Bölüm 38: Bedel

4.9K 357 53
                                    

Hepinize merhaba sevgili okurlarım! Nasılsınız? Umarım iyisinizdir! 🤍

Faruğun ne hâlde olduğunu ve neler yaşıyor olduğunu göreceğimiz bir bölüm ile geldim..🖐🏻

Sınır dolmadı ve sorduğum sorulara da bir iki kişi dışında cevap veren olmadı.. Canınız sağ olsun. Yorum için sizi zorlayamam, ama sohbet etmeyi isterdim.🥺

Sizi daha fazla sıkmadan bölüme alayım. Hatalarım var ise affola. Gözümden kaçan eden illa ki oluyor.

Faruğun ağzından okuyacaksınız.💥

Keyifli okumalar..💖

***

Yine kafamdaki seslerin susmadığı bir geceydi. Kaç gündür buradayım, hâlâ geceleri peşimi bırakmayan kabuslar ile uğraşıyorum. Üstelik irkilerek, kan ter içinde kalktığımda bana şu verecek veya 'nasılsın?' diye soracak bir annem yok..

Her zaman yaptığı gibi ranzadan sessizce kalktım ve koğuşun lavaboda gittim. Musluk mermerinin iki yanına ellerini koydum ve karşımdaki kırık ve pis aynaya baktım. Kendime baktım. Gözlerime baktım. Kaç gündür bunu yaptığımı bilmez hâlde yeniden elimi yüzümü yıkadım ve sular damlayan yüzünle yeniden aynaya baktım. Aynanın kırık yerlerinden kanlar sızlamaya başladı ve boş lavaboyu bir bebek ağlama sesi doldurdu. 'Ne oluyor?' diye sesin kaynağını ararken arkamdaki klozetin üzerinde Annem, babam ve onların kucağında Yasemin belirdi.. Yasemin o, Elis değil!

"Baba?" dedim, onlara yakalamak istedim. Babam bana doğru yaklaştı ve tenine temas etmemle tabiri caizse püf oldu gitti.. Yasemin hâlâ ağlıyordu. Anneme baktım bu sefer. Klozetin üzerinden kalktı ve yanıma yaklaştı. Birkaç kez ağzını araladı ama kelimelerin boğukluğuyla hiçbir şey anlamadım.

Yasemini benim kucağıma verdi ve konuşmaya başladı. "Her şeyi sen bozdun. Sen herkesi mahvettin. Talya'yı sen kaybettin, Elis'i sen kaybettin.. Babanı," dedi ve arkama baktı. "...sen öldürdün!" Arkama döndüm ve lavaboda yerde yatan babamı gördüm. Önüme döndüğüm zaman kimse yoktu ve ben yattığım yataktan inleyerek kalktım.

Sırılsıklam olmuş sırtım, saçlarım ve yastığım ile birkaç dakika boşluğa baktım. Ardından yerimden fırladım ve lavaboya koştum. İçeride bir kişi vardı ve benim rüyamda durduğum yerde duruyordu. Ellerini yıkadı ve peçete ile kuruladıktan sonra, benim dehşetle korku barındıran gözlerime baktı.

"Eyi misin gardaşım?" dedi kendi şivesiyle. Derin derin nefesler alırken etrafa bakmaya devam ettim ve pisuvarların karşısındaki kabinin açık kapısından klozete baktım. Boştu. Lanet olsun ki bu da bir kabustu.

"Gel elini yüzünü yıkayıver.." dedi ve beni hafifçe kolumdan tutup musluğun önüne getirdi. Suyu açtı. Yavaşça ellerimi suyun altına tuttum ve yüzümü ıslattım. Bunu birkaç defa daha yapınca musluğu kapattım ve onun bana uzattığı peçete ile ellerimi kuruladım. Kullandığım peçeteyi elimden alıp kapağı kırık olan çöp kutusuna attı.

"Kabus neyim mi gördün? Sırtın saçların çok yaş."

Sorusuyla ona dönüp kafa salladım.

"Olur öyle şeyler. Sen gel hele üzerini değiş. Bir de bu rutubet içinde hasta olmayasın."

Koluma girdi ve birlikle lavaboda çıktık. Ranzamın yanındaki dolaptan kıyafet çıkarttım ve yatağa oturup önce üstümdeki tişörtten, sonra da atletteb kurtuldum. Tişörtle tenimin nemini aldım ve yeni atlet ile tişört giydim. Kirlileri kenara koydum. Sabah hallederdim. Sahi sabah.. Aklıma gelen saat ile duvara baktım. Altıya geliyordu. Gardiyan bir saate gelip uyandırır ve sayım yapardı. Yavaşça uzandım ve üzerimi örttüm. Yan dönüp yanağımın altına elimi koydum ve gözlerimi kapattım. Bir saat kadar uyumam lazımdı. Yoksa bugün de ruhtan farkım olmayacaktı.

BABA OLMAK +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin