BÖLÜM YİRMİ BEŞ | Çoban Yıldızı'na Kavuşmak

4.1K 396 158
                                    

*Merhaba! 🤍 Biraz uzun bir bölüm oldu ama umarım beğenirsiniz. Medyadaki şarkıyla okumanızı tavsiye ederim. 🥰 Şimdiden iyi okumalar!

Salonun çeşitli yerlerinde yanmaya başlayan ortalamadan uzun ve kalın mumların alevlerini izlerken, ''Bunları nereden buldun?'' diye sordum.

''Çatı katından.'' dedi ve Kara Ayna'nın ve Cem'in annesi ait mektup zarfının üzerinde bulunduğu sehpaya ahşap bir kutu bıraktı. ''Bunun tam yanında.''

Uzanıp kutuyu elime aldım ve üzerindeki elin içinde tuttuğu altıgen yıldıza, hemen üstündeki Tarot yazısına baktım.

''Tarot mu? Annen tarot mu bakıyormuş?''

Yanıma otururken konuya en az benim kadar uzak gibi duruyordu. ''Bakıyormuş.'' dedi ilgisizce. ''Bu da Kara Ayna'nın ona neden gelecekten kesitler göstermeyi tercih ettiğini açıklayabilir.''

Dudaklarım hayretle aralanmışken derin bir iç çektim.

''Aslında hepimiz kendi kaderimizi belirliyoruz.''

Öne doğru eğilirken ellerini birleştirdi.

''Kesinlikle öyle.'' dedi.

İkimiz bir süre elimdeki ahşap kutuya baktıktan sonra kapağını açıp içindeki kartları çıkardım. Tek tek üzerinde resimler ve yazılar olan kartlara baktım.

''Anlar mısın?'' diye sordu.

''Pek anlamam.'' dedim dürüstçe. ''Nalan anlardı ama o yüzden birkaçının anlamını biliyorum sadece. Öyle uzun uzadıya yorumlayamam.''

Kartlara şöyle bir baktıktan sonra sehpaya, ağzı açık bir şekilde geri bıraktım.

''Hazır mısın?''

Derin bir nefes alıp verdim. Bedenimden bir ürperti geçip giderken ellerimi bir el işine başlamaya hazırlanırcasına birbirine sürttüm.

''Bu sefer, evdekinden farklı olarak ciddi odaklanman gerekecek. İçinde öylesine ölüler değil, tek bir ölüyü görmeye çalışacaksın bu biraz zor olabilir. İstersen ışıkları da söndürebiliriz böylece yansımaya çok müdahale etmez. Sadece mumlar kalır.''

''Evet, olabilir.'' dedim.

Cem oturduğu yerden kalktı ve salonun kapısına doğru gidip ışıkları söndürdü. Koltuktan inip yere oturmanın daha rahat olacağına karar verdim. Böylece ayna tam anlamıyla göz hizamda olabilirdi ve ben hiçbir şey kaçırmazdım.

Cem kararsızlıkla ayakta bekledi.

''Dikkatini dağıtmamak için şöminenin önünde de oturabilirim.''

''Ya da?'' diye üsteledim.

''Ya da yanında olmamı istersen yanında otururum.''

Dudaklarım kıvrıldı ve gülümsedim. ''Yanımda ol.''

O da gülümserken, ''Seve seve.'' dedi.

Yanıma, aynadan onu göremeyeceğim bir noktaya oturdu. Senkronize bir hareketle ikimiz de bağdaş kurduk.

Aynaya gözlerimi diktim. Mum ışıkları loş bir güzelliğin yanı sıra, bana çok yardımcı oluyordu. Kara Ayna, her zamankinden daha karanlık gözüküyordu. Kendi yansımam bile belli belirsizken odaklanmam çok daha kolay ve hızlı oldu. Yansımada belirmeye başlayan siluetler artık çok tanıdıktı. Cem dikkatimi dağıtmamak için oldukça kısık bir sesle konuştu.

''Şimdi bir şey söylemelisin.''

Gözlerimi aynadan ayırmadan kafamı salladım.

''Nalan.'' diye mırıldandım. ''Eğer vermek istediğin cevabı verdiysen, aynanın içinde olmalısın. Bu da bana çok önemli bir soruyu cevaplamam için yardımcı olacak. Seni yalnızca bir kere gördüğümü biliyorum ki bu... Bu benim için her şeyden daha önemliydi.''

ARMAĞAN (Tamamlandı)Where stories live. Discover now