BİR AN ÖLDÜM SANDIM.

9.3K 410 2
                                    

Teknik olarak yaşıyor olabilirim fakat bulunduğum durum karşısında kalbim atmayı bıraktı.
Hayır sonra kızınca "Niye kızdın?" oluyor.
Sen bana istediğim gibi davran, yanı şimdi ki gibi pat diye kaslarını açma mesela.
Benim kalbim ben ayrı hareket etmeye bayılır. Örneğin; şu anda ben gözlerimi kapatmak isterken o bangır bangır atıyor. En iyisi kalkıp odama gitmek hem o zaman bu görüntüye bakmak zorunda kalmam.
Koltuktan kalkmak için ufacık bir hamle de bulunduğum anda kaburgalarıma bir ağrı saplandı ve nefesim kesildi.
Elimi boğazıma götürüp nefes almaya çalışırken Çağın yanıma geldi ve elini göğsümün üstüne koyup "Sakin ol." dedi.
Tabi burada bir sorun var, ben sakinleşmek yerine elinin sıcaklığını hissettiğim için daha hızlı nefes almaya çalıştım.
Çağın gözlerimin içine bakarak "Ömür, sorun yok. Bana bak." elini göğsümden çekip yanağıma koydu.
Ve olan oldu.
Bayıldım.

Şimdi burada iki neden var.

Birincisi ben nefessiz kaldığım için bayıldım.
İkincisi ise ben bunu asla onaylamıyorum, bana dokunduğu için.

İKİ SAAT SONRA

Gözlerim aniden açıldığında bir an nerede olduğumu algılayamadım, yatağın yanındaki koltukta uyuyan Çağın'ı gördüğümde neler olduğunu hatırladım ve yanaklarım ısınmaya başladı.

Bana dokunduğu için heyecanlandım ve kendimi kaybettim. Hayatımda bu kadar utandığım başka bir anım olmamıştı. Bu adam kesinlikle benim dengelerimi alt üst etmekten başka bir işe yaramıyor. Benim şu an burada olmam bile büyük bir hata, ben yanlış yolda ilerliyorum.

Komedinin üstündeki telefonumu sessiz bir şekilde aldım. Bayılmamın üzerinden iki saat geçmiş. Barkın'ın numarasını bulmaya çalışırken, Çağın'ın sesi kulaklarımı doldurdu.

"Ömür uyandın mı?"

Başımı kaldırıp ona baktığımda kalbim yine kendi kafasına göre hızlandı. Bir cevap vermem gerekiyor mu? Ben buradan gitmek istiyorum desem bana ne söyler acaba. Onunla kaldığım sürece yanlış adımlar atacağım kesin, beni bu hale o getirdi.

Evet işte bu gitmek için iyi bir bahane, ben, zorla tutamaz ya.

"Gitmek istiyorum hemen bu evden çıkıp gitmek ve bir daha seni asla görmek istemiyorum anladın mı? Ben böyle biri değilim. Benim şu an sana sayıp küfretmem gerekir, evinde uyumam değil. Sen benim tanımadığım birisin vebe ben gitmek istiyorum. Anladın mı?" biraz kekeledim.

Çağın birkaç dakika boyunca tek kelime etmedi, sadece bana baktı.

Sonra ayağa kalkıp "Gitmekte özgürsün Ömür, şoföre söylerim seni hemen evine götürür." odadan çıkıp gitti.

Nasıl yani itiraz yok mu?

Gidemezsin diyerek tehdit etmek yok mu? Ben bu kadar kolay olacağını tahmin etmemiştim. Sanırım bu biraz hayal kırıklığı oldu. Bana yalvarmasını bekliyordum, ama neden bu adamın benimle ilgilenmesi benim hoşuma mı gidiyor?

Yataktan dikkatlice kalktım. Koltuğun üstünde duran çantamı elime alıp odadan çıkarken arkamı dönmemeye gayret ettim.

Zorda olsa merdivenlerden indim ama bu gerçekten beni çok zorladı. Kimse gelip yardım etmedi, Çağın bile. Ne oldu şimdi, kalbi mi kırıldı?

Neden düşünüyorsam o benim kolumu çatlattı ben de onun kalbini kırdım.

Nerede acaba?

Çıkıp gitti mi?

"Ömür Hanım." karşımda dikilen siyah takım elbiseli adam bana doğru gelip çantamı elimden aldı.

"Bir sorun mu var?" diye sorduğunda merdivenlerden geriye doğru baktım ve "Hayır yok" dedim.

Arabaya binerken içimde olmaması gereken bir sıkıntı vardı. Sanki o evde bir şey bırakmışım gibi. Yanında duran çantayı karıştırıp olması gereken eşyalarımın eksiksiz durduğunu gördüm ama o sıkıntı geçmedi. kendi evime geldiğimde kapıdan içeri girdim ve arkamdan gelen şoförden çantamı aldım.

"Teşekkürler" dedikten sonra kapıyı kapattım.

doğruca gidip yatağıma yatarken beynim haykırırcasına o ismi vurguladı.

ÇAĞIN...


O Adamdan (Çağın)

Beni bu kadar kızdırabileceğini düşünmemiştim. Onu merdivenlerden iterken sadece öfkeme yenik düştüm, bu durumu yıllardır bir çözüm buladım. Ailem yüzünden bu halde olduğumu bildiğim halde bunu kendime yediremiyorum. Onlar sayesinde bende kalıcı bir hasar oluştu ve bu hasarı ne kadar aza indirgemeye çalışsam da her seferinde bir patlak verdim, tıpkı Ömür'de olduğu gibi.

Bayılırken "Ben yapmadım" demesi ise suçluluk duygumu ortaya çıkardı.

Ama biraz önce yaptığı neydi. Birden atağa geçip gitmek istiyorum demesine bir anlam veremedim, çünkü akşam burada kalmayı kabul etmiş hatta benimle bir anlaşma bile yapmıştı. Ama sonra birden her şey değişti.

Çok garip bir kişiliği olduğu kesin, bir o kadar da mantıklı ve zeki. Barkın ondan bahsederken ne kadar doğrucu ve inatçı olduğunu söylemişti. Kısa bir zaman geçirmemize rağmen yaralı olduğunu anladım.

Açıkçası o yaraların ne olduğunu da öğreneceğim sadece biraz zamana ihtiyacım var o kadar. Ve onu ciddi anlamda şaşırtacak bir teklifim var. Bakalım bu küçük avukatın geçmişinden neler çıkacak...

İKİ HAFTA SONRA

"Şebnem sen çıkabilirsin, ben 7'ye kadar çalışacağım iyi akşamlar."

Evet işime geri döndüm, hatta bir haftadır yoğun bir şekilde çalışıyorum.

Yani kesinlikle yoğun çalışmamın, ofiste akşam saatlerine kadar durup sonra hemen eve gidip uyumamın, Barkın ve Günce ile telefon dışında görüşmememin onunla bir ilgisi yok.

Ben normalde de çok yoğun çalışırım çünkü.

Dava dosyalarımın üstünde son bir kez daha geçtim ve hepsini alfabetik sırayla dolaba koydum, masama oturup kişisel gelişim kitabımı açtım.

Uzun soluklu bir kitap olmamasına rağmen bir saat boyunca okumayı başardım ve kitabı kapattım, e- maillerimi kontrol ettim çıkmak için hazırlanmaya başladım.

Askıdan ceketimi alırken kapı iki  kere tıklatıldı, ceketimi giyip çantamı elime aldım ve kapıyı açmak için harekete geçtim. kapıyı açtığım beynimden vurulmuşa döndüm çünkü Çağın tam karşımda duruyordu. Üzerinde muhteşem bir takım elbise vardı, vücut hatları tamamen ortadaydı. Nefes alma ihtiyacı duyarak derin nefes aldığımda beynime oksijen gitmiş olacak ki "Ne işin var senin burada?" demeyi becerdim.

Tek kelime etmeden bana doğru uzandı ve elimi tutarak yürümeye başladı, arkasından sürüklenirken başını iki saniyeliğine bana çevirdi "Benimle geliyorsun konuşmamız gereken bir konu var." dedi.




AŞKIN GÖRÜNMEYEN YÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin