29. Bölüm

7.6K 385 42
                                    

Instagram hesabını hâlâ takip etmediniz mi?
👇
ayana_ailesi

Keyifli okumalarrr

Birkaç saatlik uyku uyusam da saatlerce uyumuş gibi açmıştım gözlerimi. Yaslandığım göğüsten kafamı kaldırıp baktığımda zaten bana bakan bir Karan vardı.
- Günaydın güzeller güzelim.
- Günaydınn. Saat kaç?
- 10'a geliyor. Uyu istersen.
- Uykum yok ki. Hem kahvaltıya inelim.
- Acıkmışsındır tabi.

İmayla söylediğine sadece gülmekle yetindim. Kalkarken ani giren ağrı ile geri yattım.
- Yüzbaşı bu ne?!
- Sinirliyken sevişirsek olacağı bu yavrum.
- KARAN!
- Sustum. Hayır yani doğruları söylemek de suç oldu.

Kalkarken bir yandan da söyleniyordu. Sinirle yanımdaki yastığı fırlattım. O ise gülüp beni kucağına almıştı.
- Tekrar duş almak ister misin?
- Gerek yok. Sen beni niye kucağına aldın?
- Kalkamayınca aldım işte.
- Ben bu hâlde nasıl düğüne gidicem acaba?
- Bak hâlâ düğün diyor!
- Karan saçmalama. O düğüne tabii ki gidicez. Silah arkadaşımız evleniyor farkında mısın?
- Hmm evet. Hepimizden hızlı çıktı puşt.

Bu cümle bana çok tanıdık gelmişti. Tabii puşt yerine götoşu koyarsak tam olurdu.

- Hadi hadi indir beni de kahvaltı için hazırlanayım.
- Bak sonra oram ağrıyor buram ağrıyor deme.
- Sen bir daha taklidimi yap bak ne oluyor yüzbaşı!

Atarla kucağından inmiştim. Yine canım acısa da bozuntuya vermeden banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp çıktım ve bavuldan yazlık bir elbise alıp giydim. Saçlarıma elimle şekil verip hafif bir makyaj yaptım.
- Hazırımm.
- Ben de hazırım inebiliriz.

Uzattığı elini tutup odadan çıktık. Kahvaltıya indiğimizde herkes buradaydı. Beylerin yüzü dün azar yemiş olacaklar ki baya asıktı. Bir mutlu olan Karan'dı sanırım. E adam olayı fırsata çevirdi. O mutlu olmasın napsın? Tamam sus.

Biz de yerimize geçip kahvaltı etmeye başladık. Cidden acıktığımı fark etmiştim.
- Yüzüne bir renk gelmiş sanki Karan'ın..

Yanımda sadece benim duyabileceğim şekilde konuşan Melek abla sayesinde yediğim lokma boğazımda kalmıştı. Ben öksürürken Karan da hızla bardağa su koyup bana vermişti.
- İyi misin güzelim?
- Hı hı.

Yüzüme emin olmak ister gibi bakıyordu. Gerçekten iyi olduğumu söylediğimde kahvaltısına döndü. Melek ablaya baktığımda gülerek beni seyrediyordu.
- Bende iyi bir ağrı kesici var. Vereyim istersen.
- Melek abla!

Kahkaha attığı için dikkati de üzerimize çekmiştik.
- Hayırdır?
- Bir şey yok hayatım. Mihrimah bir şey söyledi de ona güldüm.
- Ne söyledi yenge?
- Sanane Talha!

Ahh ah daha nasıl rezil olabilirdim acaba? Melek abladan önce atlamış ve Talha'ya çemkirmiştim. Melek abla daha da gülerken kafamı nereye gömsem diye etrafa bakıyordum. Karan gülüyor muydu, ben mi yanlış görüyordum? Gebertirim ben bunu! Aman aman bir sinir patlaması daha kaldıramayız şu an. Malum götünün üzerine zor oturuyorsun. Ulan iç sesimin bile diline düşmüşüm ben daha ne yapayım?

~~~~~~~~~

Kahvaltıdan sonra hep birlikte gezmiştik. Bizim tim hariç diğerleri düğünden sonra dönmek zorundalardı. Bu yüzden akşama kadar deli gibi gezmiştik. Şimdi ise düğün için hazırlanıyorduk.
- Güzelim ben saatimi nereye bırakmıştım?
- Gel burada.

Ben makyajımı yaparken arkamdan eğilip almıştı saatini. Geri çekilirken saçımı öpmüştü. Aynadan saatini takışını izlerken yutkunmuştum. Yürüyen karizma yapmışlar!

AYANA ( Bir Asker Hikayesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin