Bölüm 10

14.4K 645 11
                                    

Medya: Zeynep

Düğünün sonlarına gelindiğinde bir bir konuklar da kalkıp gitmeye başladı, bu konukların başını Harput’lu ailesi çekti. Yüsra ve tayfasından sonra iyicene moraran suratlarını da yanlarına katarak bir bir ayrılmışlardı konaktan.

Sonra da birer ikişer diğer konuklar da gitmeye başladı, gecenin ilerleyen saatlerine doğru gideceğini bildiği bu eğlencede daha fazla yorulmasını istemediği için kolundan nazikçe tutarak sandalyeden kaldırdı Alev’i Derman. Sonra da ona kendi odasına kadar eşlik etti.

Geldikleri yerin Alev’in kaldığı oda değil de başka bir oda olduğunu hemen fark eden Alev, kaşlarını kaldırarak baktı Derman’a.

“Konuklar hemen gitmeyecek, çoğu arkadaşım da odamın yerini biliyor. Biraz sonra beni kapıya kadar getirmeleri gerekecek, ağa da olsam adetler bunu gerektiriyor. Ve herkes bunun gerçek bir evlilik olduğunu sanırken bunu bozacak hiçbir şeyin gerçekleşmesine müsaade veremem. Bu yüzden bir gecelik burada kal, ben geldikten sonra seni odana götürürüm. Sadece bir iki saat burada otur, daha erken dönmeye çalışacağım” dedi odasının kapısını Alev’in girmesi için açarken.

Alev kızmamaya çalışırken bir yandan da eteklerini toplayıp eşikten geçmeye hazırlanırken, Derman onu şaşırtacak bir harekette bulundu ve eğilip onu kucağına aldı ve eşikten geçirdi. Odanın ortasına geldiğinde de durdu ve indirdi onu kucağından. Sonra da onun kızacağını bildiğinden kaçarcasına uzaklaştı oradan.

Alev ise kızgın değil, şaşkındı.

Onun çıkmasıyla odanın kapısını kapattı ve beklemeye başladı onun gelmesini. Bu esnada da odayı incelemeye başlamıştı, bordo, koyu gri ve siyah ağırlıklı bir odaydı. Derin bir adam olan Derman’ın kişiliğini çok iyi yansıtıyordu bu renkler, çekine çekine etrafına göz atarken, saatinde fazlaca geçtiğini düşünüp başını kaldırdı ve saatle göz göze geldi. Ancak saat hala en son baktığı gibiydi, biraz önce baktığından beri daha bir dakika geçmişti. Günün yorgunluğuyla gözleri kapanmaya başladı, usul usul kapanan gözlerine rağmen hala dayanmaya çalışıyor, gelen bu uykuya, günün yorgunluğuna eğilmemek için savaşıyordu inatla.

Ama bu masum savaş meydanından galip çıkan göz kapakları olmuştu. Ve süslü gelinliğiyle, duvağıyla elinden eksik etmediği bir buket bordo renkli gülleriyle, ayaklarından çıkardığı ayakkabılarından kurtulmanın hafifliği ve rahatlığıyla şişen ayaklarını da bükmüş ve bir tablo gibi Derman’ın bordo rengindeki süet iki kişilik kanepesinde uykuya yenilmiş bir melek görüntüsü veriyordu.

Bir saat sonra Derman içeriye girdiğinde, tutulup kaldı ve bu görüntüyü çekti bir fotoğraf karesiymiş gibi gözlerinin içine. Bu da yetmedi ona cebinden çıkarttığı telefonuyla onun çeşitli açılardan fotoğraflarını çekti. Bu gece pek çok resimleri çekilmişti ama hiç biri bu kadar güzel değildi onun için.

Üzerinden attığı o ilk anlık şokun etkisi geçince, sevdiğinin boynu, sırtı tutulmasın diye onu uyandırmaktan korkarak ama yine de aklına koyduğunu yaparak, eğildi ve açtığı yatağa yatırmak için onu kucağına aldı bir kez daha. Ve bir iki kez kıpırdayan ama uyanmayan meleği yatağına yatırdı, üzerini de örttükten sonra çekilip şöyle bir daha baktı deniz gözlüsüne.

Dizlerinin üzerine çöküp saçlarını okşadı usulca, yanaklarına dokundu yine aynı yumuşaklıkla. Bir daha kıpırdandı Alev, ama gözlerini açmadı.

AŞKAR (BASILDI) ŞİAR (BAŞLIYOR)Where stories live. Discover now