Makyajım bittiğinde ayağa kalktım. Hazırlandığı için elbisemi boydan görmemiş olan Karan, baştan aşağıya süzmüştü.

Bu sefer yutkunan o olmuştu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bu sefer yutkunan o olmuştu. Yanıma gelip elleri belimi bulurken konuştu.
- İnsaf, benimki de can güzelim...

Kıkırdayarak dudağına küçük bir öpücük bırakmıştım.
- Gel beni dinle gitmeyelim.
- Yüzbaşı!
- Hay siksinler yüzbaşını!

Ağzına vurmamla neye uğradığını şaşırmıştı. Şaşkın suratına kahkaha attığımda kendine geldi.
- Bekle sen bekle...

İstediği olmadığı için çocuk gibi suratı asılmıştı fakat yüzünde intikam kırıntıları da dolanıyordu. Odadan çıkacakken seslenişimle durdu.
- Karan..
- Efendim Mihrimah.
- Şey.. Dudağına ruj bulaşmış.

Bir umut dönmüştü. Fakat söylediğim ile homurdanarak bir peçete ile dudağını silmişti. Ben haline hâlâ gülerken elimden tutarak kapıya yürüdü.
- Yürü Mihrimah yürü!
- Ben de seni seviyorum yüzbaşım.
- Ulan..
- Geç kaldıık.

Bir şey demesine müsade etmeden çekiştirerek çıkardım odadan. Yoksa kesinlikle çıkamayacaktık. Aşağıya indiğimizde herkes buradaydı neredeyse.
- Al işte bir de hepsi takım elbise giymiş. Ben hepinizi birden nasıl koruyayım şimdi?!
- Sen merak etme komutan kanka yengem. Biz koruruz namusumuzu.
- Geçen sefer öyle değildi ama!
- Noldu ki geçer sefer?! Yani merak ettim.

Bir an atılan Rüya, abisinin bakışlarını görünce geri adım atmıştı.
- Anlatırım ben sana sonra canım boşver.

Mete anlatmamam için gözüm içine bakıyordu. Ama ben durur muyum? Tabii ki de anlatacaktım.
- Heh Zehralar da geldi. Gidebiliriz artık.

Işıl'ın sesiyle Zehralara döndüm. Hamile olduğunu öğrendiğinden beri Osman iyice düşkün olmuştu karısına. Yanlış anlaşılmasın, bebek için değildi bu. Karısına bir şey olacak korkusu sarmıştı dört bir yanını. Bir an için benim hamile olduğumu hayal ettim. Karan nasıl olurdu acaba?

Farkında olmadan ona döndüğümde o zaten bana bakıyordu. Eğer bakışlarımı takip ettiyse ne düşündüğümü tahmin etmesi de zor değildi. Bu yüzden mi gözleri parlayarak bakıyordu?

~~~~~~~~~

Düğün yerine geldiğimizde ordu gibi giriş yapmıştık. Tabii dikkatleri de fazlasıyla üzerimize çekmiştik. Asker olmaları sebebiyle yanımızdaki beylerin hepsi oldukça yapılıydı. Tamam ben de askerdim fakat onlar kadar dikkat çekmiyordum. En azından karnım açık giysiler giymediğimde.

Bize ayrılan masaya yerleştiğimizde Fulya teyzeler yanımıza geldi.
- Hoş geldiniz çocuklar.
- Hoş bulduk Kenan amca.

Pamir abi en büyüğümüz olarak sözcümüz olmuş ve biraz da sohbet etmişti. Ardından diğer davetliler ile ilgilenmek üzere ayrılmışlardı yanımızdan. Çok geçmeden Fatih ve Şule giriş yapmıştı. Alkışlar, ıslıklar havada uçuşurken yerlerine geçtiler. Nikâh memuru geldiğinde nikahları kıyıldı ve dansa kalktılar. Onların ilk dansından sonra diğer çiftler de kalkmaya başlamışlardı. Bizimkiler de tek tek kalkarken önüme bir el uzandı.
- Benimle dans eder misin balkon güzeli?

İçtenlikle gülümseyip uzattığı elini tuttum. Birlikte pistte uygun bir yere geçtik. Gözüm tek tek timdekilerde gezerken Selim'in masada oturuşu çarptı gözüme. Elbette diğer bekarlarımız da oturuyordu lakin kendi timimde bir Selim kalmıştı yalnız.
- Yine ne geçiyor güzel aklından?
- Hiç... Selim'i düşünüyordum.
- O niye?

Çatık kaşlarına gülümseyip konuştum.
- Bakma hemen şöyle. Biliyorsun ki hepsi evladım gibi oldu. Onu böyle tek görünce de içim kötü oldu. Sahi sen bilirsin, hayatında hiç kimse olmadı mı?
- Oldu... Işıl'ın ev arkadaşı, Derya. Öğretmendi. Biliyor musun, çok güzel sevdi benim kardeşim onu. Evleneceklerdi hatta. Bana komutanım nikah şahidim olur musunuz demişti. Seve seve kabul ettim. Evlenemeden şehit oldu... Çalıştığı okulda teröristler tarafından esir alındılar. Öğrencisini korurken de... O gün bugündür içine kapandı kardeşim. Kesti ilişkisini herkesle. Bakma böyle bizimle güldüğünü falan. Kalbi paramparça...

Gözlerimden yaşlar akarken insanların görmemesi adına kafamı göğsüne sakladım. Daha sıkı sardı beni. Bir yandan da saçlarıma art arda öpücükler bırakıyordu.
- Ağla diye anlatmadım ki güzelim.

Omuz silktiğimde kıvrılan dudaklarını hissettim saçlarımda. Mutlu ol Selim... En çok sen mutlu ol kardeşim...

~~~~~~~

Saatler geçmişti düğün başlayalı. Çeşit çeşit müzikler çalmış ve oynanmıştı. Şimdi ise takı töreni vardı.
- Ulan çıkıp bir zeybek oynamamız yok mu?
- Yok.
- O niye lan?
- E bilmiyorum da ondan kardeşim.
- Nasıl la?
- Askerliğe başlarken zeybek de başlangıç paketi olarak veriliyor da benim mi haberim yok?

Ozan ve Ömer yine klasik atışmalarındayken hepimiz gülerek onları izliyorduk.
- Yeterince oynadık sanki.

Selim'e hak veriyordum. Bir ara hatta hep birlikte kalkıp halay çekmiştik. Arya bile babasının kucağında eşlik etmişti.
- Hadi kalkın da takımızı takalım.

Beylerin hepsi Pamir abiyi onaylarken ayaklanmıştık. Sıraya girmiş beklerken kınadaki teyze ile göz göze geldim. Yanındaki de sanırım oğlu oluyordu. Karan'a biraz daha sokulduğumda belimi sıkı sıkıya sarmıştı. Teyze Karan'ı baştan aşağıya süzmüştü. Sonraysa morali bozulmuş ve görüş açımdan çıkmıştı.
- Yakalandın!

Kulağıma fısıldayan Karan ile irkilip ona dönmüştüm.
- Bir şey saklamıyordum ki yüzbaşı.
- O kadındı dime?
- Hıı o kadındı.
- Benim güzelime layık gördüğü lavuğa bak! Ya da dur sen bakma!

Elleri gözümü kapadığında kahkaha atmıştım.
- Karan çeker misin elini hayatım?
- Çekerim hayatım çekerim de bakma tamam mı?
- Hıhımm.

Ellerini çektiğinde bir kez daha güldüm.
- Gülme Mihri!
- Güldürme yüzbaşı!
- Pekâlâ konuyu değiştiriyorum o hâlde. Rüya ve elimde kalacak olan it ne iş?

Asla ama asla beklemediğim sorusu karşısında şok geçirmiştim.
- Bakma öyle. İkisi de çok belli ediyor. Anlamamak için salak olmam lazım.

Tek kaşımı kaldırmış bakarken hayretle bana bakmıştı.
- Yok artık!
- Tamam tamam dalga geçiyorum. Benim sevgilimi kimse salak yerine koyamaz.
- Bu yüzden o itin burnunu kırmalıyım değil mi?
- Yüzbaşı! Delirtme beni. Yok şiddet falan! Otur güzel güzel konuş kardeşinle. Zaten söyleyecek olduğunu sen de biliyorsun.
- Biliyorum biliyorum. Niye bu kadar bekledi ki zaten?
- Birbirlerinden emin olmak adına olabilir. Çok yeniler zaten. Sen de o söyleyene kadar sabırla bekle lütfen.
- Salağa yat diyorsun yani..
- Yok canım estağfurullah.
- Mihrimah!

Dayanamamış ve kahkaha atmıştım. Yerim ben bu adamı!

Ulan Rüya hadi yine iyisin ki harika bir yengen var. Zira ilk ateşi ile gelseydi ikinizi de yakardı. Neyse ki müdahalem sonucu sakinleşmeyi ve senin konuşmanı bekleyecek. Mükemmelim ya!

En mükemmel sensin Mihri mdmsdmsks.

Bayram dolayısıyla biraz gecikti bölüm. Nasıl geçti bayramınız?

Bölüm nasıldı şekerlerim?

Bu arada kitabımızın instagram hesabına ek olarak blog hesabımı da takip ederek destek olursanız çok mutlu olurum😊
Hesabım: tugba_blogg_

AYANA ( Bir Asker Hikayesi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin