ÖLMEK İSTEMİYORUM.

7.8K 349 6
                                    

Ölmek bu kadar zor muydu?

Küçükken kötü kabuslar gördüğümde annem ve babamın yatağına gider, onlarla birlikte uyurdum. Ama o zaman annem gördüklerin sadece bir hayal diyerek beni rahatlatırdı.

Şimdi gerçek bir kabusun içine düştüm ve beni kurtaracak kimse yok.

Tıpkı bu uçurumdan düştüğümde beni tutacak kimsenin olmadığı gibi.

Hiç bu kadar çaresiz kalmamıştım, nasıl bu duruma geldim ben?

Aniden hayatıma girip tam ortasında taht kuran, bu hale gelmeme neden olan, güneşimi karartan bu adamdan nefret ediyorum.

"Çağın Işıkhan senden nefret ediyorummm." sesim uzun süre kayalıklarda yankılandı.

"Biliyorum küçük avukat." arkamı dönüp sesin geldiği yüne baktığımda Çağın'ın arabamın önünde dikildiğini gördüm.

Ona arkamı dönüp birkaç adım atarak kayalıkların ucuna geldim. "Ne halt ediyorsun sen burada? Hasar tespiti yapmaya mı geldin?"

Taşlardan yürürken çıkan sesleri duyunca bana doğru geldiğini anladım "Gelme Çağın, anladın mı? Uzak dur benden, hayatımdan, düşüncelerimden uzak dur."

Tekrar adım seslerini duyduğumda bende ileri doğru adım attım ve tam kayalıkların kenarında ona doğru dönüp "Gelme diyorum manyak mısın? Bugün bitecek, seni bir daha görmek zorunda kalmayacağım, yaptıklarına katlanmak zorunda kalmayacağım."

"Ömür dikkat et bak düşeceksin." diyerek bana doğru bir adamı daha attığında elimi kaldırıp "Git" diye bağırdım.

"Ömür bak lütfen konuşalım, düzeltebilirim."

"Hiç suçum olmadığı halde senin yüzünden ateşin ortasında kaldım, ne yapacaksın ki su mu dökeceksin üstüme. Benim daha iyi fikrim var aslında bir kürek toprak atarsan emin ol daha mutlu olurum."

"Hayır, Ömür ölmene izin vermem anladın mı?"

Geriye doğru bir adım daha attığımda gidecek yerim var sanmıştım ayaklarım boşluğa kaydı ve uçurumdan düştüm "Ömür" Çağın'ın sesi kayalıklarda yankılandı.

Kolumdan o kadar sert bir şekilde beni çekti ki kolum yerinden çıkacakmış gibi oldu. Başımı çevirip aşağıya baktığımda bir an başım döndü.

"Ömür elimi bırakma sakın!!" Çağın kolumu kendine doğru çektiğinde bende bırakması için elimi ondan kurtarmaya çalıştım.

"Ömür kızım yapma lütfen" babamın sesini duyduğum an zaman dondu.

"Baba" dudaklarımdan bu kelime döküldüğünde kalbimin ısındığını hissettim, bütün korkularım birer birer kayboldu.

"Neredesin baba?"

"Senden çok uzakta pamuk şekerim ve sen buraya gelmeyeceksin anladın mı? Daha değil."

"Ömür elimi bırakma, lütfen bırakma." Çağın'ı duymazdan geldim.

"Baba gelmek istiyorum, yalvarırım. Sana verdiğim sözü bile tutamadım. Sizi çok özledim lütfen gelmek istiyorum."

"Ömür eğer gelirsen seni asla affetmem anladın mı?"

Babamın görüntüsü gözlerimin önüne geldi, çok kızgın görünüyordu. Bana hiç böyle baktığını görmemiştim. "Gelmeyeceksin anlaştık mı?" dediğinde başımı sallayıp "Ölmek istemiyorum" diye fısıldadım.

Babamın görüntüsü yok olurken yukarı doğru çekildim. Bedenim yumuşak bir şeyin üstüne düştü sanırım Çağın'ın üstüne düştüm.Belimde duran kollarını daha çok sıkıp "Beni çok korkuttun küçük avukat" dedi.

AŞKIN GÖRÜNMEYEN YÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin