Bölüm 38-İçmek Gerek

151 16 6
                                    

     Şunu kabul etmek lazım ki: Birkaç yüz tane gözü kulağı varmış gibi hareket eden bir Ev'e numara çekmek kolay değildir. Hele ki numara çekecek kişi, o Ev'in içindeyse hiç kolay değildir. Hele hele ki o Ev fena halde anasının gözü bir evse imkansıza yakın bir şeydir.

    Bundandır düşünüldüğü anki kadar parlak olmadığı anlaşılmış fikirlerin ve boşa geçmiş dakikaların sonrasında burnundan soluyan Miray, Ezel'in koluna yapışmış, çocukcağızı sürükleye sürükleye yeniden Genç Büyücü'nün odasına dalmıştı. Adam hala baygındı. İkili bu konuda herhangi bir endişe emaresi göstermedi. Sevindiler hatta. Bir adamın kafasına bir kere vurmak iş icabı olabilirdi ama ikinciyi indirmek kesinlikle kişisel algılanırdı. Büyücüler de anlayışlarıyla ün yapmış insanlar değildi hani. Çok kinci olabiliyorlardı.

     İşin gizliliğine kendini kaptırmış Miray, Ezel'e sokulup fısıldadı. "Senin yöntemi kullanacağız."

     Ezel muzipçe sırıttı. "Niye fısıldıyorsun?"

     Miray homurdandı. "Ambiyans olsun diye." Gereksiz bir soruyla gereksiz bir ayrıntıya dikkat çektiği için aferindi ona. "İhtiyar'ın odasına nasıl girmiştin sen?"

     "Tuvaletin kapısını açtığımda odasındaydım."

    "Denedim onu, olmuyor."

     "Çişin var mıydı peki?"

     "Ne?"

     "Gerçekten tuvaletin var mıydı?" Ezel bilmiş bir küstahlıkla kaşlarını kaldırdı. "Büyü, ayrıntılarla örülür kızım. Göte sopa sokar gibi olmaz bu işler."

     "Mantıklı," dedi Miray. Yiğide hakkını teslim ederek Ezel veledinin böbürlenmesine ses etmedi. "Tuvalete gitmek için tuvalete gitmemiz gerek. İhtiyar'ın odasını gitmek için değil."

    "Aynen. Yumurta kapıya dayanmışçasına gitmek istemen lazım."

     "Sen öyle miydin?"

     Ezel başını salladı.

     "Hımm," Miray gözlerini kısarak Ezel'i süzdü. Numara çektiğine dair bir iz yoktu. Fakat başka bir şey vardı. Yılanlar gülebilseydi böyle gülerdi, altyazısıyla Miray dudaklarını gerdi. "Sana bunun için geleceğimi biliyordun, değil mi?"

     "Eninde sonunda bütün yollar büyüye çıkar. Sana yardım edebilecek tek Büyücü de benim."

     "Yardım? Sen? Bir de bana? Şaka mı yaptın? Hiç komik değildi."

     Ezel omuzlarını silkti. "Yardım istemiyorsan bidon bidon su içmekte sana kolay gelsin."

     "Tamam," dedi Miray bezgince. "Göster bakalım numaranı."

     Ezel'in el kol hareketleri eşliğinde kimsenin pek bir şey anlamadığı ulvi sözleri mırıldanmasını bekliyordu, ama velet cebinden küçük bir şişe çıkartıp dünyayı kurtarmış bir kahraman edasıyla Miray'a uzattı.

     "Oo!" dedi Miray alaycı bir şaşkınlıkla. "Artık büyüleri de önceden paketleyip alıcı çıktığında mı veriyorsunuz? Isıt ye yiyecekleri gibi, aç kullan büyüleri."

     Alaya alışkın Ezel, yabani bakışlarındaki gururdan bir gram ödün vermedi. Miray ağzı mantar tıpayla kapatılmış şişeyi dikkatle aldı. Soluk sarı sıvı hafif sedefli bir ışıltıyla parlıyordu. Tıpayı açıp sıvıyı kokladı. Ağır bir kokusu vardı.

     Miray burnunu buruştururken şişeyi bir kol boyu uzağa itti. "Kocakarı ilacı oğlum bu? Bildiğin müshil. Ne yaptın? Parlasın diye içine sim falan mı attın?"

     Ne dersen de. Bir usta sırrını ona buna söylemez."

     "İyi. Söyle o ustaya o giderken biz dönüyorduk. Çakallık yapmasın. Ben bunu içmem. Alt tarafın çalışırken üst tarafınla birini tehdit edemezsin. İşin ciddiyetine ters bir kere. Sen söyle, kim bağırırken sıçıp duran birini kâle alır?"

     "Nereye sıçtığına bağlı."

     "Güzel. Madem bu kadar kendinden eminsin buyur sen iç." Miray şişeyi Ezel'e uzattı.

     "Ücretini ödeyebileceğini sanmıyorum."

     "Ya! Neymiş ücretin?"

     "Gece'nin çamaşırlarından biri. Mümkünse giyilmiş."

     "Hayalarını patlatan bir tekmeye ne dersin?"

     "O çamaşır kaç para ediyor haberin var mı? En azı, bak en azı diyorum üç öğün en kral lokantada beş yıllık yemek paranı çıkarır."

     "Harbi mi?"

     "Sen uyu. Yerinde olsaydım birkaçını zulaya çoktan atmıştım. Kolye yüzük gibi de değil; kaybolduğunu fark etmez bile."

     Eh, fikir bir yerde doğruydu. Ünlülerin elbiseleri satılıyordu pek ala. İyi para bırakacağı da kesindi. Gece Hanım yüzünden marketteki işinden de şimdiye kadar kovulmuş olduğunu düşünürse, kadın ona bir yerde borçlu sayılırdı. Miray'ın gözünün önüne Gece'nin siyah geceliyle salındığı an geldi. Ya da seradaki yemekte giydiği şifon elbise... O da çok güzeldi. Lakin... aklındaki güzellik ansızın paramparça oldu. Süt tenine değen o ipeğin başkasının elinde, hatta çirkin şekillerle kullanılabileceğini fark edince beyninin içindeki bir yerde birkaç şartel birden attı. 

     "Benim yerimde olmadığın iyi olmuş o zaman," dedi kızgınca. "Bu kafayla pek yaşamazdın. Gece derini yavaş yavaş yüzer senden kendine çamaşır yapardı." Sinirleri zıplamış bir şekilde şişeyi Ezel'in eline tutuşturdu. Densiz veledin dediği kanına nedense pis dokunmuştu.

     "Tamam, tamam," dedi yaptığı hıyarlığı fark eden velet. Şişeyi geri uzattı. "Al, bir şey istemiyorum."

     Miray şişeyi boş verip Ezel'in yakasına yapıştı. "O çamaşırların yanına elli metreden daha az yaklaşırsan seni diri diri gömerim."

     "Tamam, anladım." Ezel yakasını kurtarmak için geri çekildi. "Bu kadar kıskanacağını bilseydim söylemezdim."

     "Ne kıskanması be? Kadın dayanışması bir kere o."

     "Hııı!"

     "Hı derken? Anlamadım canım! Açıkça söyle! Söyle hadi!"

     "Zaman geçiyor," dedi Ezel konuyu değiştirmek için. "İçiyor musun, içmiyor musun?"

     Miray'ın çatık kaşları düzelmese de dikkati esas konuya döndü.

     Ezel ciddi olduğunu umduğu bir sesle bastırdı. "Beş dakika içinde tuvalete koşmayacaksan içmen gerek."

     Miray hala ikna olmamıştı. "Ben onu içmem."

     "Ben de içmem."

     "Ne yapacağız o zaman? İhtiyar'ı bulmamız lazım."

     "...mız?" Ezel şaşkınca sordu. "Senin bulmam lazım. Benim değil."

     Miray'ın kelimeleri ağzından bezgince döküldü. "Sonuçta bu şeyi birinin içmesi gerek!"

     İkili bir an birbirlerine bakakaldı. Sonra akıllarına gelen fikirle Miray'ın gözleri haince kısılır, Ezel şeytanca sırıtırken yavaşça yerde horuldayan Genç Büyücü'ye doğru döndüler.

AY IŞIĞI (DÜZENLENMEMİŞ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin