40☕️ carpe noctem

9.9K 645 205
                                    

geceyi yaşa


Yoora

Kışın beraberinde getirdiği oldukça soğuk havanın etkisiyle hayatlarımız kaldığı yerden devam ederken, bir taraftan da sorumluluklarımızı bu sonu gözükmeyen koşumuza alet ediyorduk. Makyözlük konusunda sıfır deneyimim olmasına rağmen iki aylık sürecin neredeyse sonuna gelmiştik ve Jungkook'un ajansla görüşmelerine bakılırsa bu teklifi onaylayacak gibi duruyorlardı.

Ne diyebilirdim ki, sonunda şans ikimize de gülmüştü. Belki de hayatlarımız bu dönemeçten sonra çok farklı patikalardan ilerleyecek ve bize aklımıza gelmeyen birçok şey katacaktı. Sonunda, yaşamıma anlam katan şeyleri bulmuştum, mutluydum.

Yine bu amaçlarımın hamurunu yoğurduğum bir gün, kampüsün benden en bağımsız alanı olan spor sahasında bu plastik koltuklara oturmuş muhteşem bir maç izliyorduk. Yanımdaki Mi Ran sürekli tezahüratlar yapmaya devam ederken bu liseli amigo ruhunu nereden edindiğini bilmiyordum.

"Yah! Sevgilin topu düzgün kontrol edemiyor bile Yoora!"

Jungkook, basketbol formasının içerisinde güçlü kol kaslarından aşağı doğru yol izleyen terler eşliğinde parıldarken, oynadığı oyundan çok gözüm bu görüntüye takılıyordu. Bu yüzden Mi Ran'ın ne dediğini pek umursamamış, hayranlıkla onu izlemeye devam etmiştim.

Bir ara benimle göz göze geldiğinde göz kırpıp hafifçe gülmüştü. Kalbim liseli platonik ergenler gibi dans ederken, ona nazaran daha kaba bir şekilde ellerimi sallayarak kalp yaptım. Gülümsemesi daha da büyürken sol boşluğuma geçirilen dirsekle iki büklüm olmuştum.

"Ne yapıyorsun Mi Ran?!"

Savunmasız anıma denk gelen darbesine karşılık kaşlarımı çattığımda, Mi Ran oldukça keyifsiz görünüyordu. Kafasını dikkatle izlediği sahadan bana çevirerek homurdandı.

"Siz öyle kavuşmuş birbirinize kur yaparken birileri hala aşk acısı çekiyor, bil istedim."

Tabii, bir de Mi Ran ve bir türlü açılamadığı Hoseok vardı bu maçta. Nitekim, ona açılmamakta ısrar etse de içten içe bunu yapmayı arzuladığını biliyordum. Sadece, öz güven eksikliğini çok uç boyutlarda yaşayan çekingen bir kızdı.

"Neden konuşmak yerine kendine eziyet çektiriyorsun?" Soruyu aslında Mi Ran'a sorsam da sanki bunu yedek ruhuyla cevaplıyormuş gibi bir his uyandırmıştı.

"İlk adımı atmaktansa kendimi aç kalmış aslanlara yedirmeyi tercih ederim."

Ve bununla birlikte aklımda parlak bir fikir belirmesi de bir olmuştu. Mi Ran, yarın gece kesinlikle o gücü toplayacak kadar Hoseok'a yakınlaşacaktı, bunu yapabileceğime emindim.





"O partiye gitmemiz lazım lütfeeen!"

Mi Ran, yıllar süren ısrarlarım sonucu isteksizce yarın Fen Edebiyat fakültesinin düzenlediği partiye gelmeyi kabul etmişti. Aslına bakılırsa bu geceye katılmayı aklımın ucundan bile geçirmiyordum, fakat görünen o ki Jungkook ve bana güzel bir ara buluculuk işi düşmüştü, fırsatı kaçıramazdım.

Aynı şekilde şu an arkadaşı Hoseok'u ikna eden Jungkook'tan olumlu mesajı aldıktan sonra, Mi Ran'la kıyafet seçmek için mağazaya gitmiştik. Şu sıralar ev kirası yönünden Jungkook büyük bir yükü üstlendiğinden hissettiğim mahcubiyet büyüyor ve bir an önce tüm borcumu ona ödemek için yanıp tutuşuyordum. Bu nedenle elimdeki kısıtlı parayla alabileceğim en iyi şeyi almak zorundaydım.

treat you better | jjk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin