35☕️ ultimum littera

10.3K 882 774
                                    

son mektup


*Bölümü medyadaki fonla ya da istediğiniz duygusal bir şarkıyla okuyun lütfen, her açıdan daha çok hoşunuza gidecek.*


Yoora

Kendi iç çatışmasını bulutlara yükleyen gökyüzü, öfkesiyle gürüldeyerek acısının damlalarını yer yüzüne hoyratça savururken pencereden damlaların süzülüşünü izliyor, düşüncelerimin yeryüzü gibi ıslanıp yıkanmasını istiyordum. Öğlen vakti olmasına rağmen umudun ışığını kapatan karanlık bulutlar akşam olmuş gibi göstererek ilk defa böyle havaları sevmememe neden olmuştu. Kendi iç dünyam tepetaklak olmuşken en azından bir şeyin aydınlık olmasına ihtiyacım vardı.

Jungkook'un abisi ile buluşmak üzere sözleştiğimiz bu kafede öylece otururken, ikimiz de tek kelime konuşmuyorduk. İnanması güç şeylerin olduğu bu dünyada sanırım o da artık şaşkınlığını gizleyemeyerek bana eşlik etmek istemişti, bilmiyordum.

Min Yoon Gi'nin Kuzey Kore için çalışan bir uyuşturucu taciri olduğu gerçeği, beynimin çelik zırhlarını zorluyor, isyanın soğuk hava dalgalarını ruhuma yolluyordu. Şaşkınlıktan delirme noktasına gelmem gerekirken, ben kalbim buz tutmuşçasına  ruhsuz ve tepkisizdim.

Jungkook birden ayağa kalkıp yarısı camdan olan giriş kapısına gözlerini diktiğinde, ben de onun baktığı yöne bakmıştım ki yağmurdan saçları birbirine girmiş, siyah bol yağmurluğu tüm vücudunu çepeçevre sarmış abisi olduğunu düşündüğüm kişiyle karşılaştım.

Kardeşininkine oldukça benzer yüz hatlarına sahip Jung Hyun, yüzünde samimi bir gülümsemeyle masamıza gelip önce Jungkook'a koca bir sarılma verdi ardından benimle el sıkıştı.

"Merhaba çocuklar."

İkimiz de ona selam verdikten sonra yağmurluğunu çıkarıp yanındaki sandalyeye koydu ve ıslanmış saçlarını karıştırarak sandalyesine kuruldu.Hareketleri ciddi bir şekilde Jungkook'a benzediğinden, şu anda sevgilimden iki tane varmış gibi hissediyordum, bu his garipti.

Jung Hyun derin bir nefes alarak bize baktığında duyacağım şeyleri sindirebilecek miydim bugün gerçekten bilmiyordum. Ancak en azından denemelisin diyordu iç sesim, bu yüzden gerginliğimi yatıştırmaya çalıştım.

"Sen Jungkook'un dilinden düşürmediği o kız olmalısın, tanışğıma memnun oldum Yoora-sshi."

Ailesinden biriyle ilk defa tanıştığımdan, içimde kıpırdanan heyecan kelebekleriyle utancımı gizleyemeden gülümseyerek onu onayladım.

"Evet ben Min Yoora, tanışğıma memnun oldum."

İlk buluşmamızın yalnızca Jungkook ve benim hakkımda olmasını her ne kadar istesem de, ne yazık ki bugün konumuz çok daha farklıydı. Jung Hyun, Yoongi'nin davasını yürütüyordu ve iki gün önce aradığında, her şey bittikten sonra bizimle buluşacağını söylemişti. Ve evet, bugün buluştuğumuza göre bazı şeyler bitmiş olmalıydı, ancak kötü mü yoksa iyi mi bitmişti bunu inanın ben de bilmiyordum.

"Durumlar nasıl hyung?"

Ön muhabbetle vakit kaybetmek istemiyor gibi görünen Jungkook ikimizin de merak ettiği konuya parmak bastığında, Jung Hyun gergin gözüküyordu. İyi bir şeyler olmadı diyordu iç sesim, hiç iyi şeyler olmadı.

treat you better | jjk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin