TUZAK

792 47 4
                                    


Yeni bölüm geldi sevgili okuyucularım :)))


Poyraz elinde cüzdan ile kadının arkasından yürürken onu gözden kaybetmemeye çalışıyordu ama kadın o kadar hızlı yürüdü ki ne tarafa döndüğünü göremedi. "Ne gece ama." diye söylendi kendi kendine. İlk şansını sağa dönmekte kullandı ama o taraftaki  bütün odalar karanlıktı adımlarını hızlandırıp sol tarafa geçmiş ve görmüş köşedeki tek odanın ışığı yanıyormuş. Doğruca yürümüş kapıyı çalmış ama beklediği gibi kapı açılmamış hatta ses bile gelmemiş içerden, bir kaç defa daha denemiş ama hala bir tepki alamamış. Sonunda resepsiyona dönmeye karar vermiş. Tam dönüp giderken içeriden kısık da su sesi geldiğini duymuş. Nedendir bilinmez Poyraz'ın içinde garip bir his oluşmuş buraya gelirken yeni bir sayfa açmak için and içmişti belki de bu işaretti içerideki bu kadın onun yeni sayfadaki ilk yazısı olacaktır. Odanın ışık vuran diğer kısmına gittiğinde gözleri neredeyse yerinden fırlayacaktı. Küvetin içinde hareketsiz yatıyordu az önce gördüğü korkusuz kadın. Resepsiyonu aramalıydı hem de hemen bir doktor olarak bu kadar panik yapmamalıydı derslerde gördüğü egzersizlerden birini hatırladı ve derin bir nefes alıp  kulübelerin dışında duran telefonlardan birini açıp resepsiyonu aradı. Dakikalar sonra görevli kapıyı açtığında uçar gibi banyoya koştu ve kadını köpüklü suyun içinden çocuk taşır gibi çıkardı. Nabzına baktı

"Ölmüş mü? Daha önce de gelmişti bu kadın ama yanında sevgilisi vardı. Ölmüş mü? "

"Sessiz olun lütfen biraz. Tanıdığı birine ulaşmaya çalışın. Hadi!!! " diye bağırınca görevli yerinde sıçrarcasına içeri koştu. Poyraz dudaklarını kadının dudaklarına değdirip tüm nefesini içeri verdi. "Bir iki üç dört beş.... ardından kalp masajına devam etti. 

Saatine bakıp dakika hesabı yaptı bir buçuk dakika falan olmuştu sadece ama bundan sonrası içinde geri dönmezse elinden başka bir şey gelmezdi. Derin bir nefes alıp dudaklarına eğildiğinde kısık sesli bir öksürük sesi duyuldu.

Poyraz derin bir oh çekti ve alnından akan teri sildi "Yeniden merhaba kayıp prenses" diye mırıldandı.

Kucağına alıp kadını kaldırdığı sırada görevli elinde telefon ile içeri daldı "Nişanlısı hatta yola çıktı bile."

Ömür'ü yatağa bırakıp telefonu eline aldı "Ben doktor Poyraz , onu kurtardım ama durumu hakkında net bir bilgi veremem hastaneye gitmeli. Ne kadar sürede gelebilirsin."

"Helikopter mi? Bu iyi isminiz neydi?"

"Tamam Çağın sen gelene kadar elimden geleni yapacağım. O güvende."

...................................................................................................................................

Gözleri tutkal ile yapışmıştı sanki ve ciğerleri acıyordu kuruyan dudaklarının arasından bir nefes almak istedi ama bu basit hareket bile ciğerlerini daha çok acıttı ve sert bir şekilde öksürmeye başladı. Ellerini yumruk yaptığı sırada avuçlarına yumuşak bir topluluk oluştu. Öksürüğü giderek yavaşladı ama ciğerleri hala yanıyordu. Dilini usulca acıyan dudaklarına değdirdiğinde aynı anda başka bir şey daha dudaklarına temas etti.

"İç, lütfen!" sesi tanımadığı halde sesin tınısındaki endişeyi algıladı. Boğazından aşağıya kayan su o kadar rahatlatıcı geldi ki ürkek bir şekilde "Oh!" diye fısıldadı. Gözlerini zorda olsa araladığında gözleri karşısında yabancı bir yüz gördü muhtemelen az önce ki endişeli sesin sahibiydi.

"İyi misin?" suyun verdiği rahatlıkla yutkundu ama sanki boğazından aşağıya zift dökülmüş gibiydi. Ömür başını yana yatırıp kısa bir süre düşünme gereği duydu. Ne olmuştu, neden bu tanımadığı yerdeydi ya da bu adam kimdi neden gözleri bu kadar endişeli bir o kadar da korkmuş bakıyordu.

AŞKIN GÖRÜNMEYEN YÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin