19. Bölüm

11.1K 526 91
                                    

Selammmm!
Bir depresyon meselesi sonrası buralara geri döndüm xmsmsks. Umarım özlenmişimdir 🤔

Her neyse düşük çenemle sizleri daha fazla oyalamayacağım. Buyrunuz uzunca bir aradan sonra yeni bölüm sizlerle 👇

- Hayatta olmaz Ahmet!
- Baba bir dinleseydin-
- Neyi dinleyeceğim?! Vermem diyorum!
- Baba hani benim kızım ya-
- Kes ulan gerzek!
- Ama baba-
- Ulan ne baba?!

Gülmekten yanaklarım ağrısa da konu benimle alakalı ve de ciddi olunca müdahale etmem gerektiğine karar verdim. Zahmet oldu canım yaa. Yorulma sen. Sus kız Pakize.

- Dedecim.
- Prensesim benim. Nasılsın?
- Kusura bakma dede ama hiç iyi değilim.

Babam ne yapıyorsun sen bakışları atsa da sessiz olmasını işaret ettim.

- O şerefsiz üzdü seni değil mi? Ulan Ahmet bir de istemeye gelecek diyor, verir miyim lan ben ona torunumu?!
- Ya dede şerefsiz demesene Karan'a! Ayrıca beni üzen o değil, sensin.
- Ne?
- Duydun işte. Beni iyi dinle Semih Şentürk. Ya Karan beni istemeye geldiğinde sen de burada olursun ya da seninle küserim.
- Ama prensesim-
- Konu tartışmaya açık değil, teşekkürler.

Telefonu gaza gelip bir de suratına kapatmıştım. Ülkece alkışlıyoruz seni Mihri! Beni sizler var ettiniz canlarım!

- Sen az önce dedenin suratına mı kapattın?
- Baba o anı silsek olmuyor mu ya?
- Adamı daha da delirttin be kızım.
- Ay deme deme. Canım dedem kıyamaz bana.
- İnşallah.
- Babaa!
- Sustum.

Karşı koltuktan bizi izleyen anneme yandan bir bakış attım. Yine gözleri dolu doluydu. Üzgünüm annecim ama sen istedin bunu. İnsafsız! Yazık be kadına. Sanane be! Hem o bana babamın katili olduğum imasını yaparken iyiydi. Bu kadarla kaldığıma şükretsin.

Çalan telefonumla salondan çıkıp odama gittim. Kapıyı kapattığım gibi de aramayı cevapladım.
- Balkon güzelim.
- Canım.
- Canını yerim senin! Napıyorsun bakalım?
- Hiiç. Dedemle konuştuk az önce.
- Eee ne diyor?
- Ne diyecek, vermem diyor başka da bir şey demiyor.
- Ben de alıcam diyorum başka da bir şey demiyorum.
- Karan ya.
- Söyle birtanem.

Gülmekle yetindim. Çok seviyorum, çokk!

- Sen napıyorsun bu arada?
- Annemlerle marketten geldik az önce. Odamdayım şimdi de.
- Aferin çocuğum.

Kahkaha atmasıyla kulaklarım şenlendi.

- Mihrimah acilen nikah kıymamız gereken konular var.
- Bu yolda emin adımlarla ilerliyoruz sevgilim.
- Evet güzelim. Neydi sloganımız?
- Alıyoruz diyoruz başka da bir şey demiyoruz.

Tekrar kahkaha atmıştı.
- Ulan var ya yicem seni bir gün!
- Ben burdayım Karan'cım.
- Mihri...
- Efendiim.
- Çok fenasın güzelim.
- Biliyorum biliyorum ben de kendime bayılıyorum canım. Neyse hadi kapatıyorum artık.
- Tamam balkon güzelim. Çok öpüyorum.
- Anca lafta zaten...
- Anlamadım?
- Ha şey ben de dedim. Ben de öpüyorum.

Telefonu kapattığım gibi kendime sövdüm. Ben iyice zıvanadan çıkmıştım. Adama resmen gel beni öp dedim, dedim de Allah'tan duymadı. Ay rezillik valla.

Çalan zille aşağıya indim. Annem de bu sırada kapıyı açıyordu. Bir anda içeriye doluşan akrabalarım ile tabiri caizse mal gibi kalmıştım.
- Aşkooo!

Üzerime atlayan Hâle ile kendime gelmiştim. Tabi ilk yaptığım bu sülüğü üzerimden atmak olmuştu.
- Siz nerden çıktınız?
- Bunu mu konuşalım cidden Mihri?

AYANA ( Bir Asker Hikayesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin