24☕️ alea iacta est

8.6K 799 427
                                    

ok yaydan çıktı


Yoora

Puslu camın ardından meraklı gözlerle seslerin geldiği yere bakarken hepimizin küçük yüreği çıkacak gibi atıyordu. Küçük otobüslerden inen üstlerinde beyaz önlük olan kadınlar ve adamlar ellerinde tuttukları bir kutuyla binaya doğru yaklaşıyordu. İçimizden bir kişi haykırarak "Doktorlar geliyor! Aşı vurulacak!" dediğinde koca bir korku yumağı tam göğsüme oturmuş, kalkmak bilmiyordu.

Nefes alış verişim iyice sıklaşırken küçük beynimin çalışğı kadar plan yapmaya çalışıyor ancak hiçbir şey bulamıyordum. Çaresizce camdan az önce boşalan arabalara bakarken korkudan titreyen ellerime ve ayaklarıma engel olamıyordum. O aşı dedikleri koca iğneler canımı çok acıtıyordu. Öylesine korkuyordum ki adını bile duysam haykırarak ağlamak istiyordum.

Gözlerim dolana kadar kendimi sıkmıştım ve koluma değen eli bile benimle konuşana kadar hissetmemiştim.

"Yoora? İyi misin?"

Yoongi'ydi.

Gözlerindeki endişeyi ve korkuyu görebiliyordum ve muhtemelen o da benim gibi korkuyor ama belli etmemeye çalışıyordu. Kafamı hızlıca sallayarak engel olamadığım hıçkırığı ağzımdan kaçırdım.

"Ha-hayır!" diye sızlandım. "Korkuyorum gitmek istiyorum!"

Bir süre küçük gözlerini kısıp bir şeyler düşündü, sonra siyah saçlarını karıştırarak elimden tuttu ve beni götürmeye kalkıştı. Ben de bu hareketine anlam veremeyerek, "Nereye gidiyoruz?" diye sordum merakla.

Hareket etmeyi keserek bana baktı. Gözlerindeki güven verici huzuru en derinden hissedebiliyordum. Onun o minicik gözlerine sinmiş koruyucu kalkanın beni bu acı veren kabustan çekip alacağına adım gibi emindim.

"Kaçıyoruz Yoora" dedi kararlı bir ses tonuyla.

"Ama-"

Tekrardan çekiştirerek beni merdivenlere getirdiğinde bir süre etrafı yokladı. Etrafta kuşkulanacak biri olmadığını teyit ettikten sonra tekrardan hızlanarak yangın merdiveni kapısını açtı. Normalde açıldığında öten kapılar şansımıza iki gün önce bozulmuştu ve kimse de tamir etmemişti.

Elim elinin arasına hapsolmuş, kaybettiğimiz efordan ve kazandığımız ısıdan dolayı terlemişti. Kurulamak için yarı yolda elini bırakıp üzerime sildiğimde bana kızgınca bakarak "Şimdi sırası değil!" dedi ve elimi hızlıca tutarak zemin kata yöneldi.

Arka kapıya doğru hızlıca koşarken havanın ılık olmasından dolayı hiçbir sıcaklık ya da soğukluk hissetmiyordum. Uzun saçlarım arada yüzüme gelse de koşmaya devam ediyordum. Bir süre daha çitlere kadar koştuktan sonra buradan çıkmak için tek aşamanın kaldığını anlamıştım. Yenilgi dolu bir ifadeyle benim aksime daha rahat görünen Yoongi'ye baktığımda gülümsedi.

treat you better | jjk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin