AŞKIN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ

GÖNLÜM İSTERSE GELİRİM...

Sabah gözlerimi açtığımda dün olanları kendimce toprağa görmüştüm. Ya da ben öyle düşünmek istiyorum. Barkın tatile gidecek ve mekana birkaç gün ben patronluk yapacağım için hazırlanmam gerekiyordu. Orayı seviyorum çünkü diğer mekanlara oranla gayet düzgün ve sakin bir yer. Ankara gibi büyük bir şehirde bu tarz yerler çok nadir bulunur. Neyse ki çevresi fazlasıyla geniş olduğu için müşteri yönünden hiç bir sıkıntı yok.
Yataktan kalkıp adımlarımı banyoya yönlendirdiğim sırada telefonum çalmaya başladı geri dönüp telefonumu alırken ekranda yazan "Abicik" yazısı beni şaşırtmadı, çünkü gece yarısı Günce aradı ve gitmek zorunda kaldı. Telefonu açtım.
"Günaydın abilerin en yakışıklısı."

"Sabah sabah ne bu enerji kuzucuk?"
Lavaboya girip telefonu hoparlör aldım ve siyah mermerin üstüne bıraktım.
"Eee birkaç gün bu enerjiye ihtiyacım var. Yola çıktınız mı?"
Musluktan akan suyla yüzümü yıkarken telefondan garip sesler geldi ve "Evet, bende seni mekan ile ilgili aradım." dediğinde havlu ile yüzümü kurularken "Ne oldu korktun mu yoksa?"

Telefon elimde tekrar odama girdiğimde ne giysem diye düşünmeye başlamıştım.
"Saçmalama lütfen, bugün mekanda karaoke günü düzenlendi haberin olsun diye aradım. Herkesin senden haberi var. Ve unutmadan dikkatli olman gerektiğini söylememe gerek yoktur umarım. En ufak sorunda...

" Biliyorum en yakında ki polis karakoluna gideceğim. Barkın yapma lütfen artık abartmaya başladın. Başımın çaresine bakabilecek yaşı geçtim."
Yatağın kenarındaki pufa oturup "Bana değer verdiğini biliyorum ama erkeklerden kaçarak uzun bir zaman geçirdim zaten. Çevrede benimle ilgilenen çoğu kişi defalarca red edildiği için çoktan yuva kurdular bile."
Boşta ki elimle şakağımı ovalarken başımın ağrımadığının farkındayım ama yine bu hareket bana iyi geliyordu.
"Ömür!!"
Telefonu kapatmak istemesem de kapattım. Devam ederse sınırlarımı zorlamak demekti.

Hayatım mükemmel gibi görünse de aslında en ufak detayına kadar tam bir enkazım. Yaşadığım hiç bir durumu hak etmedim sadece bir sınav olarak bakmaya çalışmak bile beni dehşete düşürüyor. Dünya da kimse hak ettiği şekilde yaşamıyor gibi gelse aslında çoğu zaman bu durum bizlerin kör olmasından kaynaklı.
Bizi yaratan bizi ödüllendirmekten kaçmaz, fakat insanlar ne olursa olsun daha fazlasını isterler: daha fazla para, mülk, şan, özgürlük.
Ne kadar çok olursa olsun kafalardaki tek düşünce biraz daha artsın. Benim hayatıma giren asalak ise daha fazla sevgili istedi. Bende bunun farkına vardığımda kendimi su dolu bir kuyunun dibinde buldum.
Kurtulmam için yapabileceğim pek bir şey yoktu bende hayatımda son defa pes ettim ve şimdi ödülünü fazlasıyla aldığımı düşünüyorum, bunun için beni yaratana hep teşekkür ettim.

Pufun üstündeki geçmişe yolculuğuma son verip işe koyuldum.

İki saat sonra evden çıkarken mezarlığa uğramam gerektiğini hatırladım, portmantodan şalımıda almayı ihmal etmedim.

Arabayı mezarlıkta park ederken babama verdiğim sözü hep yaptığım gibi tekrar ederek kafamı meşgul etmeye çalıştım.
Arabadan inip şalı başıma taktım.
Buraya her geldiğimde babamın mektubunda yazan her kelime gözlerimin önünden şerit gibi geçiyor.

Benim pamuk şekerim...
Sana böyle seslenmeni çok özleyeceksin, hatta bana çok kızacaksın belki ama olsun, sonuçta isteyerek yapmadığımı bilmen gerek.
Sen gerçekten çok şanslı ve zeki bir kızdın öncelikle bunu sakın unutma.
Ben sana her daim yanında olacağım diye bir söz vermedim çünkü bunun bir nedeni vardı, belki de bu neden yüzünden seni yalnız bırakmak zorunda kaldım. Bu yüzden senden özür dilemeyecegim çünkü yaptığım meslek verdiğim sözleri tutmak için pek uygun değil fakat bundan asla rahatsız olmadım, Adalet asla beni yarı yolda bırakmaz.
Ben sana hep bunu anlattım ve bundan pişman değilim.
Mesleğimi severek yaptığımı biliyordun bu yüzden bana hiç kızmadın.
Bana "Bende avukat olacağım" diyerek her geldiğinde seni yanıtsız bıraktım bunun nedeni senin biraz duygusal olman, elbette zamanla bunu aşacaksın.
Ama eğer bir gün avukat olursan senden tek birşey istiyorum bunu sakın bencillik olarak algılama
Senden asla mesleğini yaparken ağlamaman konusunda bir söz istiyorum.
Sen bu mektubu okuduğuna göre iyi şeyler olmamış demektir. Bana verdiğin sözü unutma tabi eğer verdiysen.
Seni hep sevecek olan adalet yanlısı baban...