BEKLENMEDİK GİDİŞ

2.3K 120 4
                                    

Yeni bölüm geldi güzel okuyucularım.

Yukarıdaki kişi her ne kadar Ian olsa da ben onun Nick olarak farz ediyorum. Mimiklerini Nick'e'(Çağın) koplayayı verin lütfen.

Bu bölümde  durumlar biraz soğuk olacak haberiniz olsun.

ECE'DEN

Aynı yanıtı belki ellinci defa veren telefonumu duvara fırlatırken nasıl bu oyuna düştüğümü düşünüyordum. Adam resmen beni kullan at yaptı ve ben burada aptal dairede köşeye sıkışmış durumdayım. Büyük pencerelere yaklaşıp aşağıya doğru baktım. Şu anda korum altındayım ama Çağın veya bir başkasının beni bulması an meselesi.

Üstelik Ömür'ü öldürmeyi bile beceremedim artık kaç canı varsa bir türlü kurtulamıyorum o aptal avukattan. Pencereye ellerimi koyup geçmişimi düşündüm Çağın'ın ile mutsuz ama evli olduğum zamanlar. Kendimi dokunulmaz hisseder kadınların bana arkamdan imrenerek baktıkları zamanlar. Beni sevmemişti ama en azından mutluydum.

O günler resmen gözümün önünden geçip gidiyordu... Ta ki kapının tiz sesi evin içinde yankılana dek. Çağın gelmiş olamaz değil mi? Gelse bile o öfkeyle dolu bir şekilde kapıyı kırardı. Eğilip ayağımdaki topuklu ayakkabıları çıkardıktan sonra sessiz bir şekilde kapıya yaklaştım. Dürbüne gözümü korkarak yaklaştırdığımda korkularım boşa çıktı. Tanımadığım kızın biri kapıda duruyordu kapı kolunu aşağıya indirdim ve açtım.

"İyi akşamlar." yüzüne güzel bir gülümseme ile bana bakarken arkasında beliren kişi yüzünden donakaldım.

"Ece bu ne tesadüf."

"Çağınn"

ÇAĞIN'DAN

Samet'in yakın arkadaşı olan ve güvenlik işinde çalışan kız sayesinde hiç zorluk çıkmayacağını biliyordum. Ece bazen akıllıca davrandığını düşünse de işler onun istediği sonucu vermiyor. İlk hatası Tuna denen aşalığa güvenmekti, ikincisi ise bu kadar yakınıma kaçmak.

Şimdi karşımda şaşkın bir şekilde dururken iyi ki bayan koruma yanımdaydı çünkü kadınlara asla zarar verecek şeyler yapmam ama iki kadını kavga ederken izlemek isteyebilirim.

Ellerimi birbirine vurup "Sena neler yapabileceğini görmek isterim." dediğim an Sena Ece'nin boğazını sıkıp içeriye doğru götürdü. Bende arkasından girdim ve kapıyı kapattım. Samet'i her ihtimale karşı hastanede bıraktım hem koruma açısından hem de Barkın'ı sakinleştirmesi için çünkü onlara haber bile vermeden doğruca buraya geldim. 

İçeriden yükselen çığlık ile adımlarımı hızlandırıp salon diye tahmin ettiğim yere girdim. Sena yerde çırpınan Ece'nin saçlarını çekiyordu.  Ece'nin acılı bakışları beni bulduğunda "Lü lütfen, affet beni." diye yalvarma kısmına geçtiğinde sadece  gözlerimin önüne Ömür'Ün hastanedeki görüntüsü geldi ve öfkeyle ona doğru yürüdüm.

"Sen benim canıma dokunurken acıdın mı? Hiç sanmıyorum zevkle onu o hale getirmişsindir, o yüzden ağzını açıp yardım dilenme çünkü tek bir damla bile kalmadı."

"Sena sence de çok fazla konuşmuyor mu?" 

Ve çenesine aldığı darbeyle yere yığılıp kanlar içinde kaldı. Vitrinde gözüme kestirdiğim içki şişesini elime alıp kafama diktim. 

Şişeyi bırakmadan tekli koltuklardan birine oturdum "İlk sorum."

"Tuna ile nasıl tanıştın?"

Eliyle ağzını tutarak "O be beni buldu." ağzından çıkan kelimeleri zorlukla anlasam da başımı salladık.

"Benden ne istiyor."

AŞKIN GÖRÜNMEYEN YÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin