specialis di ☕️

7.3K 436 309
                                    

Genç kadın gözlerini açıp kapayıncaya kadar geçen o kısacık süre içerisinde iki yumurcağın çoktan marketin derinliklerine daldığını fark edip, girişten aldığı market arabasını daha hızlı sürdü. Büyüdükleri için mi yoksa kendisi yaşlandığı için mi onlarla baş etmek onu bu kadar yoruyordu bilmiyordu. Belki de iki yıldır onların yüklerini tek başına omuzlamak onu böyle yaşlandırmıştı kim bilir.

"Hei, o elindekini geri bırakır mısın tatlım? Ona ihtiyacın olmadığını biliyorsun."

Küçük kız omuzlarına gelen kahverengi saçlarını dalgalandıracak şekilde omuz silkip az önce abur cubur reyonundan aldığı ketçaplı cipsi daha sıkı tutarak göğsüne bastırdı.

"Almak istiyorum!"

"Bırak dedim Hei. İçinde ne kadar fazla yağ olduğunu biliyor musun?"

"Ama canım çok çekiyor anne. Bir seferlik olsa olmaz mı?"

Annesinin zayıf yönünü kullanmayı her seferinde daha iyi başaran, güzelliği her geçen gün artan kız, dudaklarını büzerek annesine yalvaran gözlerle bakmayı sürdürdü. Daha fazla dayanamayacağını anlayan Yoora pes ederek "İyi tamam al, ama bu son haberin olsun. Artık yaptığım barbunya ve ıspanaktan yemezsen bu tür şeyleri zor görürsün." diye onu uyardı. Hei, cipsi market arabasının içine atıp heyecanla ellerini çırparak annesine teşekkür etti.

Tam o sırada elinde bir kutu şekerlemeyle gelen Jung Hee'yi fark eden Yoora'nın gözleri kocaman açılmış sabrını kaybetmemek için zor duruyordu. Ne zaman markete birlikte gelseler bu çocuklar genç kadının canına okuyordu. Alacakları şey dört iken bir anda yirmi oluyor ve büyük çoğunluğunu abur cubur ve oyuncak oluşturuyordu.

Bu durumdan iyice sıkılan Yoora ise onlara yeri geldiğinde kızarak bu tür şeyleri geri bıraktırıyor ve elinden geldiğince uzak tutmaya çalışıyordu. Yetersiz kaldığını hissettiği anlardaysa askerde olan babalarına onları şikayet edeceğini söyleyip ne zaman Jungkook ile konuşsa ondan çocukların gözünü korkutmasını istiyordu.

Bu yöntem de pek başarılı sayılmazdı gerçi, çünkü Jungkook onların gözünde hiçbir zaman korkulan bir baba figürü olmamıştı. Bazen onları fazla şımartıp şımartmadığını düşünüyor, kendi çocukluğundaki tüm yaşanamamışlıkları onlara vermek istediği için hata yapmamış olmayı diliyordu.

"Bakıyorum da birileri marketin şeker bölümünü koparıp gelmiş. O ne Jung Hee?"

Küçük çocuk elindeki orta boy kutuyla biraz daha yaklaşıp annesine gülümserken Yoora şu marketten alacağını alıp bir an önce çıkmayı diliyordu.

"Uzun zamandır yememiştim anne. Alabilir miyiz?"

"Uzun zamandan kastın dün geceden beriyse hayır Hee. O güzel dişlerin kapkara olmadan önce onu yerine bırak tatlım."

Beyaz pamuksu teni, iri kahverengi gözleri, ince yüzü ve kumral saçlarıyla adeta küçük bir Jungkook olan ve Yoora'ya kocasının yokluğunu aratmayan bu minik erkek aynı ablasını taklitleyerek ısrar etti.

"Ama Hei'nin cips almasına izin verdin!"

"O senden büyük Jung Hee, abla diyeceksin. Üstelik o sadece bir paket aldı, senin gibi bir koli getirmedi."

Mızmızlandığını görünce artık katlanamayacağını düşünen Yoora arabayı bırakıp çocuğun yanına gitti ve kutunun içinden iki şekerleme paketi alarak kutuyu tek hamlede miniğin elinden aldı.

treat you better | jjk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin