Bölüm 27

9.6K 423 5
                                    

Tam Yüsra’da bu ‘değişik’ muhabbete iştirak edecekti ki onun yerine Şahin yeniden sazı eline aldı.

“Kaldı ki gözleri çamur gibi! Kesinlikle Yüsra Hanımın çamur rengini sevdiğini düşünmüyorum! Seviyor musunuz?”

“Ha-ha-yır!” O kadar şaşkındı ki kekelemeden konuşamadı. Bu adama ne olmuştu böyle? Biraz önce gayet kontrollüyken şimdi bir türlü susmuyor abuk sabuk konuşuyordu. Eniştesine dönüp onun ‘neyi’ olduğunu soracakken adam yeniden konuşmaya başladı. O denli komik şeyler söylüyordu ki gülmemek için dudağını ısırmaktan kanattı.

“Gördün mü Derman? Dedim işte sevmiyormuş! Hem sonra Şevan bir kokarca kadar pis kokar! Öyle jilet gibi giyindiğine bakma tam bir kokulu bomba! Ayrıca çok da çapkındır!”

“Çapkın demek? Hem de bu kadar pis özelliklere rağmen?”

“Evet, şaşırıyorsun biliyorum ama öyle! Ayrıca hiç iyi at binicisi de değil!”

“At önemli tabii!” derken dalga geçiyordu Derman. “Sonuçta Yüsra da at kıstatını en önde tutuyordu!” Şahin daldığı düşüncelerin içinden silkinir gibi ona baktı. “Şevan olmaz yani!”

“Kim olur peki?” diyerek söze girebildi Yüsra. Bakışlarının gerisinde muzip birşeyler oynaşıyordu ve bunu Derman hemen fark etti. Tanıdığı şu kısacık zamanda baldızının ne kadar cin bir kız olduğunu çözmüştü. Şahin, kendisine yöneltilen yeni bir soruyla tek kaşını kaldırdı. “Sizce kim olur Yüsra Hanım?”

“Bence herkesi çürüttüğünüze göre sizin aklınızda bir isim dolanıyor!”

Şahin’in gözleri yerinden uğrarken Yüsra onun cevabını beklemeden saldırıya geçti bu arada da Derman’ın dışında Hekimhan’lar da sırıtıyordu. Tıpkı Şahin’in yaptığı gibi kollarını önünde çapraz bir şekilde bağladı ve başını dikti bu haliyle er meydanına çıkmış bir savaşçı kadar meydan okuyordu ona. “Bana kalırsa Şahin Bey siz gayet uygunsunuz bu pozisyon için. Anladığım kadarıyla kendinizi bir hayli prezantabl bulup koca pozisyonuna layık görüyorsunuz ki diğer adayları elediniz bir çırpıda. Hem de son derece saçma sebeplerle!”

Şahin onun sözleri üzerine kıpkırmızı olurken nasıl böyle saçma bir konuşmanın içine düştüğünü bulmaya çalışıyordu zihninin aralıklarında. Yüsra ise onun renkten renge çalmasını keyifli gözlerle izliyordu. Adamı inletmemek için iki adım atıp daha birkaç saat önce tanıştığı adamın omzuna sakinleştirir gibi iki kez vurdu ve “Şaka yaptım Şahin Bey, rahatlayın!” dedi. Hemen ardından da elini çekip ona sırtını dönerek gülmekte olan eniştesine baktı. Derman onun kendinden emin duruşuna, verdiği tepkilere hayran kalırken kendi kültürlerinden ne kadar farklı bir kültürde terbiye aldıklarını düşünüyordu. Fakat Alev daha farklıydı. Yüsra kadar çılgın değildi o! Böyle bir toplantının ortasına dan diye girip rahat tavırları takınmazdı. Belki başka zaman olsa Yüsra da öyle davranmazdı da kendisi odada olduğu için ona güvendiğinden böyle rahat hareket edebiliyordu bunu da düşündü Derman birkaç saniye içinde.

“Ablamı gördün mü enişte?”

“Odadaydı hayırdır?” derken sesini kısık tuttu. “Kapıyı çaldı ama açmadı herhalde uyudu. Of ya çok sıkıldım. Çiğdem’i Şirvan ablukaya aldı. Ülkü denen şu kız desen bir acayip kanım pek ısınmadı ama söyleme olur mu enişte? Yine de iyi davranıyorum. Kardeşlerin desen piyasada yoklar zaten. Ay ben ölmüşüm! Kiminle muhabbet edeceğim? En iyisi gidip Berat’ın başına ekşimek!”

AŞKAR (BASILDI) ŞİAR (BAŞLIYOR)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora