Bölüm 61: Uzak Olsun

Start from the beginning
                                    

"Konuşsa belki rahatlar.. İçine atıyor o."

"Tahsin Usta gündüzleri kendisine mekanda garsonluk ettiğini, gece de saat üç olupta mekanı kapatana kadar bir şişe rakıyı içtiğini söyledi. Klarnet çalan bir kardeşimiz var Tahsin Ustanın mekanında, adı Mehmet. 14-15 yaşlarında daha küçük. Ama çok iyi klarnet çalar. Fatih içerken onunla beraber şarkı mırıldanıyormuş. Fatih'in de sesi güzeldir, kötü değil. Böyle saat üçü ediyormuş. Sonra da sanki kalacak yeri yokmuş gibi mekandaki sandalyeleri birleştirip orada yatıyormuş."

Sesine hüzün düşmesine yeniden engel olamayan Talya yeniden konuştu. "Toparlaması gerekiyor.. Biliyoruz yaşadığı çok zor ama.. Ne bileyim. Onu böyle görmek beni üzüyor.. Neşesini kaybetti."

Bartu başını ağır ağır salladı ve evlerine gelmiş oldukları için arabayı garaja park etti. "Bugün emniyete gitmeden mekana uğrayacağım. Yeniden konuşmaya çalışacağım bakalım konuşacak mı."

Talya başını salladı. Ardından kapıyı açtı ve kızıyla beraber dikkatlice arabadan indi. Bartu bebek çantasını bagajdan aldıktan sonra hep beraber eve doğru yürüdüler.

Talya evin kapısını açtı ve önce Bartu ve Elis'in girmesine müsaade etti. Ardından kendi de girdi ve kapıyı kapattı. Üstündeki bluzu salonda odalarına yürürken çıkarttı ve içine giydiği sütyen ile kaldı. Elis annesini öyle görünce mırıldanmaya başlamıştı. Bartu güldü.

"Yemin ederim bunun ilk kelimesi meme olucak."

Talya'da güldü ve emzirme konusunda rahat etmek için giydiği sütyenin önünü açtı. Kızını kucağına aldı. Elis hemen annesini göğsüne atılmıştı. Bartu üstündeki tişörtü çıkartıp kirli sepetine attıktan sonra odaya döndü ve yatağa yan şekilde oturdu. Koluna yaslandı. "Ne zaman konuşacak?" dedi saçlarını okşarken. Arada da Talya'nın yanağını sıkıyordu.

"Bilmem.." dedi Talya. "Duydun sen de bugün, doktor kolay söylenebilen kelimeleri kendi çapında, sizden duyduğu kadarıyla mırıldanır dedi. Tabii ama ağzından her çıkanı mantıklı bir şeye yormamak lazım."

Bartu yanaklarını şişirip ofladı. "Hemen konuşsun istiyorum. Şu kapıdan girince baba diye üstüme atlasın."

Talya gülümsedi ve eşinin yanağını okşadı. "O günler de gelecek canım." dedi. "Sabretmek lazım."

Bartu başını salladı ve yataktan kalktı. "Emniyete gitmeme daha var kahve yapayım mı? İçeriz."

"Kendine kahve, bana da ballı süt yap olur mu? Çay veya kahve sütümle Elis'e geçiyor, hazımsızlık falan yapar şimdi.."

Bartu hay hay dercesine başını salladı ve adımlarını mutfağa yöneltti. Kahve makinesi ile kendine kısa sürede kahve yaptı. Onun yanında da hafif ısıttığı süte bal ekledi ve karıştırdı. Yaptığı kahveyi ve sütü tepsiye koyup odaya gidecekti ki Talya mutfağa girdi.

"Geldim aşkım içelim burada."

"Uyuya mı kaldı Elis?"

"Süt içince mayıştı, hem zaten bugün erken uyandı, hastane de yordu onu.."

Bartu anladığını belli edercesine başını salladı kahvesine uzandı. Talya'ya sütünden bir yudum aldı. Ardından aklına gelen şeyle masadan kalktı ve oturma odasına gitti. Masanın çekmecesinde duran zarfı alıp geldi. Faruğun gönderdiği zarfı açma konusu, Fatih ile ilgileniyor olmalarından sürekli ertelenmişti. Bartu gördüğü zarf ile başını salladı.

"Unuttuk onu."

"Bakalım artık, kısmet bugüneymiş."

Bartu yeniden başını salladı. "Hadi aç bakalım neymiş."

BABA OLMAK +18Where stories live. Discover now