41. Bölüm

7.4K 342 105
                                    

SELİM

Anonimin Eda oluşuna şaşırmamıştım aslında. Dikkatli düşündüğümde tam da onun gibi biriyle konuşuyordum bir aydır. Belki de bu yüzdendi her anonim ile konuşmamda aklıma küçük çirkefin gelişi.

Zaten bir aydır sürekli rüyalarımda Derya ve Eda'yı görüyordum. Derya kendi elleriyle Eda'yı bana itiyordu. Salak değildim, anlayabiliyordum fakat bunu Eda'ya yaklaşmak için bahane olarak görmek istemiyordum. İnkâr edemezdim, pekâlâ anonimle her konuşmamda Eda'yı hayal ediyordum ve bu yüzden de anonimle konuşmaya devam etmiştim.

Babasıyla Ankara'ya gitmeden önce birkaç kez daha karşılaşmıştık. Daha sonra ise gitmişti Mardin'den. Fakat duymuştum ki Mardin'i çok sevmiş ve işine burada devam edecekmiş.

Bütün bunlar denk geliş miydi yoksa kaderin oyunu muydu, bilmiyordum. Tek bildiğim vardı, o da Eda gelinceye kadar kendimce bir karar vermem gerektiğiydi.

MİHRİMAH

Artık iyice belirginleşen tekmeler yüzünden uyuyamadığım bir gece geçiriyordum. Bilmem kaçıncı kez döndüğüm yatakta oflayarak Karan'a baktım. Ben uyuyamıyorken bu niye uyuyor ki?
- Yüzbaşıı.

Kıvrılan dudakları sonrası gözlerini açmıştı. Kendine çekerek kolları arasına almıştı.
- Uyutmadınız bi annenizi oğlum!
- Doğruyu söyle, beni uyutmadıkları için mi yoksa dolaylı olarak seni de uyutmadıkları için mi kızıyorsun?
- Yavrum ben bi uykusuz kalmışım çok mu? Kim bilir her tekme attıklarında nasıl canın acıyor.
- Karaaan...

Erimiş halime gülerek dudağımı öptü.
- Şu güzelliğe bak! Yicem bir gün seni!
- Aşka mı geldin yüzbaşı?
- Hiç gitmedim ki balkon güzeli.

Ölüyorum merkez...

- Hadi bakalım kapat gözlerini, ben oğullarımla konuşarak uyumanı sağlayacağım.
- Biliyor musun, hiç itiraz edemeyeceğim yüzbaşı.

Gözlerimi kapatıp yattığımda, karnımda ellerini hissettim. Ardından da fısıldayan sesini.
- Alaz, Ayaz hani anlaşmıştık sizinle? Anneniz bizim en değerlimizdi ve ona çok dikkat edecektik, unuttunuz mu yoksa?

Duyduklarım, hormonlarımın da etkisiyle anında gözlerimin dolmasını sağlamıştı. Gözlerimi açarak karnıma doğru yatmış konuşan Karan'a baktım. Ellerim saçlarını bulup okşamaya başlamıştı.
- Sen o kadar güzel bir adamsın ki... Ve ben bu adam gibi iki erkeğe daha sahip olacağım. Daha ne isterim ki?

Ağlayan gözlerime bakıp kaşlarını çattığında hemen konuştum.
- Bakma öyle, napiyim? Hamileyim ben.
- Ölürüm ben o hamile kadına..

Önce karnımı öpmüş, ardından doğrularak alnımı öpmüştü. Bu arada oğullarım babalarıyla olan anlaşmalarına uyarak sakinleşmiş gibiydiler. Bunu fırsat bilerek yüzbaşımın kolları arasına uykuya dalmıştım.

~~~~~~~~

Neredeyse öğlen olurken uyanmıştım. Karan çoktan uyanıp karargâha gitmişti bile. Artık yedi aylık hamile oluşum sebebiyle iyice uykucu kesilmiştim. Her an yoruluyor ve uyumak istiyordum. Tabii bunda ikizlere hamile olmamın da büyük bir etkisi vardı. Oğullarımızın adını Alaz ve Ayaz koymaya karar vermiştik. Her akşam yüzbaşım onlarla konuşuyor ve beni üzmemeleri hakkında uyarıyordu. Bütün gün tekme atan bebeklerim ise babalarının uyarısı üzerine anında sakinleşiyorlardı.

Geçen zamanda Zehra da artık son ayındaydı ve her an doğum yapabilirdi. Ömer, Şeyda'ya sonunda evlilik teklifi etmişti.

Selim bir gün yanıma gelmiş ve benden akıl istediğini söylemişti. Tabii ben başta olmayan şeyi nasıl vereyim çocom desem de durumun ciddi olduğunu anlayıp susmuştum. Bana sürekli gördüğü rüyalarından bahsetmişti. Bir de Eda'ya karşı kaldığı durumdan. Bense Eda'yı sevdiğini kabul etmesini, Derya'nın da bence bunu istediğini söylemiştim. Bunun için Derya'yı silmesine gerek yoktu, onun yeri hep başka kalacaktı. Bunu kabullendiğinde Mardin'e dönen Eda'yla da konuşmuştu ve şu an güzel bir ilişkileri vardı. Eda'nın Selim'i seviyor olduğunu zaten daha beni arayıp numarasını ver dediğinde anlamıştık kızlarla. En azından hoşlandığını fark etmiştik.

AYANA ( Bir Asker Hikayesi)Where stories live. Discover now