BÖLÜM 30

7.9K 471 10
                                    

Kahvaltıdan sonra herkes bir tarafa dağılmışken Çiğdem, Alev ve Yüsra kimsenin onları rahatsız edemeyeceği bir yerde pek oturulmayan salonda kafa kafaya vermişler konuşuyorlardı. Konu önce Yüsra’nın buraya gelişiydi. Yüsra her şeyi olduğu gibi anlatmış ve Çiğdem’in öfkesine mazhar olmuştu. Çiğdem nefret edercesine bir şekilde önce Hakan’a ardından da Atakan’a saydırmıştı. Alev suskun kalıp Yüsra’ya sarılırken bu defa da konu Çiğdem ve Şirvan’a gelmiş bir de onun ifadesi alınmıştı. Böyle böyle nereden baksalar bir saati devirdiler. En sonunda geriye yaslanan Çiğdem, Alev’e baktı. “Ya şimdi benim merak ettiğim bir şey var Alev abla. Derman abi ile evlendin ettin vesaire oralara girmeyeceğim. Hiç merak ettin mi ya da sordun mu ona gönül düşüren var mı yok mu burada diye? Şimdi Allah için yakışıklı, çekici, şirketi var zengin e adam aşiret ağası. Yok, yok yani. Böyle zamanda ne şirret kadınlar var av peşinde buldular mı kanını emmek için yapışma derdinde. Şahsen ben olsam merak ederdim sen hiç etmedin mi?”

“Bilmiyorum ki hiç sormadım, zaten öyle hızlı evlendik öyle hızlı bu duruma geldik ki aklıma bile gelmedi. Hem zaten ona gönül düşüren varsa da kibar davranırım ben, gönül bu sonuçta! Kaldı ki Derman bana âşık, ben ona güveniyorum!”

“Seni doldurmak gibi olmasın da ben bu zaman da kimseye güvenmem açık söyleyeyim!”

Alev, tedirgin olmuş gözlerle önce Çiğdem’e hemen ardından da Yüsra’ya baktı. “Valla abla ne yalan söyleyeyim şimdi Çiğdem haklı yani, ben olsam dıdıklar canını yerdim. Nasıl sormadın ki sen bunu?”

“Canım farazi konuştuk burada şimdi Alev ablanın canını sıkmayalım olmayan bir şey için. Hadi başka konulardan konuşal-…” derken kapının önünden gelen Cemal’in sesiyle sözünü kesip kulağını dikti. Gözleri Alev ve Yüsra’nın üzerinde gidip gelirken onlarda öküz gibi böğüren Cemal’in söylediklerini dinliyorlardı.

“Anasını satayım gelmiş o karı yine şirkete! Derman’ı aradım şirkete geçmesin diye. Şu adamın yüzü bir gülmeyecek mi ya hu? Askıntı olacak yine belli bir şey bu!”

“İstediğini alamaz Cemal bir sakin ol! Dört yıl önce de alamadı biliyorsun. Alev yokken Derman ona bakmadı şimdi hayatta bakmaz!”

“Kadın hasta tam manasıyla, Derman onun güvenlikten dahi geçmesini yasaklamıştı ama nasıl girmiş içeriye aklım almıyor. Dört yıl önce Derman onu reddetti hem de herkesin ortasında ama kadın illet tam! Ne gitten anlıyor ne sustan ne durdan!”

“Aman Alev duymasın araları açılır yok yere!” derken Alev hızla odadan dışarı çıkınca bunu söyleyen Aslan’a, “Çok geç!” diye bağırdığında hepsi yerinde sıçradı. Alev, buram buram ateş saçan gözlerini önce Cemal’in ardından da Aslan’ın yüzüne dikti. “Demek durdan sustan anlamıyor he Cemal? Görelim bakalım anladığı dil var mıymış? Yirmi dakika içinde aşağıya ineceğim. İkiniz de Derman’a haber uçurursanız ben de sizi uçururum. Eşlerinize iki laf sokmam yeterli olur sanırım!” dedi ve hızlı bir şekilde Yüsra’nın yanına doğru yürüdü. “Buraya gelirken yanında elbise getirdin mi?”

“Evet, valizimde senin o çok beğendiğin ateş kırzımısı elbisem var!”

“Şahane. Git onu getir bana odama gel makyaj malzemelerini de getir. Yirmi dakika içinde aşağıda olmam gerekiyor!”

AŞKAR (BASILDI) ŞİAR (BAŞLIYOR)Où les histoires vivent. Découvrez maintenant