37. Bölüm

6.7K 357 113
                                    

Masaya yönelmiş olan adımlarım, benden izinsiz bir şekilde sesin sahibine dönmüştü. Dün akşam kendisini göz yaşları içinde anlattığım, abim saydığım Ertan'dan başkası değildi bu. Şimdi karşımda, dolu gözleriyle gözlerime bakıyordu.

Sen ağlar mıydın ya Ertan?

Heh döndü özüne şükür! Sen duygusala bağlama gözünü seveyim Mihri.

- Hayırdır Ertan komutanım?
- Mihri..
- Mihri yaa Mihri... Hani şu bir çırpıda sildiğin Mihri.
- Özür dilerim kardeşim..

Pişmanlıkla bakan yüzüne karşılık alayla gülmüştüm. Pekâlâ onu çok seviyor, deli gibi özlemiş olabilirdim fakat onun beni öylece silip atmasına göz yumamazdım. Bir kere bile sorgulamamış, öylece inanmıştı. O bir yalan uğruna küsmüştü ama ben gerçekten kırılmıştım. Ne olursa olsun bu kadar çabuk inanmasını asla beklemezdim. Ne demişler, asla asla dememeliyiz...

- Özrünü de alıp geldiğin yere dönebilirsin..

Onu öylece bırakıp içeriye girmiştim. Adımlarım yukarıya, odama yönelmişti. Odaya girdiğim gibi kapıyı kapatmış ve yatağıma girmiştim. Nerden çıkmıştı ki şimdi bu...

KARAN

Mihrimah içeriye girdiğinde Ertan da peşinden girecekken engel olmuştum.
- Şu an diretmen boşuna olacak.

Çatılan kaşları ile bana döndü.
- Sen kimsin?
- Mihrimah'ın eşiyim. Ve karımı üzmene izin verecek değilim.
- Mihrimah benim kardeşim!!

Alaylı bir gülüş oturdu yüzüme. Aramızdaki az mesafeyi kapatarak konuştum.
- Öyle mi? Saçma bir yalana inanırken de böyle düşünüyor muydun acaba?

Bir şey demesine müsade etmeden içeriye yöneldim. Çocukların yanından geçerken uyarımı yapmayı da ihmal etmemiştim.
- Döndüğümde bu adam evimde olmasın.

Odamıza çıktığımda balkon güzelimi yatakta büzüşmüş, yatarken bulmuştum. İstediği kadar etrafa kafa tutsundu, o benim küçük balkon güzelimdi...

Yanına yattığımda anında bana dönerek kollarım arasına girmişti. Söylesenize, bu kadın nasıl sevilmezdi ki?

- Birtanem..
- Gitti mi?
- Başka şansı yok.

Kafasını kaldırarak şaşkınca yüzüme baktı.
- Dövdün mü Karan?!
- Sen de beni iyice şiddete meyilli yaptın be güzelim. Sadece gitmesi gerektiğini söyledim. Ha gitmezse döverim ama.
- Karan!

Gülerek saçlarını öpmüştüm. O da bir nebze olsun gülmüştü.
- Tepkim yanlış mıydı bilmiyorum.. Ama beklemiyordum...
- Biliyorum güzelim. Ayrıca tepkin de gayet normaldi. Ben olsam yüzünün ortasına yumruğu-
- YÜZBAŞI!
- Tamam yaa.
- Annecim siz sakın babanız gibi olmayın tamam mı?
- Dedi kafede adamı yumruk manyağı yapan anneniz.
- Onunla bu bir mi Karan?! Hem sen onu unutmadın mı?
- Nasıl unuturum yavrum? Gördüğüm an dedim ki, bu kızla müthiş kavgaya gidilir.

Kahkaha atarak yanağımı öpmüştü.
- Seni var ya çok seviyoruz yüzbaşı...
- Sizi var ya çok seviyorum balkon güzeli...

MİHRİMAH

Akşama kadar Karan'la odamızda kalmıştık. Kendimi toparladığımda ise birlikte bahçeye, bizimkilerin yanına inmiştik.
- Sizin de tadınızı kaçırdım değil mi?...
- Olur mu hiç öyle şey komutanım?
- Aynen, siz iyi olun boşverin komutanım.

Alp ve Selim'e minnetle gülümsedim.
- Sabahtan beri doğru düzgün bir şey yemedin kuzum. Hazırlayalım mı hemen?
- Sağ ol Süheyla anne. Ben gider yerim şimdi, uğraşmayın.
- Ne uğraşı annecim, hazırlarız biz otur sen.

AYANA ( Bir Asker Hikayesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin