"Samet daha hızlı gitmemen için bir sebep söyle lütfen." hırıltılı sesime aldırmadan torpidoya vurdum.

"Tamam hızlanıyorum, klişe gibi gelmesin ama bu halinle ona yardımcı olamazsın. Sana ihtiyacı var. Uykusunda bile hepsi istiyor. Lütfen eve vardığımızda sakinleşmiş ol."

"Kafamı dağıtsam iyi olacak, ev ne durumda?"

"Bu iyi bir seçenek. Gittiğinde büyük bir şok yaşayabilirsin. Özellikle neyse onu anlatmak bana düşmez. Ömür mükemmel biri Sevda anne yeni mutfağından neredeyse hiç çıkmıyor. Hatta bende odamı çok sevdim."

Ona doğru döndüm "Senin odana mı girdi? Samet seni öldürürüm, mahremine sevgilimi ne hakla sokarsın."

"Kendisi zorla girdi. Çok inatçı beni öldüreceğini söylediğimde seni tutuklayacağına dair söz verdi." istem dışı gülümsedim.

Boynumdaki kravatı tek elimle çıkarırken"Yaparım dediyse yapar. Samet ona bir şey olursa ben yaparım hiç bir fikrim yok. Benim yüzümden zarar gördüğünde kalbim acı  çekiyor."

"Bu konular pek benlik değil, bence kendine yardımcı olacak bir başkasını bulmalısın. Ben anlarım aşktan." Samet'in öz eleştirisine saygı duydum.

Kafamın içinde Ömür'den başka tek bir düşünce olmaması ne kadar normal acaba?

Seni seviyorum asi avukat, umarım yanına geldiğim de iyi olmuş olursun.


Bir saat sonra araba evin önünde durduğunda arabadan inmeden önce Samet omzumu sıktı "Onun sadece zamana ve sana ihtiyacı var. Kalplerinizin beraber atmasına."

Kapıyı açıp  arabadan indi "Kalplerimiz beraber atıyor." derin bir nefes aldıktan sonra arabadan indim.

Sevda anne üzgün suratıyla beni kapıda karşıladığında konuşmadan ona sarıldım.

"Oğlum hoş geldin." bir annenin sıcaklığını ben bu masum kadında tattım.

Annemin bana tattırmadığı her duyguyu Sevda anne bana fazlasıyla yaşattı. Beni sevdi, benim için mutlu oldu, gerektiğinde göz yaşı döktü istesem canını  verirebilecek kadar beni seviyor.

Keşke annem de böyle olmayı başarabilseydi.

"Bu kadar deli bir kız bulacağını biliyordum. Senin için az kalsın eski karını öldürecekti." gülerek ondan ayrıldım.

"Beni böylesi paklar annem. Gidip onu görsem de bir rahatlasam kokusunu özledim."

"Barkın salonda önce onunla konuş biraz, sanırım rahatsızlığı varmış peri kızının. Umarım bir sorun olmaz." son bir kez daha sarıldım anneme,salona geçtim.

Barkın koltukta bacağının birini diğerinin üstüne koymuş oturuyordu, buradan bile ne kadar düşünceli olduğu görünüyordu, dizinin üstündeki viski bardağını dudaklarına götürürken beni gördü.

Ayağa kalkacakken "Otur kardeşimi bir tane de ben alıp geliyorum." 

Yeni mutfakta viskiyi bulmak baya zor oldu, şişe ile birlikte salona döndüğümde Barkın'ın bardağını doldurup yanına oturdum.

Salona kısa bir süre göz gezdirdim, mükemmel görünüyordu. Her ayrıntı sonuna kadar düşünülmüş renkler, desenler, aydınlatmalar ve diğer ıvır zıvır eşyalar.

Yaptığı şeyler bu kadar mükemmel ve iyiyken neden kendisi sürekli sorun yaşamak zorunda, bardağı dudaklarıma dayadım ve kafama diktim.

İkinciyi doldurdum "Hak etmediği şeyler yaşıyor. Elimden gelen hiç bir şey yok. O adalete bu kadar düşkün biriyken kendisinin ondan bir gram etkilenmemesi ne kadar normal." koltuğa yaslandım.

AŞKIN GÖRÜNMEYEN YÜZÜWhere stories live. Discover now