GEÇMİŞTEN KALAN İZ

En başından başla
                                    

"Bakalım küçükken de bu kadar yakışıklı mıydın?" yere bağdaş kurarak oturdum ve sayfaları değiştirmeye başladım.

Albümün ortasına geldiğimde kapağı kapatmak zorunda kaldım çünkü Çağın tek bir fotoğrafında bile gülümsememişti bu da benim sinirlenmeme neden oldu.

Bir insan neden küçükken gülmez ki benim gülmediğim hiç bir anım yok, yani onları kaybedene kadar her anımda gülümseyen gözlerim var. 

Çağın ise hep somurtkan, üzgün ve gözleri dolu. Bu çok can sıkıcı.

"Yerde ne işin var  sen... Çağın'ın gözleri elimdeki albüme kaydığında biraz bozuldu fakat hemen kendini toparlamış gibi yaparak elinde iki bardak portakal suyu ile yanıma oturdu.

Büyük olan bardağı bana uzattığında başımı sallayıp "Onu sen içeceksin." diyerek küçük  bardağı elinden aldım.

Bardağı dudaklarına götürürken "Pişman olacaksın, ilk etkiler ortaya çıktığında ağlamaya başlayacağına yemin ederim." dediğinde yüzünde albümlerdeki Çağın'ın yüzünü gördüm.

Dolu gözleri ile fotoğraf makinesine bakıyor, onu zorla oraya koymuşlar. Tıpkı benim şu an yaptığım gibi. Bardaktan ilk yudumunu almak üzereyken bardağa elimle vurdum, bardak beyaz halıya döküldü, yayılan turuncu sıvıya bakarken "Eğlenceli değilsin, başka fikir bulacağım." diyerek ayağa kalktım.

Mutfaktan bez alıp salona geri geldiğimde onu albümü yerine koyarken buldum. Halıyı silerken aklım hala fotoğraflardaydı.

Çağın beni sürekli neden sorusunun ortasında bırakıyor, bende cevap bulmak için uğraşırken zarar görüyorum. Yeterince derdim varken başıma başka sorular çıkartıyor. Sürekli bu duruma gelmekten sıkıldım. İnsanların geçmişlerinde hep kötü olaylar mı var.

Keşke bir şöyle bir program olsa geçmişte olan kötü olayları zihnimizden o an silse ve geleceğimiz  sorunsuz geçse.

"Canım, elin tahriş olacak yeter." 

Elimin üstünde hissettiğim sıcaklıklasonrasında avuç içimdeki minik sızılar beni kendime getirdi. Çağın belimden tutup beni yerden kaldırdı. 

"İyi misin?" diye sordu.

Koltuğa otururken çenemi tutamadım "Fotoğraflarda tek bir pozda bile gülmüyorsun. Neden?"

Çağın vücudunu dikleştirip "Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum." diye kestirip attı. Sonra yanımdan kalkıp gidecekken"Çağın bencilce davranıyorsun. İstediğinde sen benim kalkanlarımı yıkabiliyorsun ama ben yapamıyorum, sana yaklaşamıyorum bile."diye patladım.

Elini saçlarına daldırıp alnındaki saçları geriye doğru itti. "Çünkü bir bildiğim var. Bu konuda şansını zorlama bence." ses tonunun yükseldiğinin farkında bile değildi.

Pes etmek istemiyordum belki o benimle ilgili bilgi sahibi değil ama bir kere olsun öncelik bende olsun. Hayatıma girdiği günden beri hep ilkleri o yaptı;İlk jest, ilk öpücük, ilk itiraf ve daha başka şeyler. Geçmişini ilk o itiraf edecek ve ben bu gece bunu yapacağım.

"Seni terk ederim." salonun ortasında ileri geri yürürken bu söylediğim karşısında durdu, bana dönüp dişlerinin arasında "Buna izin vermem!!!" tavrı karşısında ayağa kalktım.

"Bunu yapabilirim, neden bu kadar kapalısın anlamıyorum. Ne olabilir ki? Çağın sadece bilmek istiyorum lütfen." yanına gidip ona sarıldım.

Elimi kalbinin üzerine koyduğumda "Niye bu kadar hızlı  atıyor? Çağın lütfen sadece bilmek istiyorum."

Kalbinin üstündeki elimi sertçe tutup sıktığında acıyı görmezden geldim. Burnunu saçlarımın arasında gezdirirken "Bunu gerçekten yapar mısın?" sorusunu anlamadığım için "Neyi?" diye sordum.

AŞKIN GÖRÜNMEYEN YÜZÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin