BÖLÜM YİRMİ DÖRT | Arafta Kalanlar

4.2K 376 75
                                    

*Medya: Cem.

Saatler geçmiş, dün yağan sağanak yağışın ardından güneş doğmuştu. Odanın içine düşen güneş ışıklarını seyrederken avuç içimde tuttuğum sıcak bitki çayına sarıldım.

Cem, pencerenin önünde, dün gece annesinin olduğu yerdeydi. Aynı pozisyonda dışarı seyrederken bu benzerlik karşısında içim titredi.

Korkmuyordum. Bunu sanırım bu eve geldikten sonra artık yenmiştim veya Ayna ile olan ilişkimiz' normalleşmeye' başlarken alışmıştım.

''Daha iyisin ya?''

''Evet.'' dedim gülümserken. ''Teşekkür ederim.''

''Bir şey yapmadım.''

''Hep yapıyorsun.'' dedim. ''Sadece farkında değilsin.''

Pencereye sırtını döndü. ''Ne yapıyorum?''

''Sakinleştiriyorsun.''

Yüzünde bundan tamamen habersiz olduğunu gösteren bir ifade belirdi.

''Bazen stresimi kontrol etmekte zorlanıyorum ama sen beni sakinleştiriyorsun. Bu benim için çok önemli.''

Belli belirsiz gülümsedi ve olduğu yerden, yatağın diğer ucuna doğru yürümeye başladı. Yatağa oturduğunda, ''Antikacının önündeki kavgamız hariç sanırım.'' dedi.

''Hayır, değil. Yine bana göre daha sakin ve kontrollüydün. Peşimden gelmeyerek beni aslında yalnız bırakmadığını sadece nefes almam için fırsat verdiğini biraz geç anladım.''

Bu sefer gerçek anlamda güldü ve içimdeki kıpırtının sebebi oluverdi.

Gözümü ondan ayırmadan sorumu sordum. ''Seni üzdüm mü? Ya da kızdın mı?''

Biraz düşündükten sonra cevapladı. ''Sadece şaşırdım.''

''Gerçekten, buraya gelmek gibi bir düşüncem yoktu. Ne ara oldu, neden oldu bilmiyorum.''

Geride onu ve küçük kardeşini bırakıp intihar edecek kadar zor bir dönemden geçen annesinin yatağında uyumamın onun gözünden nasıl bir his olduğunu hayal edemiyordum. Kızabilirdi, korkabilirdi, üzülebilirdi veya dediği gibi şaşırabilirdi. Ona bile bu yaşına kadar yasaktı burası, annesini toplasan kaç defa burada görmüştü kim bilir.

''Sana kızmadım, şaşırdım. Çok şaşırdım takdir edersin ki. Bilmiyorum, bir an tarif edemeyeceğim bir hisle doldum. Seni biraz ona benzettim sanırım.''

Midemde kaynamaya başlayan bir duyguyla yutkundum. Savunmaya geçerek elini kaldırdı ve ''Kendini garip hissetme sakın. Bir an yani, sadece bir an.'' diyerek kendini açıkladı.

''Hayır, hissetmedim. Gerçi adının Nergis olması da biraz tuhaf bir tesadüf oldu.''

Acı bir tebessümle karşılık verdi. ''Öyle, evet.''

''Sanırım... Bu senin kaderin.''

Seçtiğim kelimenin kırıcı ve korkutucu olmasından tereddüt edecekken Cem konuştu.

''Senin kaderinin ona benzememesi için her şeyi yaparım.''

Tek bir cümle tüm hikâyeye ışık tuttu. Soğuk ve ruhsuz görüntüsünün altında sakladığı endişenin, yardım etme konusundaki ani kararının ve ardından ondan beklenmeyecek türde bir şefkat göstermesinin asıl sebebine ışık tuttu. Gözlerine bakarken kızamadım. Her zamanki gibi bana-bunu-neden-anlatmadın olayına giremedim. Yalnızca gülümsedim. Ona doğru ani bir hamle yaptığım gibi kararsızlıkla duraksadım. O ise benim duraksamamın aksine cesurca bir hamleyle bana doğru eğildi. Beklemediğim bir anda saçlarımı öpmesiyle kendimi gülerken buldum.

ARMAĞAN (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin