Her rüyanın bir sonu olduğunu öğrendim, her güzelliğinde bir sonu varmış ve bu son aslında bizim için asıl başlangıçmış.
NİŞAN GÜNÜ ÇAĞIN'DAN
Sanki evleniyoruz arkadaş neden bana asi avukatımı göstermiyorlar anlamadım. Neymiş uğursuzlukmuş. Hayır nereden çıkıyor böyle hurafeler hem o düğün için geçerli değil miydi? Ayna karşısında kravatımı takmaya çalışırken kapı açılıp kapandığında hevesle arkamı dönüp "Hayatım... dedim ama gördüğüm kişi yüzünden cümlem yarıda kaldı.
"Evet aşkım." Barkın'ın verdiği karşılık karşısında daha da sinirlendim.
"Hayır, anlamıyorum bugün benim katliam çıkarmamı falan mı istiyorsunuz ailecek. Biri buranın dekoru olmamış der, biri Ömür'ü göremezsin der, biri nişanlımı taklit eder. Ailecek sorunlu musunuz siz?"
Barkın kenarda duran içki masasından iki kadeh hazırlayıp yanıma geldiğinde "Ama bu aileden en çok seni sevdiğim doğrudur. " deyip kadehi aldım kafama diktim.
Keskin sıvı boğazımdan aşağıya kayarken adım adım rahatladığımı hissettim. Boş kadehi ona uzattım "Bir tane isterdim ama bu ayık olmak zorundayım çünkü sevgilimle güzel hayatın başlangıcına adım atıyoruz. Annenle konuştun mu beni Ömür'ün yanına sokmuyor ve bu beni deli ediyor. Hadi git ve onları o odadan çıkar bende onu görebileyim ve hediyeyi vereyim."
Barkın işaret parmağını kaldırıp "Bir şartla." dediğinde "Ne şartı?" diye sordum.
"Önce ben görmek istiyorum çünkü o kadar çok anlattın ki kadınlar gibi merak ettim. Hemen göster." elimi ceketin cebine atıp lacivert kadife kutuyu çıkardım ve zarif bir şekilde açtım.
Barkın kutuyu gösterip "Bu şimdi senin kalp..." elimi kaldırıp onu susturdum ve başımı salladım.
"Yerin kulağı var dostum. Sorunun cevabı ise evet benim." kutuyu kapatıp tekrar cebime koydum.
"Verdiğin sözü tören başlamadan tutarsan eğer senin için iyi olur." başını sallayıp odadan çıktığında bende kravatımı hızlı bir şekilde bağladım. Odadan çıkıp onu odasına giderken ister istemez heyecanlandım. Hayatımın en güzel günler listesine bir gün daha ekleyecektim bugün. Ben kapıya yaklaştığım sırada içeride bulunan herkes bir bir dışarı çıkıyordu görüntü karşısında savaş kazanmış bir edayla onlara doğru yürüdüm "İzninizle nişanlımı göreceğim." dedim ve içeri girdim.
İçeride beni bekleyen periyi gördüğüm an dilim tutuldu, boğazım kurudu, kalp atışlarım hızını değiştirdi. Ağzımdan çıkmasını beklediğim bütün kelimeler bir bir geriye kaçtı. Büyülüyeci bir şekilde karşımda bana bakarken onu alıp bir kaleye kapatıp sonsuza kadar saklamak istedim. Çünkü onu böyle kimse görmemeliydi sadece ben görmeli ve ben sevmeliydim. Bu güzel günün bir sonu olmamalıydı. Allah onu bana ödül olarak vermiş olmalı ama nasıl hak ettim ben böyle bir ödülü bilmiyorum.
"Sana milyonlarca kez teşekkür ederim Allah'ım. Ona bana layık görüp hayatımın ortasına bomba gibi bıraktığın için sana teşekkür ederim Allah'ım." ellerini kaldırıp bana yanına çağırdığında sanki bacaklarım bu anı bekliyormuş gibi harekete geçtiler. Onu kollarımın arasına alıp içime sokarcasına sarıldım.
"Sen nasıl bir şeysin ki seni bu kadar seviyorum asi avukat." parmakları omuzlarımı sıktığında derin bir nefes alma ihtiyacıyla doldum. Onun koku iliklerime kadar işlediğinde geri çekilip alnına bir öpücük kondurdum.
"Bu elbisenin içinde seni hayal edememiştim, sebebi buymuş demek ki?"
"Neymiş sebebi." derken elbisenin göğüs kısmı nefes alışıyla birlikte şişti ve indi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ
General FictionKARAKTER TANITIMI ÖMÜR AYDEN Kitabımızın baş karakteri olan kızımız ünlü bir avukatın kızı. Her kitapta biraz dram olur bu yüzden anne ve babası bir dava sonucunda öldü. Neyse asıl konu Ömür, eğitimini yurt dışında tamamlar tabi burda başına klişe b...