Bölüm 37

8.6K 455 40
                                    

"Uyu artık küçük kız" dedi ve arkasına yaslandı. Sonra da aynadan onları izleyen Azzam'a bakıp göz kırparak, "Bize bakmayı kes de Ejder'i ara Adana'ya sorunsuz girmek istiyorum. O ne yapacağını bilir" dedi.

"Peki ağam" dedikten sonra telefonunu çıkarıp Ejder denilen adamı aradı.

"Ejder, biz yoldayız. Saruhan ağam Adana'ya sorunsuz girmek istiyor. Sen ne yapacağını bilirmişsin. Tamam söylerim, sağ ol" dedi ve telefonu kapatıp iç cebine tıkıştırdı. Aynadan ağasının gözlerine bakıp, "Ağam Kurtuluş ve Kahraman ağalarım Çetin'lerle tartışmışlar yine"

"Yokluğumu fırsat bildiler yine desene hiç uslanmayacak bu adamlar"

"Ağam bu defa Çetin'ler haklıymış"

"Konu ne?"

"Kız davası ağam, bu sefer konu başka"

"Kız mı? Ne işi olur bizim haytaların kızla?"

"Ben bilmem ağam" dedi Azzam.

"Dur öğrenelim bakalım dertleri neymiş?" dedi ve telefonunu çıkardı sağ cebinden. Kurtuluş'un adını buldu ve aradı. Beşinci çalıştan sonra açıldı telefon ve uykulu bir ses cevap verdi.

"Bu saatte ne uykusu bu lan?"

"Güneş çarptı herhalde, uzanmıştım dalmışım"

"Sizi bir daldıracağım göreceksiniz sonunda"

"Haberi aldın desene"

"Alırım tabii, siz yapın edin sonra ben temizleyeyim. Hem ne bu kız meselesi falan, birine gönül düşürdünüz madem neden haberim yok?"

"Öyle bir şey değil bu"

"Nasıl şey ya?"  

"Gönlü düşenler biz değiliz demek kızlar sevmiş"

"Haa bir de kız değil kızlar yani. Kimmiş bu kızlar?"

"Recep Çetin'in kız kardeşiyle, Rasim Çetin'in müstakbel gelini"

"Neee bir de gelini yani he, Murat Çetin'in nişanlısı yani öyle mi?"

"Aynen abi"

"Ee halloldu mu mesele?"

"Nerdee? Mesele hallolunsun diye seni bekliyoruz, kararı sen vereceksin"

"Ne kararını pardon?"

"Kızlarla konuşurken bizi gördüler ağabey, derdimizi meramımızı anlatıyorduk biz. Kızlara usulünce vazgeçmelerini söylüyorduk, ama Zeynel Çetin'in küçük damadı Ahmet Burçak görmüş bizi, telefonuyla resimlerimizi çekmiş ve kayınbabasına yetiştirmiş. O da tabii amca oğlu Recep'e ve kardeşi Rasim'e. Dallandı budaklandı olay yok yere. Kızları bir odaya hapsetmişler duyduğumuza göre, Murat Çetin iki saat önce gelip konağın önünde anırdı, nasıl nişanlısına el süreriz diye. Ama yok öyle bir şey, dokunmadım bile Fatma'ya."

"Tamam ben birkaç saat sonra oradayım, yarın öğlene doğru çözerim meseleyi."

"Ya kızlarla evlenmek zorunda kalırsak ne olacak?"

"Evlenirsiniz o zaman Kurtuluş n'apayım yani" dedi sinirlenerek.

"Evlenmek falan istemiyorum"

"Elalemin kızıyla geliniyle buluşmadan önce düşünecektiniz beyim bunu" dedi öfkeyle ve telefonu suratına kapattı.

"Mesele ciddi değil mi ağam?" dedi korka korka Azzam.

"Madem biliyorsun neden soruyorsun Azzaaam"

AŞKAR (BASILDI) ŞİAR (BAŞLIYOR)Where stories live. Discover now