Bölüm 15

12.4K 548 5
                                    

Medya: Şirvan

Cehennem vadisinin derin kuyularındayım ben,

Azap çektiren Ebabil kuşlarının kanatlarındayım,

Her yanım lav, her yanım har ateş,

Her yanım kor alev

Basacak taş kalmadı adımlarımın altında,

Gözlerimde ateşin sıcaklığı,

Ellerimde ise cehennem azabı…

 

            Üç saat önce

 

Oturduğu arabanın içerisinde gözlediği evin önüne dayanan aracın içindekilere bakıyordu elindeki silahıyla beraber. Radyoda çalan ‘Baba bugün dağlar yeşil boyandı’ türküsüne karışan çetin düşüncelerin etkisi altına çoktan girmişti bile. Araçtan çıkmış olan kıvırcık kafanın Çiğdem’e olan yaklaşma çabalarını artan öfkesiyle birlikte izliyordu. Sabırlı olmaya çalışıyordu ama nafileydi. Çiğdem, kıvırcık kafanın çabalarından kaçınmaya çalışırken az kalsın yere düşecekti ama o gerizekalı herif halen daha üzerine gidiyordu.

Arkasındaki arabada duran adamlar aklına gelince daha fazla duramadı arabasının içinde. Tabii ki bu bir bahaneydi. Bunu kendisine itiraf etmekten gecikmedi tıpkı güzel bir bahane olduğunu içinden geçirdiği gibi. Arkadaki aracın içindeki adamların Çiğdem’i bu şekilde görmelerini istemiyordu. Tek neden bu değildi elbette. Dayanamıyordu da! O kıvırcık kafalı sersemi yerdeki kaldırımın üzerine sakız gibi yapıştırmak için daha fazla sabır gösteremeyecekti.

Üzerindeki takım elbisenin ceket eteklerini savura savura üzerlerine doğru giderken bir an için bile olsun durmadı. Elindeki silahı beline gelişi güzel yerleştirip Çiğdem’i dudaklarından öpmeye çalışan adamın arkasından onun omzuna vurdu. Sarp, Çiğdem’i bırakıp şaşkınlıkla ona doğru dönerken kafasını onun kıvırcık kafasına tam anlamıyla gömdü! Kendi kaşı patlarken kıvırcık kafa lakabını taktığı Sarp ise kendi aracının kaputuna savrulmuştu. Çiğdem’e bir an için bakışlarını sunup onun güvende olduğunu gördükten sonra arkasına döndü ve tiz bir ıslıkla kendi arabasının ardındaki araçta bekleyen adamlarından birini çağırdı beden dilini de kullanıp elini havaya kaldırarak.

Şirvan’ın yanına hızla yaklaşan isim Yusuf’tu. Küçük ağaya bakıp emrini bekliyordu. Şirvan, ondan tarafa bakmadan, “Çiğdem’i araca bindir kapıları kapat beni bekle!” dedi. Ses tonundan buram buram ölüm kokuyordu. Nadiren onu böyle gören Yusuf, Şirvan’ı ikiletmedi. Taş kesmiş Çiğdem’i kolundan kaba bir şekilde tutmakla kalmadı adeta koluna asıldı. Çiğdem onun bu tavrıyla kendine geldi. Mücadele edip iri yarı adamın mengene gibi bileğine yapışmış avuçları arasından kurtulmaya çalışırken debelenip duruyordu. Şirvan, hâlâ daha Yusuf’un Çiğdem’le orada durduğunu görüp öfkeden titreyerek kükredi: “Yusuf!!!”

Ağasına bakmadan onunla gitmemek için ayak direten ince narin bedeni tutup omzuna atarak Çiğdem’in baldırları altından tutup arabaya doğru ilerliyordu ki yeniden duydu o korkutucu sesi kulakları.

“Ona dokunma!”

“Ağam, dokunmazsam düşer ki!”

AŞKAR (BASILDI) ŞİAR (BAŞLIYOR)Where stories live. Discover now