Bölüm 43

9K 429 42
                                    

Otel odasının içinde elinde viski bardağı Mardin manzarasına bakıyordu görmeyen gözleriyle. Bu şehre ne zaman ayak sürse hep aynı zaman dilimine çakılı kalıyordu Karıcı Cevat. Geçmiş peşini bırakmıyor yakasına sarılıyordu alacaklı gibi. Aslında yakasına asılan geçmişten ziyade Sedef’ti. Yirmi yedi yaşındayken hayatına girip çıkmış bir isimdi. Kendi elleriyle çıkardığını, acımadığını bir an için dahi olsa verdiği emri geri çekmeyi düşünmediğini bildiği halde geceleri karabasan gibi çöküyordu omuzlarına yaptığı. Yıllardır tek bir kişinin vicdan muhasebesini güdüyordu. Sedef her gece her gece rüyasına geliyor onun içine korkuyu salıyordu. Oysa elinden yatağından kaç kız gelip geçmişti. Kaçında nefesi, teri vardı sayısını bilmiyordu. Daha on üç yaşındayken babası Gavat Cahit’in zoruyla fahişenin birinin üzerinde bulmuştu kendisini, doğum gününde. Oğlu erkek oldu diye de ziyafet verdirmişti babası. O günden sonra karı kokusunu aldı alalı iflah olmamış onların üzerinde büyümüştü zaten Cevat. Babasının namını giyinip üzerine pezevenklik mesleğini sonuna dek layıkıyla icra etmişti.

Etmişti etmesine ya bir yerde tökezlemişti. O küçük kız da ki şey neydi onu da bilmiyordu kafasına bunca taktığı. On yedi yıl geçmişti üzerinden ama unutamamıştı. Hamile diye miydi? Bilmiyordu. Kendi çocuğuna da kıydığı içinse eğer bu çok saçmaydı. Son derece saçmaydı! Ne kızları, kadınları becerip hamile bırakmıştı. Kaçını canlı canlı içinden bebeğinin sökülüşünü izlemişti. Kaç bedeni kendisine karşı çıktı diye kezzapla acıtmış, kaçını itlerin önüne kemik niyetine atmıştı. Hesabı yoktu. Saymamış, gerek görmemişti.

Babasından gördüğünü yapmıştı onca yıl. Doğru bildiğini, atadan babadan gördüğünü yerine getirmenin neresi kötüydü ki? Çıkarlarına bakmıştı. Çıkarları çıkmaza girdiğinde de kaçmanın yoluna.

Sedef…

Sedef sadece gönül eğlencesiydi ona. Mardin’e geldiği kısa zamanlar da vakit geçireceği biriydi sadece. Öyleydi yani baştan. En başında. Sonrasında ise hoşuna gitmeye başlamıştı ama sadece o kadardı! Aşkmış, sevdaymış yatağa girene kadar öttürdüğü namelerdi onun için. Sözünden dökülürdü de sazından akmazdı aşk Cevat’ın. Sedef de o kadardı işte. Yatağa girmişti ve büyü bozulmuştu. Sedef’le konuşmalarına gitti aklı bir an için…

On yedi yıl öncesinde ki anılara…

“Benimle evleneceksin dimi Cevat? Bak bebeğimiz de olacak,”

 

 “Evlenmek mi? Ah güzelim çocuksun sen hâlâ!”

 

“Ne demek istiyorsun?”

 

“Demek istediğim bütün karılar benimken evlenmek niye?”

 

“Ama… Ama beni sevdiğini söylemiştin!”

 

“Hayır, ben sana senin ‘tenini’ sevdiğimi söylemiştim. Ten demişken… Seninle daha işim bitmedi!”

 

“Bırak beni! Bırak dedim!”

 

“Bırakmamı mı istiyorsun? Bırakırsam kurtlar kapar ama!” Ona bakarken gözlerinde tehlikeli yansımalar oluştu fakat başka hiçbir şey demedi yaptığı tek şey ise dudaklarını dudaklarına mühürlemekti.

AŞKAR (BASILDI) ŞİAR (BAŞLIYOR)जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें