Bölüm 6

13.8K 582 9
                                    

Medya: Cemal

“Sonra üç gün boyunca halimi hareketimi izlemişler, babam ateş topuydun sen derdi bana. Dört günlük olmama rağmen kıpır kıpır oynatıyormuşum ellerimi bacaklarımı. Kardeşim duru su gibiyken ben biraz cazgırmışım galiba. Babam bulmuş adımı, Alev demiş. Alev koyalım adını. O sıralar Berrak dördünde daha kreşe gidiyor en sevdiği çocuğun adı Deniz. Tutturmuş Deniz de Deniz diye. Kırar mı babam kızını koymuş adımın önüne Deniz’i. Bir de derya gözlü olunca kızı değme babamın keyfine. Boncuk gözlü Alev’im derdi bana” derken art arda yaşlar akmaya başladı gözünden.

Durdurmadı Alev gözyaşlarını, bıraktı aksın içindeki hasretin dinmeyen sancısı.

“Birbirine zıt iki isim. Biri ferahlık verirken masmavi engin sularıyla, diğeri kıpkırmızı ateşiyle yakıyor. Adlarım tastamam beni yansıtıyor, kimine ateş oluyorum kimine ferahlık. Ama hiçbir zaman ikisi bir arada olmadım. Ben ve Billur iki yaşındayken de tekne kazıntısı geliyor dünyaya, Yüsra. Öyle özellikle konmuyor onun adı, annemin doğum sancıları pikniğe gittiğimiz gün geliyor. Ormanın ortasında tutuyor, bir abla varmış orada doktormuş ve inanabiliyor musunuz hem de kadın doğum uzmanı. Ablanın adı Yüsra. Kız olunca minnetlerinden ötürü adını veriyorlar o kadının. O da öyle bir hikâye işte.”

“Billur sempatik bir adamla evlendi. Annemle babam hiç istemediler Burak’ı. Ne de olsa müzisyen adamın teki verilir mi kız, manavdan elma mı istiyor bu adam dedi babam Burak’ın babasının yüzüne karşı. Adamın yüzü mora çaldı. Daha bizim kız okuyordu da he. Liseden sevgili bunlar. Lise bitiyor bizimkiler on sekizin de, dayanıyor Burak bizim kapıya ailesiyle e yalan yok benim de payım vardı bu kapıya gelişlerinde. Kanına girmiştim Burak’ın, bak bizim kızı kaçırırsan yazık olur, üniversiteye gitti mi bakmaz yüzüne demiştim. Aralarını lisede ben yaptığım için çok güvenirdi bana Burak, ona tek demediğim şey Billur’un ondan asla vazgeçmeyeceği idi. Çok seviyordu kardeşim onu çook. Öyle böyle derken kandırdım Burak’ı ve velhasıl vermedi babam, yaşları küçük ne istediklerini bilmiyorlar dedi. Bu laf dokundu Billur’la Burak’a”

“Ne yaptılar sonra?” dedi Derman.

“Beklediler. Burak peşini bırakmadı Billur’un, kardeşim de çok aşıktı ona başkasına da bakmadı bu yüzden. Üniversiteyi kazandı Burak çalıştı didindi kendi çabasıyla bir şey oldu. Uçak Mühendisliğini kazandı ve babamın kalbini de. Kız kardeşim de uçaklara düşkündür çocukluğundan beri odasında bir sürü jeti falan vardı. Pilotluğu seçti kendine meslek olarak, önce Burak’ın kalbini şimdilerde de gökleri fethediyor. Burak seviyor onun pilotluğunu, benim karım başka diyor. Onların sevdaları yıllara dayanıyor yani.”

“Ağabeyimle yengem onlar da ayrı bir hikâyenin baş kahramanları. Aynı polis okulunda karşılaşıyorlar ikisi de yüksek dereceyle gelmişler, iki büyük rakip. Okul bitiyor aynı emniyetin mensubu oluyorlar yine iki büyük rakip. Aslında içten içe de Zeynep sevdalı Erdinç’e, ama diyemiyor bir şey. Sert adamdır abim, bakışı bile yakar adamı. Ben adamım diyen çıkamaz öyle hemen karşısına ama Zeynep de boş insan değil. Bir operasyona gidiyorlar, tehlikeli bir operasyon. Öyle ki abim gitmeden evdekilerle vedalaşmıştı o gün, çok kötü olmuştuk. Ne olur ne olmaz demişti. Biz evde yerimizde duramazken, abim kötü adamların peşinde, Zeynep’in içi içini yiyor. Amirinin ne diyeceğini düşünmeden abimin peşinden gidiyor. Arkadan sinsice gelen biri abimi vuracakken Zeynep’in kurşunu yere yıkıyor adamı ama ölmüyor adam. Abim Zeynep’e çatarken adam silahını kavrayıp kendini vuran kızı vuruyor. Operasyon olmasına rağmen ekibin içinde yer almayacağı için çelik yelek giymemiş o gün Zeynep, abimin kollarına yığılıveriyor. Abim kucağında silahların arasından koşarak geçip arabaya attığı gibi götürüyor onu hastaneye.”

AŞKAR (BASILDI) ŞİAR (BAŞLIYOR)Where stories live. Discover now