36. Bölüm

6.7K 361 50
                                    

- Ay nasıl dövmüşsünüz kuzenimi ya!
- Ahh! Kızım yavaş olsana.

Sürekli triplerimi çeken bu koca adamlar sonunda Egemen'e patlamış ve el birliği ile dövmüşlerdi. Bir de çocuk gibi omuz silkiyorlardı.
- Hak etti valla yenge.
- Pars sen böyle şiddet yanlısı değildin. Çok değiştin çocuğum.
- Bırak Mihri ya! Hepsi dağ ayısı.
- Sen hâlâ konuşuyor musun?!!

Sinan ayaklanırken Egemen arkama sığınmıştı. Salak kaşınma, sus sen de.
- Hadi hadi bir şeyi yok, turp gibi maşallah.
- Sağ ol enişte!
- Ne demek...
- Yüzbaşı!
- Efendim?
- Yemin ediyorum fıtık edersiniz siz insanı! Şu üzerimdeki sinir, stres çocuklarıma geçmeden doğursam bari!

Annem küçük bir kahkaha atmış ve konuşmuştu.
- Sanki normalde melaike. Hep hormonlar, hep...

Anne senin benim tarafımda olman gerekiyor!

- Rüya gel yanıma otur abicim.
- İyiyim ben böyle abi.
- Rüya... Yanıma gel güzel kardeşim.
- Niye abi?
- Kardeşimi özledim Allah Allah! Bir de hesap mı vericem?!
- Rüya kızdırma dağdan aldığım kocamı.

Karan öfkesini bana yöneltmiş bakarken omuz silktim.
- Bakma öyle. Sanki yalan, dağda bulmadık mı birbirimizi? Hayır yani hep bir ima ara zaten!

Çok haklı bir savunma. Ben ikna oldum...

Teşekkürler iç ses.

Sonunda yapılan mangal sonrası şimdi de çay içiyorduk. Yeni evli çiftlerimiz salak salak gülümsüyor, hamile olan Zehra ve ben hormonlarımızla savaşıyor, zar zor sevgili olan Rüya ve Mete sevgili kocam sayesinde göz göze gelmeye bile çekiniyor, geri kalanı ise sohbet ediyordu. Gözüme kestirdiğim Selim'e kaş göz yaparak yanıma gelmesini sağladım.
- Bir şey mi oldu komutanım?
- Hıhımm. Hani sen bir adres istemiştin ya..
- Evet?
- Telefonuna niye bakmıyorsun sen?! Attım işte konumu!

Böyle bir çıkış beklemese gerek, irkilmişti yavrucak. Ama yani napiyim, o kadar konumu atmışım beyefendi telefona bakmaktan aciz!

- Şey sağ olun komutanım.
- Fazla uzatmadan hallet meseleni.
- Ben de öyle düşünüyorum komutanım.
- Ne konuşuyorsunuz siz öyle?

Bunlar niye bu kadar meraklı?

- Sizin aksinize komutanının rahatı yerinde mi diye soruyordu.

Aferin Mihri. Boş geçme, çak lafı.

- Aşk olsun komutanım. Az önce yanınızdaydım.
- Sağ ol Fatih'cim sağ ol. Zaten birileri artık timlerinde değilim diye umursamıyor da. Napalım, başımıza geleceği varmış. Dime canlarım?

Gözlerim dolu dolu, en son söylediklerimi karnımı severek çocuklarıma hitaben söylemiştim.
- Ay Mihrimah beni de ağlatacaksın..

Hamile bir tane değil ki. Koro gibi, biri başlayınca diğerimiz de ağlıyordu.

- Komutanım o nasıl laf öyle? Hep bunlar doldurdu sizi değil mi?!
- İftira atma çocuklarıma Bekir!

Benimkiler gururla geriniyordu şimdi. Valla hepsi şapşal.

- Yok yok abi. Ertan komutanım gelmedi diye duygusallaştı Mihri komutanım. E acısı da bizden çıkıyor tabi.

Harbi lan! Hiç aklıma gelmemişti. Güzel fikirmiş hee.

Aman dur şimdi bir de ona ağlama.

- Neden gelmedi komutanınız?

Pamir abi herkesin aklındaki soruyu sormuştu sanırım. Çünkü hepsi dikkatle cevabı bekliyordu. Burnumu çekip başladım anlatmaya...

AYANA ( Bir Asker Hikayesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin