Bölüm 27-İstemek ve İstememek

224 18 5
                                    

     Pencerenin altında, koşan birilerinin ayak sesleri, fazla yüksek çıkmamasına itina edilen telaşlı konuşmalar duyuldu. Büyücü apar topar yattığı betondan kaldırılıp odalardan birine taşındı.

     Gece başını pencereden uzatıp bunları olanca sakinliğiyle izledi. Sonrasında Miray'a döndü ve ne yükselip ne alçalan o pamuk sesiyle sordu.

     "Babalı kızlı sevgililerimle ne alıp veremediğiniz var?"

     "Sevgilin mi?"

     Şaşkınlıkla dile getirilmiş sözcük ağızdan öyle çıkmış olsa da kulağa vardığında ise geldiği mana şuydu: 'Hangi ara işi pişirdiniz siz?'

     Gece Miray'ı şöyle bir süzdü ve bu, genç kızın daha fazla ürpermesine, daha fazla iç daralmasına ve sahip olduğu tüm sağduyusunun 'arkana bakmadan topuklarını kıçına vura vura tüy ' demesine neden oldu.

     Yumuşacık sesiyle Miray'ın hükmünü kesti Gece.

     "Onu camdan atma cüretini gösterdiğine göre yerine geçme sorumluluğunu da alacaksın demektir."

     "Ne?" Miray gözlerini kıstı. "Yerini almak derken?"

     "Geceyi benimle geçireceksin."

     "Ihm..." Miray Gece'nin arkasında kalan büyük yatağı kederle süzdü. "Tut ki meraktan soruyorum; film izleyip mısır yemeyeceğiz değil mi?"

     "Daha hareketli bir şeyler yapmayı planlıyorum. Daha sonra, tabii hala gücün kalmışsa, istersen izleyebilirsin."

     "Ah, Gece Hazretleri'nin yüce gönüllülüğüne hayran oldum. Sanırım hareketli şeyler derken de dövüşmeyi ya da spor yapmayı kastetmiyordunuz."

     "Buna spor yapmak da denilebilir, evet. Ve bir tür dövüşmek de olabilir. Sanırım neyden hoşlandığına bağlı."

     "Benle?"

     "Senle."

     "Ha?!" Miray soğuk terler dökerekten yavaştan yavaştan kapıya doğru seğirtti. Niye tüm kaçıklar özenle onu bulunuyordu ki? "Ben adama elimi bile sürmedim," diye itiraz etti. "Neden ortada ben harcanıyorum? "

     "Kim yaptı öyleyse?"

     "O" Miray yere serilmiş gorili gösterdi. Sonra ani bir aydınlanmanın yıldırım etkisiyle telaşla tavanı işaret etti. "Hayır, o."

     "Yediklerini görmüştüm, ama camdan atmak... Bu yeni bir şey işte. Bir tavanın bir Büyücüyü camdan attığını görmek ilginç olurdu."

     Miray avcunu şak diye alnına yapıştırıp başını kederle sallama isteğine olgunlukla karşı koydu. Anlayıp da anlamamazlıktan mı geliyordu, neydi?

     "Hayır," dedi sertçe. "Yazevi denen gudubet yaptı. Gorili kullanarak adamı camdan düşürdü. Durdurmak için koştum, ama yetişemedim."

     Evin tahtaları tehditkar bir alınganlıkla gıcırdadı. Muhtemelen 'gudubet' lafına içerlemişti. Oysa Miray az bile söylemişti.

     "Anlıyorum," dedi Gece. Başını yana çevirip, çerçevenin kıyısına köşesine tutunabilmiş birkaç cam parçasının arasından gece göğüne dalgın dalgın baktı. Sonra birden tek sözle canlanan bir heykelmişçesine konuşurken hareketlendi; Miray'a dönüp üstüne doğru salınarak yürüdü.

     "Yapacak bir şey yok." Aralarında iki adım kala durdu. "Sen soyunur musun, yoksa ben soyayım mı?"

     "Çüş!" dedi Miray geri kaçarken. Cadıya bak! Sanki bir bardak su istiyordu. "Banyoda fazla mı kaldın sen? Sıcak kafana falan mı vurdu?"

AY IŞIĞI (DÜZENLENMEMİŞ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin