AŞKIN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ

İSİMSİZ NOTLAR

Bu bölüm Çağın'ın ağzından olacak.

İyi okumalar sevgili okuyucularım.

Unutmadan multimedya Çağın Işıkhan :)

Ömür karşımda merakla bana bakarken ne söyleyeceğimi bilemedim, eğer ona bu nottan  bahsedersem en başa sararız. Onu iyi etmeye çalışırken her şeyi b*ka sardırırım. 

Bana doğru gelmeye başladığında aklıma gelen ilk şeyi söyledim gitti. "Otel'in 20. yıl kutlamalarıyla ilgili bilgilendirme." adımlarını durdurmayı başardım.

"Neredeydin sen?" sorduğu soruya gülümseyerek karşılık verdim.

"Koşuya gittim. Sen nasıl oldun ağrıların hafifledi mi?" kollarını kaldırıp gerinirken az kalsın havlusu düşecekti ama son anda yakaladı. "Çok iyi hissediyorum. Artık ağrı olmaz." söylediği beni rahatlattı. Onu bir gece daha o halde görmek işkenceden farksız olurdu.

"O halde." elimle banyoyu gösterim "Ben duşa gidiyorum, sonra kahvaltı için çıkarız." zarfı hala elimde duruyordu.

Ömür "Tamam" dedikten sonra dolaba doğru yürümeye başladı.

Hızlıca banyoya gidip yenilenen kapıyı kapatıp kilitledim, bu biraz şüphe uyandırabilirdi ancak başka çarem yok.

Kibrit veya çakmak bulmak için dolapları karıştırmaya başladım, en sonunda arkalarda küçük kibrit kutusunu buldum. Lavabonun kenarındaki kül tablasına kağıdı tutuşturup attım. Kağıdının kıvrılarak yok olmasını izlerken aynı zamanda yumruklarımı sıkıp sinirlerimi yatıştırmaya çalışıyordum.

Işıkhan son nefesini önümde vereceğin zaman yaklaşıyor.

Ama öncelik Asi avukatın olsun istiyorum...

Yumruklarımı siyah mermere vurdum "Kimsin sen? Benden ne istiyorsun?" sessizce fısıldadım. Başımı kaldırıp aynaya baktım her kasımdan sinir fışkırıyordu sanki.

Ömür'e bir zarar gelmesi düşüncesi bile beni delirtmeye yetiyor, şimdi bu tehdit nereden çıktı. Piyasada bana düşman olmayı göze alacak tek bir şirket tanımıyorum. Peki neydi bu şimdi?  Şu tatili mutlu bir şekilde geçirip Ankara'ya geri döndüğümüzde bu konuyu araştırmam gerek şimdi durduk yere kafamı bu  saçma notla meşgul edersem Ömür huzursuz olur ve anlar.

Buraya geliş amacım Ömür'ü  iyi etmekti öyle de yapacağım. Derin bir nefes aldım. "Sorun olmayacak, Ömür iyi. Onun yanındayım. Kimse ona iki adım bile yaklaşamaz. Buna izin vermem. "

Sakinleşmiş bir şekilde duşa girip çıktım. Belimde havluyla banyonun kapısından çıktığım an Ömür'ü karşımda bulmayı beklemiyordum, elinden düşen laptopa baktım, sanırım oda benimle aynı fikirdeydi.

"Oha, bu çok fazla gerçekten. " sanırım sesli konuştuğunun farkında değildi.

"Dokunmayı ne çok isterdim, acaba çok mu ileri gitmiş olurum." elimi gözünün önünde salladım.

Geriye doğru sıçrayıp "Niye çıplak geziyorsun ki?" ani tepkisine gülmemek için yanağımı ısırıp  engellemeye çalıştım fakat iki saniye sonra patladım ve kahkaha atmaya başladım. Anlamsız gözlerle bana bakarken "Dokunmak ister misin hayatım?" dediğimde gözleri az kalsın yuvalarından çıkıyordu. Beklemediğim bir şey yapıp ağzına eliyle vurdu, sonra kafasına vurdu.

Ona doğru bir adım attığımda elini havaya kaldırıp "Gelmesen olmaz mı? Şey çok çekici görünüyorsun ve benim de çok düzgün bir zamanım değil hani şeyim ya."