Bölüm 65: Arapsaçı

4.1K 351 52
                                    

Selamlar efendim. 💋

Güzel bir bölümle geldimmm

Güzel şeyler öğreneceksinizz

kısa oldu ama olsuunnn

Oy vermeyi ve isterseniz de yorum yapmayı unutmayın lütfennnn

Keyifli okumalarrrr

***

Gördüğüm kişi ile afallayıp önüme döndüm. Bu kadını göreli üç olmuştu. Nereden biliyordu ki bu mekanı?

Bakışlarımı kıstım ve yeniden o masaya doğru baktım. Bu sefer o bana bakmıyor ve önünde duran mezenin dibini sıyırıyordu. Karşısında konuşan kadını da duymuyor gibiydi. Bakışlarından anladığım üzere kütük gibi sarhoştu.

Solumda duran Mehmet'e döndüm. "Sen takıl geliyorum aslanım." dedim. "Tamam abi." Usta şarkıdan hemen sonra kalkmıştı masadan. Birkaç çırağa bakması gerekmişti.

Masadan sakince kalktım ve sırtıma batan silahımı düzelttim. Bu mekanda beni bilmeyen yoktu. Üstelik polisim ve silah onlar için bir rahatsızlık vermiyordu. Tam masadan ayrılacakken telefonum çaldı. Bartu arıyordu. Tam açacakken kapandı. Kaşlarım çatılırken geri aradım. Hemen açtı.

"N'oldu devrem?" dedim merakla. "Aradın, açıyorum kapattın."

"Devrem kusura bakma ya, telefon Elis'in elindeydi. Bilirsin benim telefonumda şifre yok. Basmış öyle her tuşa benim miniğim, bizim amiri bile aramış.. Herkes geri arıyor vallaha.."

Hoş bir kahkaha attım. Bizim fıstığa bakın.. İş başındaydı.. "Ne kusuru kardeşim problem yok."

"Görüşürüz o halde arıyorlar döneyim onlara.."

"Tamam kardeşim görüşürüz." dedim ve telefonu kapattık. Gülerek telefonumu cebime koyarken, arka masadaki hareketlilik dikkatimi çekti.

Takım elbiseli bir adam bir kadının kolunu tutup kaldırmaya çalışıyordu. Mekandakiler o masaya odaklanınca oraya doğru yürüdüm.

Alev'in masasıydı.

Bir adam ve Alev sinirli şekilde kavga ediyordu. Az önce yanında olan kadın şimdi yoktu.

"Ich hasse dich! (senden nefret ediyorum)" dedi Alev, anlamadığım bir şekilde. Yine almanca konuşuyordu. Ben adam anlamaz sanırken o da almanca karşılık verdi. "Nur ein Fehler, bitte lassen Sie mich sprechen. (sadece bir hata, lütfen konuşmama izin ver)"

Alev sinirle ayağa kalktı ve kolunu adamın elinden kurtardı. "Okan!" dedi sinirle. "Defol git!" Nihayet türkçeye dönmüşlerdi.

Adam yeniden onun kolunu tutacakken ben adamın elini tuttum. Hemen cüzdanımdan rozetimi açtım. "Ben polisim buyurun beraber halledelim." dedim yukarıdan adama bakarken. Adamın boyu benden dört ya da beş santim kısaydı.

"Bir sorun yok." dedi adam ve Alev'e baktı. "Sadece konuşmak istiyordum."

"Sen yeni çıkmadın mı nezaretten?" dedim. "Adliye sevkin iptal edilmiş işte bas git yoluna."

İtiraz edecekti ki belimden kelepçe çıkarttım. "İstersen yeniden alayım seni?"

Derince soluklandı ve Alev'e baktı. Alev onu umursamadan masaya oturdu ve bardağını eline aldı. Ağzında bir şeyler geveliyordu ama anlamamıştım.

BABA OLMAK +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin