47☕️ mens sana in corpore sano

9.1K 581 267
                                    

sağlam kafa sağlam vücutta bulunur


Yoora

Önceden, yaşadığım hayatın bir anlamı olduğunu düşünürdüm. Nefes alış verişimin beni memnun ettiğine öylesine inanmıştım ki, şu anki halimle karşılaştırılınca aslında ne kadar ölü olduğumu ancak fark edebiliyordum. Mutluluğun ve gerçekten yaşamanın hazzına ancak erişmiştim.

Bu değişim elbette ani olmamıştı. Aksine çetindi, fırtınalıydı ve çoğu zaman caydırıcıydı. Fakat ben yılmadım, caymadım ve sabrettim. Aydınlığa götüreceğini bildiğim bu sarp karanlık yolu emin adımlarla yürüdüm. Kendimi feda edecek kadar sevdiğim adamla iki gün önce olaylı da olsa evlendim ve başarılı bir akademisyen olmak için gerekli adımlarımı attım.

Hani vazgeçmek diye bir terim vardı ya çoğu insanın ruhunu sömüren, işte o bende yoktu. Hiç olmamıştı ve olmayacaktı da. Bu yüzden karanlığım yerini güneşe bırakmıştı, parlıyordu hayatım beni bile imrendirecek şekilde.

"Çileklerin hepsi benim! Rahat dur!"

Otel odasına geleli birkaç saat olmuştu ve yemeğin ardından gelen koca meyve tabağını bir türlü aramızda paylaşamıyorduk. Kore'de bu tarz meyveleri, özellikle böylesine tazeyken bulmak ciddi anlamda zordu. Bu yüzden hepsi şu an altın değerindeydi.

Kirazlardan birini ağzına attıktan hemen sonra kalan üç çileğe göz diken Jungkook'a şeytani bir bakış attım.

"Ne o karıcım, yoksa kocana bir çileği çok mu görüyorsun?"

Jungkook yan bakış atarak kendini acındırmaya çalıştığında kafamı olumsuz anlamda sallayarak "Zaten çoğunu sen yedin." diye kendimi savundum.

Ufak bir çocuk gibi önce somurttu. Fakat hemen ardından sinsice sırıtıp doğruldu. "İyi o halde ben de başka bir yol bulurum."

Çileklerden birini ağzıma almamla birlikte oturduğumuz yatağın üzerinden ani bir hamleyle üzerime eğildi ve dudaklarımın arasına sıkıştırdığım çileğin yarısını ısırarak aramızdaki ufak mesafeden gözlerime odaklandı. Ağzımdaki küçük lokmayla donakalırken, o yutar yutmaz tekrar benimkine dadanarak dudaklarımızın bütünleşmesine sebep oldu.

Ah masum çilek, fantezilerimize kurban gidiyordu.

"Böyle daha tatlı oluyormuş," dedi zevkle. "Mmh bayıldım!" Sırtımı yatakla buluşturup çilek tadı sinmiş dudaklarını ıslatarak geri çekiliyordu ki bu sefer onu kendime çeken ben olmuştum.

Birkaç dakikalık tatlı bir öpücüğün ardından doğrulurken, "Bunu sonraya saklayalım." diyerek iç gıdıklayıcı bir şekilde göz kırptı.

Bavulundan aldığı kusursuz vücuduna yapışan siyah puma tişörtünü giyerken, tabaktaki son çilekleri yiyerek onu izlemeye başladım. Öylesine dikkatli inceliyordum ki, aynanın önünden aldığı lacivert cam şişedeki parfümü üzerine boşaltırken bana dönüp gevrekçe sırıttı.

"Gelmek istemediğine emin misin?"

Kafamı sallayarak, "Evet." diye onu yanıtladığımda gözlerini devirdi.

"O halde, yarın o dağı çıkarken 'bacaklarım ağrıyor Jungkook-ah, beni taşı lütfen' diye ağlarsan sana acımayacağımı bil güzel karıcım."

treat you better | jjk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin