölüm  çanları çalıyor ayrıca bu bölüm çok eğlenceli ve ilginç olacak.

Biraz geciktim kusura bakmayın ama kesinlikle benim suçum değil ( hep vizeler yüzünden)

Şarkıyı son bölümde açmanızı öneririm ( orada bir süpriz mi olacak acaba?)

Sürekli söylüyorum ama  lütfen yorum yapın güzel okuyucularım lütfen lütfen...

Törpülenemeyen duygular zamanı geldiğinde sizi kötülüğe sürükler ortalık toz dumana karışır. Bir gün gelir büyük patlamalar yaratır. 

TUNA'DAN

Babamın şirketinin dosyalarını incelerken sinirlerime hakim olmakta zorlanıyordum çünkü her anlaşmanın altında tanımadığım bir adamın ismi var.  Bu kağıtlarda benim ismim olmak zorunda ve olacakta sadece Çağın pisliğinden vekaleti alıp o şirketi kendi üstüme almam gerek. Babama verdiğim sözü tutup Çağın'a ne kadar  zayıf bir kişilik olduğunu göstereceğim ve çok acı çekecek.

Çalışma odamın kapısı birden açıldığında dosyanın kapağını kapatıp "Kapıyı çalmadan içeriye girmekte nedir?"

Parkelerde yankılanan topuk seslerinden dolayı kimin geldiğine bakmama gerek kalmadı. Ece dibime kadar girip ahtapot kollarını boynuma dolayıp yanağımı öptüğünde yanağıma ruj izinin çıktığını hissettim.

"Ne yapıyorsun hayatım, yeni planlar kurabildin mi o küçük o... için" sesinden bile tiksindiğim bu kadını yanımda tutmak için hiç bir sebebim yok fakat onunla eğlenmek hoşuma gidiyor.

"O işlerden bende daha iyi anlıyorsun diye biliyordum ne oldu yoksa pes mi ettin?" anında kollarını üstümden çekti.

"Sence ben öyle bir aptallık yapar mıyım? Yanımda bana destek olan biri varken onları mutsuz etmekten vazgeçer miyim?" saçlarını eliyle geriye attırdı.

"Hah!! O avukatı yeryüzünden silmek istiyorum." sandalyemi geriye doğru ittirip başından bacaklarına onu süzdüm.

"Şimdilik boş duruyoruz artık büyük oyunu başlatmamız gerekiyor böyle oynamaktan sıkıldım.  İki saat ağlayıp sızlıyor sonra sevimli hallerine geri dönüyorlar. O yüzden beklemede kalıyoruz."

"Hala bana ne yapacağını söylemedin artık söyle aramızda olanlardan sonra benden sır saklama lütfen."

Yüksek sesli bir kahkaha attım "Sen kendini ne sanıyorsun?" İki gün yatağıma girdin diye sana her şeyimi anlatacağım mı sandın? Kimsin sen?" ayağa kalkıp üstüne yürüdüm.

Gözlerini bana kilitleyip kaşlarını çattı "Sende beni Çağın gibi yarı yolda bırakabileceğini mi düşünüyorsun? O halde büyük yanılgıya düşersin." boğazına yapışıp "Beni tehdit mi ediyorsun sen?"

Tırnaklarını  elime geçirip üç ince çizgi çekti "Seni tehdit etmem direk uygulamaya geçerim."

Boğazını daha fazla sıkıp nefes alamayacak duruma getirdim "Seni öldürmemem için tek bir neden söyle bana küçük fahişe."

"Karnımda senin bebeğini taşıma ihtimalim var Tuna sıkıysa öldür." gözlerimi devirip güldüm "İstersen karım ol seni öldürmem saniyelerimi alır bunu kafana sok. Ben sence bir bebek için kendi çıkarlarımı erteler miyim?" kızaran boynunu bıraktım.

"Şimdi defol git!!" kolunun tutup itekledim.

Masada duran viski bardağını kafama diktim. Beni şu saatten sonra hiç bir şey durduramaz. Bir bebek bile...

ÖMÜR'DEN

Çağın sabah erkenden işe gittiği için bugün evde tek başıma kaldım.  Yapacak pek bir şeyim olmadığı için kendimi mutfağa attım. Akşam için Günce ve Barkın' ı davet edip keyifli bir akşam geçirmeyi planlıyorum. Şu sıralarda her kesin biraz morale ihtiyacı var özellikle o şapşal aşıkların şu bebek işini çözmeleri gerekiyor. Belki bu konuda onlara yardımcı olabilirim. Ve de dün yaptıklarım yüzünden Çağın kendini çok suçlu hissediyor. Sabah giderken bu yüzden tartıştık neymiş "Seni yeterince iyi koruyamıyorum, benim yanımda kendini güvende hissetmen gerekiyordu sen değil miydin filmlerde sevgililer kötü kabusları kovalar diyen ki ne zaman böyle dedim hatırlamıyorum." bir sürü saçma sapan şey işte.